Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2015/36291 E. 2016/2625 K. 10.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/36291
KARAR NO : 2016/2625
KARAR TARİHİ : 10.02.2016

Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : İşe iade

YARGITAY İLAMI

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, davacının iş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiğini öne sürerek davacının işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının iş akdinin performans yetersizliğine dayalı olarak feshedildiğini ve davacının sendika üyesi olmadığını ve üye olmuş olsa bile e-devlet sisteminden üye olunduğu için işverence bilinemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalı şirket tarafından performans değerlendirme kriterlerinin önceden belirlenerek işçiye bildirilmediği, 2014 yılı 1, 2 ve 3. Dönem için performansın düşük olduğu belirtilmesine rağmen üç dönem içinde aynı tarihte tutanak düzenlenerek savunma isteminde bulunulduğu, işçiye daha önceki dönemler için bu yönde verilmiş yazılı bir uyarı veya ihtar bulunmadığı veya savunmasının alınmadığı dolayısıyla işyerinde objektif olarak belirlenen performans kirterlerinin bulunmaması ve davacıya bu yönde yapılmış bir bildirim bulunmadığı dikkate alındığında davalı tarafından gerçekleştirilen feshin geçerli nedenlere dayalı olmadığı, davacı vekili tarafından feshin sendikal sebeplere dayalı olarak gerçekleştirildiği belirtilmiş ise de, … Bakanlığından gelen belgelerin incelenmesinde davalı şirkete ait 12 işyerinde 08.10.2014 tarihi itibarı ile 3166 işçi çalıştığı ve 190 sendika üyesi işçi bulunduğu (Mahkemenin 2014/278 E. sayılı dosyasındaki cd), mahkemenin 2014/344 E. sayılı dosyası içerisinde Bakanlıktan gönderilen toplam işçi sayısı ve sendika üyesi işçi sayılarını içerir cd nin incelenmesinde, 01.01.2014 tarihi itibarı ile 2806 İşçi çalıştığı ve 175 sendika üyesi bulunduğu, 27.01.2015 tarihi itibarı 3111 işçi çalıştığı ve 188 sendikalı işçi bulunduğu, davacının iş akdinin feshedildiği tarihte ise 3138 işçi çalıştığı 183 sendikalı işçi bulunduğu, davalı şirkete ait işyerlerinde yetki tespiti ile ilgili herhangi bir başvurunun bulunmadığı, işyerinde daha önce veya davacının iş akdinin sona erdirildiği dönemlerde Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinin bulunmadığı, her ne kadar 15. İş Mahkemesinde alınan bilirkişi raporunda iş akdinin sendikal sebeplerle feshedildiği kanaati yönünde rapor düzenlenmiş ise de, bilirkişi raporunda 2014 yılı 3. ayından itibaren işten çıkışı yapılan işçiler yönünden sendikalı – sendikasız ayrımı yapılmadığı bilirkişi raporunun bu yönden yeterli olmadığı, davalı şirket tarafından 2014 yılı 3. ayından itibaren kuruma ibraz edilen aylık prim ve hizmet belgelerinin sendika tarafından gönderilen ve işten çıkarıldığı belirtilen listenin karşılaştırılarak incelenmesinde işveren tarafından işten çıkışı yapılan 16 işçiden 11 inin sendika üyesi, 5 inin sendika üyesi olmadığı, 4. ayda işten çıkışı yapılan 19 işçinin 10 unun sendikalı, 9 unun sendika üyesi olmadığı,5. ayda çıkışı yapılan işçilerin 13 ünün sendikalı, 9 unun sendika üyesi olmadığı,6. ayda çıkışı yapılan işçilerin 8 inin sendikalı, 5 inin sendikalı olmadığı,7. ayda istifa kodu bulunanlar dışında işten işveren tarafından çıkarılan işçi bulunmadığı, sendika üyesi olarak görülen … ‘ün istifa kodu ile çıkışının yapıldığı,8. ayda sendikalı çıkarılan bulunmadığı çıkışı yapılan üç işçiden 2 sinin 29 kodu ile birisinin 03 istifa kodu ile çıkışının yapıldığı ve bu işçilerin sendika üyesi olmadığı, 9. ayda işten çıkışı yapılan … dışındaki işçilerin sendika üyesi olmadığı, … için o ay prim ödemesinin bulunmadığı, 10. ayda çıkışı yapılan 11 işçinin 8 inin sendika üyesi 3 ünün sendika üyesi olmadığı dolayısıyla 2014 yılı 3 ayından itibaren işyerinde çalışan işçi sayısı da dikkate alındığında istifa ve emeklilik dışında işveren tarafından çıkışı yapılan işçilerden sendika üyesi olanlarla olmayan işçiler arasında sendika üyesi işçilerin sendika üyesi olmaları nedeni ile çıkarıldıkları kanaatini oluşturacak sayıda bir farklılığın bulunmadığı, kaldı ki 10 ayda işten çıkarılan ve sendika üyesi olan işçilerden dava açan … ‘ ın görülen davası sırasında dinlenen davacı tanıklarının …’ın işyerinde çalışmak istemediğini beyan ettiğini belirttikleri, yine bu dosyada dinlenen davacı tanıklarının da sendikaya üye olduktan sonra işyerinde çalışmak istemediklerini belirttikleri, davacı tanığı …’in iş akdinin davacıdan daha önce sona erdirildiği ve …’in 2014/278 Es. sayılı dosyasında kendisinin Sendika ile ilgili olarak sorguya çekilmediği ve kendisine bir şey sorulmadığını ancak … ‘ın sorguya çekildiğini belirtmesine rağmen bu tanığın aynı dosyada bu yönde bir beyanının bulunmadığı yine 278 Es.sayılı dosyada işyerinde sendika ile ilgili yapılan toplantı ve görüşmelerin ise 3-4 yıl önce olan bir olay olduğunu belirttiği, dolayısıyla 2014 yılı 10 ayında işten çıkışı yapılan sendika üyesi işçilerin bir kısmının işyerinden sendikaya üye olmalarından sonra işyerinde çalışmak istemediklerini belirtmeleri, tanık … ‘ın işyerinde sendika ile ilgili konuşmaların 3-4 yıl öncesine ait olduğunu belirtmesi ve sendikal tazminatın işçinin işe başvuru şartına bağlı olmaksızın karar altına alınması yönünde 6356 sayılı Yasanın 25. maddesindeki düzenleme de dikkate alındığında davacı tarafça davacının iş akdinin sendikal sebeplerle feshedildiği yönünde işten çıkarılan ve aynı sebeple dava açan tanık beyanları dışında başka bir delil bulunmadığı ve 2014/344 E. sayılı dosyada emsal gösterilen işçilerin işten çıkarıldıkları tarihten sonra aradan geçen sürede ki işyeri kayıtlarının değerlendirilmesine göre emsal alınması da söz konusu olamayacağından ve tüm bu nedenlerle iş akdinin feshinin sendikal nedene dayalı olduğunun davacı tarafça delillendirilemediği gerekçesiyle davacının işe iadesine ancak sendikal tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18.maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
Fesih tarihinde yürürlükte olan 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun “sendika özgürlüğünün güvencesi” başlıklı 25.maddesinin 2. fıkrasına göre; işveren, ücret, ikramiye, prim ve paraya ilişkin sosyal yardım konularında toplu iş sözleşmesi hükümleri saklı kalmak kaydıyla bir sendikaya üye olan işçilerle sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı sendikalara üye olan işçiler arasında çalıştırma şartları veya çalıştırmaya son verilmesi bakımından herhangi bir ayrım yapamaz; 3. fıkrasına göre; işçiler, sendikaya üye olmaları veya olmamaları, iş saatleri dışında veya işverenin izni ile iş saatleri içinde işçi kuruluşlarının faaliyetlerine katılmaları veya sendikal faaliyette bulunmalarından dolayı işten çıkarılamaz veya farkli işleme tabi tutulamaz; 4. fıkrasına göre; işverenin fesih dışında yukarıdaki fıkralara aykırı hareket etmesi halinde işçinin bir yıllık ücret tutarından az olmamak üzere sendikal tazminata hükmedilir. Aynı maddenin 5. fıkrasına göre ise; sendikal bir nedenle iş sözleşmesinin feshi halinde işçi, 4857 sayılı Kanunun 18,20 ve 21 inci madde hükümlerine göre dava açma hakkına sahiptir. Iş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiğinin tespit edilmesi halinde, 4857 sayılı Kanunun 21 inci maddesine göre işçinin başvurusu, işverenin işe başlatması veya başlatmaması şartına bağlı olmaksızın sendikal tazminata karar verilir.
Dosya içeriğine göre fesih için geçerli bir nedenin varlığı davalı işverence kanıtlanmadığından mahkemece feshin geçersizliğine karar verilmiş olması isabetli olup davalı temyizi yerinde değildir.
Sendikal neden yönünden incelendiğinde ise; Dairemizce, sendikal tazminat davalarında ispat yükünün işçide olduğu hallerde, işyerinde çalışan ve sendikaya üye olan işçilerin sayısı, hangi tarihlerde üye oldukları, üyelikten çekilen işçilerin olup olmadığı, işyerinde çalışmakta olan işçilerin bulunup bulunmadığı, aynı dönemde yetki prosedürünün işletilip işletilmediği, işyerinde önceki dönemlerde toplu iş sözleşmelerinin bağıtlanıp bağıtlanmadığı, yeni işçi alınıp alınmadığı ve alınmışsa yeni işçilerin sendikalı olup olmadığı gibi hususlarla, işverence ekonomik veya teknolojik nedenlere dayalı bir fesih yoluna gidilmesi durumunda teknik yönden bu durumun araştırılması gibi ölçütler belirlenmiştir. Dairemizden geçen emsal nitelikteki (2015/9269-9270-9271 Esas sayılı ve 2015/3640…3648 Esas sayılı) dava dosyalarında, yerel mahkemelerce belirtilen ilkeler doğrultusunda araştırma yapılmış ve davacılar hakkında daha önce performansa dair işlem yapılmaması, aynı tarihte geçmişteki performans verilerinden dolayı fesihten 1 gün önce savunma istenerek akdin feshedilmesi keza davacılar ile benzer kıdemli ve sendikaya başvuran işçilerin de benzer işlemlere muhatap olmaları gerekçeleriyle iş akitlerinin sendikal nedenle feshedildiği kabul edilmiş olup, karar onanmıştır. Bu tarihten sonrada aynı gerekçeler ile yapılan fesihlerde aynı şekilde sendikal tazminat talebinin kabulüne dair ilamlar onanmıştır.
Somut olayda, davacı 31.05.2014 tarihinde sendikaya üye olmuştur. Dosyada bulunan Türkiye … sendikasının 10.06.2015 tarihli cevap yazısında … A.Ş.’nin … adresinde kurulu işyerinde 22.02.2014 tarihinde örgütlenme faaliyetinin başladığı, toplamda 114 işçinin sendikaya üye olduğu ve bunlardan 90 işçinin işten çıkartıldığı belirtilerek işten çıkartılan işçilerin listesi sunulmuştur. 17.12.2014 tarihli yazıda ise işten atma tehditleri devam ettiğinden üye listesinin bildirilmediği belirtilmiştir. Mahkemece … ‘ in başka işyerleri nazara alınarak karar verilmesi hatalı olmuştur. Sendikalar işyeri veya işletme bazında örgütlenebileceğinden işletme genellemesi yapılarak karar verilmesi hatalıdır. Eldeki dava dosyası, Dairemizden geçen emsal nitelikteki dava dosyaları ile birlikte irdelendiğinde, davalı işyerinde sendikal örgütlenmenin 2014 yılının Şubat ayında başladığı, sendikal fesihlerin en çok 2014/Mart, Nisan, Mayıs aylarında yapıldığı ancak daha sonraki aylarda da fesihlerin devam ettiği ve en son 2014/10 ayda iş akdi feshedilen 11 işçiden 8 tanesinin sendikalı olduğu, 3 tanesinin sendika üyesi olmadığı yani işten çıkartılan işçilerin ezici çoğunluğunun sendika üyesi olduğu davacının iş akdinin 03.11.2014 tarihinde feshedildiği anlaşılmaktadır. Tüm bu hususlar birlikte ele alındığında, davacının iş akdinin sendikal nedenle feshedilmiş olduğunun kabulü dosya içeriğine uygun düşecektir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, 4857 sayılı İş Yasasının 20/3. maddesi uyarınca mahkeme kararı bozulup ortadan kaldırılmış ve davacı vekili 2821 sayılı Kanunun 31. maddesi gereğince işe başlatılmaması halinde 12 aylık ücretinden az olmamak kaydıyla sendikal tazmiat talep ettiğinden talebi nazara alınarak Dairemizce aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,
3-Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni ve talebi dikkate alınarak davacının 12 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4-Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin GEREKTİĞİNE,
5-Alınması gereken 29,20 TL harçtan peşin alınan 25.20 TL harcın mahsubu ile kalan 4,00 TL harç giderinin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
6-Davacının yapmış olduğu 217,40 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre 1.800,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,
9-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıya yükletilmesine, 10.02.2016 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.