Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2015/3479 E. 2015/7117 K. 15.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3479
KARAR NO : 2015/7117
KARAR TARİHİ : 15.04.2015

İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, davalı işyerinde 05.06.2002-25.11.2010 tarihleri arasında bölüm yönetici yardımcısı olarak çalıştığını, iş akdinin davalı tarafından haksız ve geçersiz şekilde feshedildiğini bildirerek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai ve hafta tatili ücreti alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı, İzmir/Karabağlar şubesinde çalışmakta iken hakkında yapılan soruşturma sonucunda davacıya ihtar cezası verildiğini, Batman şubesinde çalışmakta iken yine hakkında açılan soruşturma ve müfettiş incelemesi neticesinde Personel Yönetmeliği ve İş Kanunu hükümlerine istinaden haklı gerekçelerle iş akdinin ihbar önelsiz ve tazminat ödenmeden feshedildiğini ve başka bir alacağının da bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının eylemlerinin somut olarak ortaya konulmadığı, isnat edilen eylemleri davacının yaptığına dair delil elde edilemediği ve İş Kanununda öngörülen altı iş günlük yasal süreye de uyulmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında davacının iş akdinin davalı tarafından haklı nedene dayalı olarak feshedilip edilmediği ve buna bağlı olarak davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda davalı; davacının iş akdini görevinin gereklerine ve dürüstlük kurallarına uymayan işlem, fiil ve davranışları nedeniyle 18.10.2010 tarih ve 201/2 sayılı müfettiş raporu ile 03.11.2010 tarih ve 19 sayılı Disiplin Kurulu kararına dayalı olarak işyeri Personel Yönetmeliğini 99/5,98-B/10 ve 100/13. maddeleri ile İş Kanunu 25/II. maddesi gereği feshettiğini bildirmiştir. Mahkemece emekli iş müfettişi bilirkişiye yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesi feshin haksız olduğu kanaati ile davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne karar verilmiştir. Dosya incelendiğinde davalının iş akdinin feshine dayanak yaptığı vakıaların bankacılık mesleğine özgü işlemler olduğu anlaşılmaktadır. Bu noktada mahkemenin feshe ilişkin yapmış olduğu inceleme yetersizdir. Yapılacak iş bankacılık alanında uzman bilirkişi, mali müşavir ve hukukçu bilirkişlerden oluşacak bilirkişi heyetine dosya tevdi edilmek suretiyle davalının dayandığı fesih nedenlerinin haklı olup olmadığı ve feshin İş Kanununun 25. maddesi çerçevesinde süresinde yapılıp yapılmadığı hususları araştırılarak çıkacak sonuca göre karar vermektir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme ile işveren feshinin haksız olduğundan bahisle kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının kabulüne karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir.
3-Taraflar arasında hafta tatili alacağının tespiti konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 46 ncı maddesinde, işçinin tatil gününden önce aynı Yasanın 63 üncü maddesine göre belirlenmiş olan iş günlerinde çalışmış olması koşuluyla, yedi günlük zaman dilimi içinde yirmidört saat dinlenme hakkının bulunduğu belirtilmiş, işçinin hafta tatili gününde çalışma karşılığı olmaksızın bir günlük ücrete hak kazanacağı da 46 ncı maddenin ikinci fıkrasında hüküm altına alınmıştır.
Hafta tatili izni kesintisiz en az yirmidört saattir. Bunun altında bir süre haftalık izin verilmesi durumunda, usulüne uygun şekilde hafta tatili izni kullandığından söz edilemez. Hafta tatili bölünerek kullandırılamaz. Buna göre hafta tatilinin yirmidört saatten az olarak kullandırılması halinde hafta tatili hiç kullandırılmamış sayılır.
2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunun 3 üncü maddesine göre, hafta tatili Pazar günüdür. Bu genel kural mutlak nitelikte olmayıp, hafta tatili izninin Pazar günü dışında da kullandırılması mümkündür.
Hafta tatili gününde çalıştığını iddia eden işçi, norm kuramı uyarınca bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan hafta tatili ücreti ödemesinin yapıldığı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde, işçi hafta tatilinde çalışma yaptığını her türlü delille ispat edebilir.
Hafta tatillerinde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. Hafta tatili çalışmalarının yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut olayda davacının haftada 3 saat hafta tatili çalışması yaptığı kabul edilerek hafta tatili ücreti talebinin kabulüne karar verilmiştir. Oysa dosyada bulunan belgeler ve tanık beyanlarına göre davacının haftada 7 gün çalışmadığı anlaşılmakla mahkemece hafta tatili ücreti talebinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 15.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.