Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2015/3190 E. 2015/1904 K. 19.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3190
KARAR NO : 2015/1904
KARAR TARİHİ : 19.02.2015

İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,

2-Davacı, iş sözleşmesinin haksız yere işveren tarafından feshedildiğini bu nedenle hak etmiş olduğu kıdem ve ihbar tazminatı ile bazı ücret alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davacının kendi isteği ile işi bıraktığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK.nun 107. maddesinde, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde, alacaklının, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabileceği, karşı tarafın verdiği bilgi veya değerin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacının, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabileceği, ayrıca kısmi eda davasının açılabildiği hallerde tespit davası da açılabileceği ve bu durumda hukuki yararın var olduğunun kabul edileceği, 109. maddesinde ise talep konusunun niteliği itibariyle bölünebilir olduğu durumlarda sadece bir kısmının da dava yoluyla ileri sürülebileceği, talep konusunun miktarı taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamayacağı, kısmi dava açılması halinde dava açılırken talep konusunun kalan kısmından açıkça feragat edilmiş olması hali dışında talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmeyeceği bildirilmiştir.
Görüldüğü gibi her iki dava çeşidinde de açılabilirlik şartı, alacağın konusu miktarının yahut değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olmamasıdır. Her iki dava çeşidinde de dava açan alacağın asgari bir miktar ve değerini belirterek talepte bulunmaktadır.
Dava dilekçesinin talep sonucu bölümünde davacı, neye karar verilmesini istiyorsa onu açık şekilde yazar. Kısmi davada, davacının dilekçesinde kısmi dava açtığını açıkça bildirmesi gerekir. Belirsiz alacak davasında ise alacağın miktarının belirlenmesi açıkça talep edilmelidir.
Talep sonucu açık değil ise mahkeme, talep sonucunu açıklattırmalıdır. Bundan başka talep sonucunun açık olmaması halinde, dava dilekçesinin diğer bölümlerinde yazılanların ışığında bir yoruma tabi tutularak davanın belirsiz alacak davası mı yoksa kısmi dava mı olduğunu belirlemek hakimin ödevidir.
Somut olaya gelince, her ne kadar dava 6100 sayılı HMK yürürlüğe girdikten sonra açılmış ise de; davacı vekili dava dilekçesinde, davanın belirsiz alacak davası olduğu yönünde bir açıklamada bulunmadığı gibi talep ettiği alacakların miktarının belirlenmesini de istememiştir. Dava dilekçesi içeriğinden davanın kısmi dava olarak açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı kısmi dava açmış, ıslah dilekçesi ile de talep miktarını artırmıştır. Islahla artırılan ihbar tazminatı ile hafta tatili ve genel tatil alacağına ıslah tarihinden itibaren faiz uygulanması gerekirken, bu alacakların tümü için dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi isabetsiz olmuştur.
Ayrıca hükmün verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12. maddesi “ Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Şu kadar ki asıl alacak miktarı 3.666,66 TL’ye kadar olan davalarda avukatlık ücreti, tarifenin ikinci kısmının, ikinci bölümünde, icra mahkemelerinde takip edilen davalar için öngörülen maktu ücrettir. Ancak bu ücret asıl alacağı geçemez.” şeklinde düzenlenmiştir ve tarifenin üçüncü kısmı ise alacak miktarının ilk 25.000,00 TL’ye kadar olan kısmı için %12 oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceğini düzenlemiştir.
Somut olayda davacı dava dilekçesi ile 2.000,00 TL ve ıslah dilekçesi ile de 11.478,12 TL olmak üzere toplamda 13.478,12 TL fazla çalışma ücreti talebinde bulunmuştur. Mahkeme fazla çalışma ücret alacağını 1.661,07 TL olarak kabul edip bu miktar üzerinden 1/3 hakkaniyet indirimi yapmak suretiyle sonuç olarak 1.107,38 TL fazla çalışma ücretini hüküm altına almış ve hüküm fıkrasının 10. bendinde reddedilen kısımların hakkaniyet indirimi neticesinde yapılan takdiri indirimden kaynaklandığını belirterek davalı yararına avukatlık ücreti vermemiştir. Ancak davacının toplam fazla çalışma talebi 13.478,12 TL ve mahkemece kabul olunan fazla çalışma ücreti 1.661,07 TL olduğundan reddedilen 11.817,05 TL için 2013 yılı Avukatlık Asgari Ücret tarifesinin üçüncü kısmına göre davalı yararına alacak miktarının %12’si oranında 1.418,046 TL avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken, davalı yararına avukatlık ücreti verilmemesi hatalıdır.
Bu yanlışlıklar bozma sebebi ise de; anılan yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden karar bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 2,3,4 ve 10. bentlerinin hükümden çıkarılarak yerine;
2- 1.723,12 TL brüt ihbar tazminatının; 750,00 TL’sinin dava tarihinden, bakiye 973,12 TL’sinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte,
3- 1.906,06 TL brüt hafta tatili ücret alacağının; 500,00 TL’sinin dava tarihinden, bakiye 1.406,06 TL’sinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte,
4- 572,88 TL brüt genel tatil ücreti alacağının; 250,00 TL’sinin dava tarihinden, bakiye 322,88 TL’sinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte,
10- Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 1.418,046 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, rakam ve sözcüklerinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, fazla alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 19/02/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.