Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2015/32578 E. 2015/20273 K. 22.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/32578
KARAR NO : 2015/20273
KARAR TARİHİ : 22.10.2015

Mahkemesi : Adana 4. İş Mahkemesi
Tarihi : 28/04/2015
Numarası : 2014/685-2015/266

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı, davalı Çukurova Üniversitenin hizmet alımı yaptığı şirketler aracılığıyla üniversite hastanelerinde işçi olarak çalıştığını ve Bölge Çalışma Müdürlüğünün yaptığı muvazaa tespiti nedeniyle kendisine ödenmeyen yasal ilave tediye alacağının ödetilmesini istemiştir.
Davalı, davacının Üniversitenin işçisi olmadığı için ilave tediye alacağına hak kazanmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Davacının ilave tediye ücretine hak kazanıp kazanmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
İlave tediye alacağının kapsamı, yararlanacaklar, yararlanma şartları, miktarı ve ödeme zamanı 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması Hakkındaki Kanun ile düzenlenmiştir. Kanunun 1. maddesinde, Devlet ve ona bağlı kurumların hangileri olduğu, ayrıca yararlanacak kişiler açıkça belirtilmiştir.
Buna göre;
İşveren kapsamı yönünden Devlete ve ona bağlı olmak üzere,
Genel, katma ve özel bütçeli daireler,
Sermayesi değişen kurumlar,
Sermayesinin yarısından fazlası Devlete ait olan şirket ve kurumlar ve bunlara bağlı kuruluşlar,
Belediyeler ve belediyelere bağlı kuruluşlar,
3460 ve 3659 sayılı Kanun kapsamına giren, sermayesinin tamamı Devlete ait olan veya bu sermeye ile kurulan iktisadi Devlet kuruluşları,
3460 sayılı Yasa bugün itibari ile yürürlükte olan bir yasa değildir. 3659 sayılı Yasa ise, banka ve Devlet kurumlarında çalışan memurların aylıkları ile ilgili düzenleme getirmiş ve halen yürürlüktedir. Bu Yasanın 1. maddesinde, kapsama dahil kurumlar daha ayrıntılı açıklanmıştır.
Yukarıda belirtilen kurumlarca, sermayesinin yarısından fazlasına iştirak suretiyle kurulan kuruluşlar ve bunların aynı nispette iştirakleriyle vücut bulan kurumlar, ticaret ve sanayi odaları ve borsalar veya satın alınıp belediyelere bağlanan müesseseler de Kanun kapsamına alınmıştır.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanununda, merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri, sosyal güvenlik kurumları ve mahalli idarelerden oluşan genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri ekli cetvellerde sayılmıştır. Bu cetvellerde Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu idareleri, Özel Bütçeli İdareler, Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar ve Sosyal Güvenlik Kurumlarında çalışanların kanun kapsamında olduğunun kabulü gerekir.
Sonuç itibari ile kapsam bakımından, Devlet tarafından yasa ve yasanın verdiği yetki ile idari işlemle kurulan ve kamusal yetki ve ayrıcalıklardan yararlanan kamu tüzel kişilikleri ve bunlara bağlı kuruşlarda iş sözleşmesi ile çalışanlara uygulanacağı görülmektedir.
Dosya içinde bulunan 07/08/2009 tarih ve 61 MO sayılı iş müfettişi raporuna göre Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde 993 memur ve 562 akademik personel çalıştığı, kamu işçişi çalıştırılmadığı, …. Tem.Tur Tah. Tic. Ltd. Şti ile 01/01/2008-31/12/2010 tarih aralığını kapsayan sözleşme ile 1000 işçi ile Balcalı Hastanesi ve tamamlayıcı unsurlarının ve çevresinin temizliği, hijyene ait materyallerin taşınması, hastaların ve hasta yakınlarının yönlendirilmesi, hasta evrakının kayıt altına alınması, çamaşırhanede çamaşır yıkama, sıkma, kurutma, ütüleme ve benzeri hizmetlerin yerine getirilmesi işinin verildiği, bu ihale kapsamında çalıştırılan işçilerin sağlıkla ilgili işlerde çalıştırılmadığı, yasaya uygun olmayan çalıştırma olmadığı, … Turz. Tem Gıda ve Taş. A.Ş’ye 150 işçi ile malzemesiz yemek hazırlama ve dağıtım işinin verildiği, sözleşme hükümlerine uyulduğu, … Turizm Tem. Gıda ve Taş. A.Ş.’ye 200 işçi ile 01/01/2009-31/12/2010 arasında yapılmak üzere Balcalı Hastanesi Biomedikal Aletlerinin Bakım ve Temizliği Hizmetlerinin verildiği, sözleşme hükümlerine uyulduğu, sağlıkla ilgili birimlerde biomedikal aygıtların bakım ve temizlik işlerinin yapıldığı, 4857 sayılı Yasanın 3/2, Yönetmeliğin 12 ve 13.maddeleri birlikte değerlendirildiğinde 29/06/2006 tarihinde tespit edilen muvazaa raporunun taraflara tebliğ edilmiş olmasına rağmen gereğinin yapılmadığı, asıl işverenlikçe yapılan temizlik işleri sözleşmesine malzemeli temizliğe ek olarak hasta ve hastaya ait metaryallerin taşınması, hastaların ve hasta yakınlarının yönlendirilmesi ve hasta evraklarının kayıt altına alınması hizmetleri ile çamaşırhanedeki çamaşır yıkama, sıkma, kurutma, ütüleme ve benzeri hizmetlerin de yapılacağı şeklinde kapsamın genişletildiği, davalı iş yerinde çalışan 1000 işçiden sadece 300 tanesinin temizlik işinde çalıştığı, geri kalan 700 işçinin hastanede asıl işverenin yapması gereken sağlıkla ilgili işleri, işe giriş tarihlerinden itibaren yapmış oldukları anlaşılmaktadır.
Davacı tarafın dayandığı, davalının itiraz etmediği için kesinleşen ve mahkemenin de gerekçesinde dayandığı sözü edilen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettiş raporu, temizlik işçisi adı altında alınıp da temizlik işi dışındaki işlerde çalıştırılan işçiler bakımından muvazaa olgusu bulunduğuna ilişkin olup, fiilen temizlik işi yapan temizlik işçileri bakımından hizmet alım sözleşmesi ve asıl-alt işveren ilişkisi muvazaalı değildir. Zira davalı Üniversite asıl işe yardımcı iş niteliğindeki temizlik işini hizmet alım sözleşmeleri ile satın alabilir.
Somut olayda; öncelikle davacının yukarıda değinilen muvazaa tespiti yapılan dönemde muvazaa tespitinde adı geçen şirketlerde çalışması bulunduğu anlaşılmaktadır ki; bu dönemle ilgili olarak davacı tarafça açılan davada Mahkemece muvazaa tespiti yapılmakla ilave tediye alacağına hükmedilmiş ve söz konusu karar Dairemizce onanarak kesinleşmiştir. Bu tarihten sonra da davacı davalıya ait işyerinde benzer şekilde çalışmasını sürdürmüştür. Davacı tarafça anılan mahkeme kararından sonraki çalışma dönemine dair ilave tediye alacağı talep edilmektedir. Kesinleşmiş yargı kararı ile muvazaa olgusu ortaya konmuş ve davacı benzer şartlarda çalışmasına devam ediyor olmakla muvazaa tespitine dair karar Mahkemeyi bağlar. Davacının ne tutarda ilave tediyeye hak kazandığı belirlenerek hüküm altına alınması gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddi hatalıdır.
O halde davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazı kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının alacağın hesabına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 22.10.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.