Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2015/32337 E. 2015/14762 K. 14.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/32337
KARAR NO : 2015/14762
KARAR TARİHİ : 14.09.2015

İş Mahkemesi(Müstemir Yetkili)
Dava Türü : Olumlu Yetki Tespitine İtiraz

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı şirket vekili, davalı … ‘nın müracaatı üzerine diğer davalı Bakanlıkça davalı sendikanın davacı şirkete ait işyerinde çalışan 42 işçiden 27’sini üye kaydettiği ve yasanın aradığı çoğunluğu sağladığı gerekçesi ile bu sendika lehine 05.11.2014 tarih ve 70161800/103.02/9468 sayılı olumlu yetki tespitinde bulunduğunu, bunun iptali için 6 iş günlük süre içinde eldeki davanın açıldığını, yetki tespitinin hatalı olduğunu, zira davacı şirketin “23.63 sınıf-Hazır Beton İmalatı” tanımı ile 11 numaralı “Çimento Toprak ve Cam” İşkolunda yeraldığını, davalı Sendika’nın ise 13 numaralı “İnşaat” işkolunda kurulu olduğunu, bunun davalı sendikanın Tüzüğü, 2014 Temmuz ayı istatistikleri ile sabit olduğunu, sendikaların kurulu bulundukları iş kolunda faaliyet göstereceklerine dair emredici yasa hükümleri dikkate alındığında davalı sendikanın 11 numaralı iş kolunda yeralan davacı şirkette kaydettiği üyeliklerin geçersiz olduğunu ve TİS alamayacağını, davalı bakanlığın yaptığı yetki tespitinin geçersiz olduğunu, bir an işkolu ile ilgili sorun olmadığı kabul edilse bile kanunun düzenlediği sayı ve diğer koşulların oluşmadığının yapılacak inceleme ile anlaşılacağını iddia ederek davalı Bakanlığın 5.11.2014 tarih ve 9468 sayılı olumlu yetki tespitinin İPTALİNE karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, davanın 6 iş günlük kesin süre içinde açılıp açılmadığının incelenmesi gerektiğini, davacı vekilinin iş koluna ilişkin itirazın iş mahkemesinde çözümünün mümkün olmadığını, kaldı ki 6356 sayılı Yasa’nın 5.maddesinin açık hükmü nedeni ile bekletici mesele yapılmasının sözkonusu olamayacağını, davacı şirkete ait işyerinin inşaat işkolunda yeraldığını, bakanlığın olumlu yetki tespit işleminin yasaya uygun olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.
Davalı Bakanlık vekili, 6356 sayılı Yasa’nın 41/7.maddesine göre Bakanlıkça yetki tespit işlemlerinin işveren tarafından yapılan Sosyal Güvenlik Kurumu tescil bilgilerine göre yapıldığını, diğer davalı sendikanın başvurusu üzerine yapılan incelemede davacıya ait işyerinde çalışan 42 işçiden 27’sinin üyesi olması nedeni ile gerekli çoğunluğu sağladığından 05.11.2014 tarihinde olumlu yetki tespitinde bulunulduğunu beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, “…davalı Bakanlık kayıtlarının incelenmesi neticesinde; diğer davalı … tarafından 24/10/2014 tarihi itibariyle yetki tespit başvurusunda bulunulduğu ve davacı şirkete ait iş yerinin 13 sıra numaralı “inşaat” iş kolunda olduğu, başvuru tarihi itibariyle iş yerinde 42 işçinin çalıştığı, 27 işçinin de adı geçen sendikaya üye olduğu, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 41/7 maddesi uyarınca Bakanlığın yetkili sendikanın belirlenmesinde ve istatistiklerin düzenlenmesinde kendisine gönderilen üyelik ve üyelikten çekilme bildirimleri ile sosyal güvenlik kurumuna yapılan işçi bildirimlerinin esas alınması gerektiği ve bu kapsamda ilgili yasa maddeleri uyarınca yapılan yetki tespit başvuruları değerlendirilirken işverenler tarafından sosyal güvenlik kurumuna yapılan iş yeri ve işçi bildirimlerinin davalı Bakanlığa yapılan sendika üyelik ve istifa bildirimleri esas alınarak değerlendirme yapıldığı ve bu itibarla davalı Bakanlıkça yapılan yetki tespitinin mevzuat koşullarına uygun olduğu, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 44. Maddesine göre kesinleşmiş mahkeme kararının tebliğ edildiği tarihten itibaren 6 iş günü içinde ilgili sendikaya yetki belgesi verileceğine dair düzenleme bulunduğu, bakanlığa gönderilen mahkeme kararının kesinleşmiş mahkeme kararı olmadığı bu nedenle 6 iş günü içinde ilgili sendikaya yetki tespiti için belge verilemeyeceği, bu sürenin kesinleşmiş mahkeme kararı olmaması sebebi ile başlamayacağı, iptali istenilen kararın usulüne uygun bir karar olmadığı, bu sebeple iptal edecek herhangi bir karar bulunmadığı tespit edildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı sendika lehine yapılan olumlu yetki tespitinde davacı şirkete ait işyerinin girdiği işkolunun hangisi olduğu ve davalı Sendika’nın iş kolu itibari ile yetkili olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
6356 sayılı Kanun’un 3.maddesin göre, “(1)Kuruluşlar, bu Kanundaki kuruluş usul ve esaslarına uyarak önceden izin almaksızın kurulur.Sendikalar kuruldukları işkolunda faaliyette bulunur. (2) Kamu işveren sendikalarının, aynı işkolundaki kamu işverenleri tarafından kurulması ve faaliyette bulunması şartı aranmaz.”
Toplu İş Sözleşmesinin kapsamı ve düzeyi başlıklı 6356 sayılı Kanun’un 34.maddesinde “1-Bir toplu iş sözleşmesi aynı işkolunda bir veya birden çok işyerini kapsayabilir.(2) Bir gerçek ve tüzel kişiye veya bir kamu kurum ve kuruluşuna ait aynı işkolunda birden çok işyerinin bulunduğu işyerlerinde, toplu iş sözleşmesi ancak işletme düzeyinde yapılabilir…(4) İşletme toplu iş sözleşmesi yapılacak işyerlerinin aranılan niteliğe sahip olup olmadıklarına ilişkin uyuşmazlıklar, işletme merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemede on beş gün içinde karara bağlanır. Kararın temyizi halinde Yargıtay onbeş gün içinde kesin olarak karar verir.” hükmüne yer verilmiştir.
Yine Yasanın 5.maddesinde “(1) Bir işyerinin girdiği işkolunun tespiti Bakanlıkça yapılır. Bakanlık, tespit ile ilgili kararını Resmi Gazete’de yayımlar. Bu tespite karşı ilgililer, kararın yayımından itibaren on beş gün içinde dava açabilir. Mahkeme iki ay içinde kararını verir. Kararın temyiz edilmesi halinde Yargıtay uyuşmazlığı iki ay içinde kesin olarak karara bağlar. (2) Yeni bir toplu iş sözleşmesi için yetki süreci başlamış ise işkolu değişikliği tespiti bir sonraki dönem için geçerli olur. İşkolu tespit talebi ve buna ilişkin açılan davalar, yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmaz.” düzenlemesi yer almıştır.
6356 sayılı Kanun’nun 41.maddesinde ise, “(1) Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir. (2) İşletme toplu iş sözleşmeleri için işyerleri bir bütün olarak dikkate alınır ve yüzde kırk çoğunluk buna göre hesaplanır. (3) İşletmede birden çok sendikanın yüzde kırk veya fazla üyesinin olması durumunda başvuru tarihinde en çok üyeye sahip sendika toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir. (4) Bir işveren sendikası, üyesi işverenlere ait işyeri veya işyerleri, sendika üyesi olmayan bir işveren ise kendi işyeri veya işyerleri için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir. (5) Bir işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinin tespitinde Bakanlıkça her yıl Ocak ve Temmuz aylarında yayımlanan istatistikler esas alınır. Bu istatistiklerde her bir işkolundaki toplam işçi sayısı ile işkollarındaki sendikaların üye sayıları yer alır. Yayımlanan istatistik, toplu iş sözleşmesi ve diğer işlemler için yeni istatistik yayımlanıncaya kadar geçerlidir. Yetki belgesi almak üzere başvuran veya yetki belgesi alan işçi sendikasının yetkisini daha sonra yayımlanacak istatistikler etkilemez. (6) Yayımından itibaren on beş gün içinde itiraz edilmeyen istatistik kesinleşir. İstatistiğin gerçeğe uymadığı gerekçesiyle bu süre içinde … İş Mahkemesine başvurulabilir. Mahkeme bu itirazı on beş gün içinde sonuçlandırır. Mahkemece verilen karar, ilgililerce veya Bakanlıkça temyiz edilebilir. Yargıtay temyiz talebini on beş gün içinde kesin olarak karara bağlar. (7) Bakanlık, yetkili sendikanın belirlenmesinde ve istatistiklerin düzenlenmesinde kendisine gönderilen üyelik ve üyelikten çekilme bildirimleri ile Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan işçi bildirimlerini esas alır.
Öte yandan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile birlikte işçi çalıştıran işverenlerin 6 basamaklı Nace.Rev-2 kodlarına göre işyerinde yürütülen faaliyetlerini belirlemeleri ve bunu SGK’na bildirmeleri zorunluluğu getirilmiştir. Bu nedenle artık işverenler tarafından SGK’na işyerindeki faaliyete ilişkin Nace.Rev-2 kodlarına göre yapılan bildirimler SGK tarafından işyerine verilen sicil numarası içinde yeralmaktadır. Başka bir anlatımla SGK sicil numarasının 2.(ikinci) rakamından 8. (sekizinci) rakamına kadar olan kısmı işyerinin işkolu kodunu yani o işyerinde yürütülen işin girdiği sınıfı ve işin tanımını göstermektedir.
Yukarıdaki yasal düzenlemeler ve açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Dava konusu edilen 24.10.2014 tarih ve 70161800/103.02/9468 sayılı kararda davacı şirkete ait … işyerinde çalışan işçisi sayısının 42, … üye işçi sayısının 27 olduğu ve Sendikanın işyeri düzeyinde TİS yapma konusunda çoğunluğu sağladığına ilişkin olumlu yetki tespiti yapılmıştır. Davalı Sendikaya ait Tüzük, 2014 yılı İstatistikleri dikkate alındığında davalı … (…) ‘nın 13 numaralı “İnşaat “ işkolunda kurulu ve örgütlü olduğu sabittir. Bu hususta ihtilaf da yoktur. Davacı şirkete ait, yetki tespiti yapılan işyerinde dosya içeriğinden başvuru tarihinden önce Bakanlıkça 6356 sayılı Yasa’ya veya 2821-2822 sayılı Yasalara göre iş kolu tespiti yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda artık başvuru tarihinden sonra yetki tespit süreci başlamışken yapılacak bir işkolu tespitinin ya da yapılacak iş kolu tespitine itiraz mahiyetinde açılacak davanın 6356 sayılı Yasa’nın 5.maddesindeki düzenleme karşısında bekletici mesele yapılması, ya da uyuşmazlığın yetki tespit başvuru tarihinden sonra yapılan işkolu tespitine göre sonuçlandırılmasının imkanı yoktur. Bu durumda yani mevcut bir iş kolu tespiti bulunmadığına ve yapılması muhtemel bir iş kolu tespitinin dikkate alınması mümkün olmadığına göre, 6356 sayılı yasanın 41/7.maddesine göre işyerinin girdiği işkolunun ve burada yürütülen faaliyetin niteliğinin tespitinde SGK kayıtları esas alınacaktır. Davacı şirkete ait yetki tespiti yapılan işyerinin SGK sicil numarası … olup bunun 2 inci rakamdan başlamak üzere 8 rakamı işyerinin SGK iş kolu kodunu oluşturur. Bu açıdan yapılan incelemede davacı şirkete ait işyerinin SGK iş kolu kodu … “Hazır Karma Beton İmalatı” olup işyerinin bu şekilde resmi kayıtlardan hareketle tespit edilen faaliyet alanı dikkate alındığında İşkolları Yönetmeliği’nin 11 numaralı “Çimento Toprak ve Cam” İşkoluna girdiği ve faaliyet konusunun 23.63 ile “Hazır Beton İmalatı” olarak bu iş kolu içinde yeralan bir faaliyet olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Davalı Sendika ise 13 numaralı “İnşaat “ iş kolunda kurulu olduğundan 11 numaralı işkoluna giren bir işyeri açısından TİS bağıtlama yetkisine sahip olması mümkün değildir. Bu nedenle davanın kabulü yerine yanılgılı değerlendirme ile üstelik gerekçede kendi içinde çelişiki yaratacak ifadelere yer verilerek davanın reddi hatalı olmuştur.
O halde davacı şirket vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 14.09.2015 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.