YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3139
KARAR NO : 2015/2448
KARAR TARİHİ : 25.02.2015
İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, davalı işyerinde 16/11/1989-04/01/2009 tarihleri arasında muhasebeci olarak çalıştığını, iş akdinin davalı tarafından sonlandırıldığını, bunun üzerine işe iade davası açtığını ve davanın kabul edildiğini, karar kesinleştikten sonra davalıya başvurduğu halde işe başlatılmadığını, bunun üzerine davalı tarafından 82.103,57 TL ödeme yapıldığını, bu ödemenin ne için yapıldığının belirtilmediğini, fakat yapılan ödemenin alacaklarını karşılamadığını bildirerek fark kıdem ve fark ihbar tazminatı ile fark yıllık izin ücreti, fark boşta geçen süre ücreti ve fark iş güvencesi tazminatı alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davacıya tüm alacaklarının ödendiğini ve başka bir alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İşe iade davası sonunda işçinin başvurusu, işverenin işe başlatmaması ve buna bağlı olarak ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarının hesaplanması konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 21’inci maddesinin beşinci fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Aksi halde işverence yapılan fesih geçeri bir feshin sonuçlarını doğurur.
İşçinin işe iade sonrasında başvurusuna rağmen işe başlatılmaması halinde, işe başlatılmayacağının sözlü ya da eylemli olarak açıklandığı tarihte veya bir aylık başlatma süresinin sonunda iş sözleşmesi işverence feshedilmiş sayılır.
Somut olayda davacı işe iade sonrası 22.06.2011 tarihinde işverene başvurmuş olup, iş akdinin fesih tarihi işe başvuru tarihinden bir ay sonrası olan 22.07.2011 tarihidir. Davacı vekili yargılama esnasındaki beyanları ile talep sonucunu daraltarak sadece ödenmeyen yıllık izin ücreti ve ihbar tazminatı alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Temyize konu yıllık izin ücreti ve ihbar tazminatı alacakları feshe bağlı alacaklar olup, bu alacaklar davacının işe başlatılamama tarihi olan 22.07.2011 tarihinde alacağı ücret esas alınmak suretiyle hesaplanmalıdır. Dosyada bulunan ve hükme esas alınan bilirkişi raporu bu yönden ve önceki ödemeler yanlış şekilde mahsup edildiğinden dolayı hatalıdır.
Yapılacak iş, dosya yeniden önceki bilirkişiden farklı bir bilirkişiye tevdi edilerek davacının ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacakları hesaplattırılarak, hesaplanan bu alacaklardan davalının 22.07.2011 ve 02.01.2009 tarihinde yapmış olduğu ihbar tazminatı ve yıllık izin ücretine yönelik ödemeleri de mahsup edildikten sonra çıkacak sonuca göre, davacının yıllık izin ücreti olarak toplam 8.300,00 TL , ihbar tazminatı olarak da toplam 13.000,00 TL. talep ettiği de gözetilmek suretiyle karar vermektir. Mahkemece bu husus gözetilmeden hatalı hesaplamaya dayalı olarak ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarının kabul edilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, davalıdan temyiz harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 25.02.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.