YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3524
KARAR NO : 2015/7245
KARAR TARİHİ : 16.04.2015
Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.
2-Davacı vekili, davacının 2007 Haziran – 14/11/2011 tarihleri arasında ödenmeyen ücret zammı ve sosyal yardım alacakları ile hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil, fazla çalışma ve yıllık izin ücreti alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller doğrultusunda yıllık izin ücreti alacağı bulunmadığı diğer alacakların ise hüküm altına alınması gerektiği gerekçesiyle davanın, kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında davacının Toplu İş Sözleşmesinden kayanaklanan ücret farkı ve sosyal yardım alacağı bulunup bulunmadığı hususları uyuşmazlık konusudur.
Dosya içerisinde bulunan ve hükme esas alınan bilirkişi raporundaki Toplu İş Sözleşmesinden kaynaklanan ücret alacaklarının hesaplaması ile ilgili yargılama aşamasında davalı vekili tarafından taleple bağlılık ilkesine aykırı davranıldığı, zamanaşımı defi, ödeme itirazı gibi somut itirazlarda bulunulmuş olup, mahkemece bu itiraz karşılanmamıştır. Öncelikle davacının ücretlerinin ödendiği banka kayıtları, ücret bordroları, işyeri kayıtları getirtilmeli ve davacının 21.4.2009 tarihine kadar temizlik işçisi bu tarihten sonra ise çöp arabası şoförü olarak çalıştığı ve davanın kısmi dava olarak açıldığı bu nedenle davalının davaya karşı zamanaşımı savunmasının yanısıra ıslaha karşı zamanaşımı savunmasının da değerlendirilmesi gerektiği hususları gözetilerek davalı vekilinin bilirkişi raporuna ilişkin itirazı da karşılanmak üzere yeniden rapor alınarak bir karar verilmelidir.
Mahkemece davalı yanın itirazı kapsamında yeniden ek bilirkişi raporu alınmalı ve taraflardan rapora karşı diyecekleri sorularak bu yönde usulü işlemler tamamlandıktan sonra toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan ücret alacakları hakkında bir karar verilmelidir. Eksik incelemeyle hüküm kurulması hatalı olup kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.
2-Davacı işçinin, fazla çalışma yapıp yapmadığı, hafta ve genel tatillerde çalışıp çalışmadığı hususları taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Yukarıda fazla çalışmanın ispatı konusunda anlatılan ilkeler, hafta ve genel tatili günlerinde yapılan çalışmaların ispatı açısından da geçerlidir.
Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı, hafta ve genel tatillerde çalışıp çalışmadığı konularında hesap yapılırken davacı tanıklarının anlatımları dikkate alınmıştır. Söz konusu tanıkların, davalı aleyhine açılan davadan çıkacak karardan kendilerinin de menfaat sağlayacak durumda oldukları anlaşılmaktadır. Davalı cevap dilekçesinde davacının fazla çalışma yaptığına, hafta ve genel tatillerde çalıştığına dair kurum içerisinde herhangi bir kayıt bulunmadığını beyan etmiştir. Çalışma yapılan işyeri yerleşim ve nüfus yoğunluğu bakımından da iddia edildiği gibi fazla mesai yapılmasını, hafta ve genel tatillerde çalışmayı gerektirecek yoğunlukta çalışmayı gerektirmeyeceği açıktır. Fazla çalışma, hafta ve ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışıldığının ispat külfeti davacı işçiye aittir.
Somut olayda, davacının fazla çalışma yaptığı, hafta ve genel tatillerde çalıştığı ispatlanamadığından bu taleplerin reddine karar vermek gerekirken soyut ve çelişkili tanık beyanlarına itibar edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine 16.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.