Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2015/3124 E. 2015/1553 K. 16.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3124
KARAR NO : 2015/1553
KARAR TARİHİ : 16.02.2015

İş Mahkemesi
Dava Türü : İtirazın iptali

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, davalı işyerinde muhasebeci olarak çalışırken iş akdinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiğinden bahisle kıdem ve ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının tahsili için İzmir 27. İcra Müdürlüğü’nün 2012/3166 sayılı takip dosyasında haciz yolu ile takibe giriştiği, davalının takibe itiraz ederek takibi durdurduğundan bahisle itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının iş akdinin devamsızlığı sebebiyle haklı nedenle sonlandırıldığını, tüm haklarının ödendiğini hiçbir alacağı olmadığını, ancak davacının kendisini, bulunduğu konumdan yararlanarak, bilançoda 11.236,00 TL ücret alacaklısı gibi gösterdiğini savunarak takibe itirazın doğru olduğunu, bu nedenle davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının iş akdinin haklı neden olmadan davalı tarafından feshedildiği ve davalının bilançosunda davacının alacaklı göründüğü rakam kadar ücret alacağı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Somut olayda, davacı davalıdan 11.236,00 TL ücret alacağı olduğunu iddia etmiş, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalının cevap dilekçesinde beyan ettiği üzere davacının bilançoda kendisini 11.236,00 TL ücret alacaklısı olarak gösterdiği ve bu beyanın düzeltilmesi için davalının herhangi bir girişimde bulunmamış olması nedeniyle bu talebin kabulü gerektiği yönünde kanaat belirtilmiştir. Ancak davalının sunmuş olduğu muavin defter süretlerinden ve ekinde bulunan para makbuzlarından davalıya yapılan bir kısım ücret ödemelerin varlığı anlaşılmaktadır. Bilirkişi ve mahkeme tarafından bu husus hiç irdelenmemiştir. Mahkemece; muavin defterin onaylı ve tasdikli aslı dosyaya getirtildikten sonra, defter TTK hükümleri gereğince davalı tacir için delili olma niteliği taşıyorsa, bir mali müşavir ya da muhasebeci bilirkişi aracılığı ile, yapılan ödemeler dikkate alınarak ücret alacağının belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı olup karar bozulmalıdır.
3-Davacı dava dilekçesinde, fazla mesai hususunda “son yıl davacının yalnız kalması iş yükünün artması sebebiyle işi bırakmasından çekinen işveren fazla mesai yaptırmamıştır” şeklinde beyanda bulunmuştur. HMK 26. maddesi gereği hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Bu nedenle davacının tek olarak çalışmaya başladığı tarih tespit edilerek, fazla mesai alacağının bu tarihe kadar hesaplanması gerekirken son güne kadar fazla mesai hesabı yapılması isabetsiz olmuştur.
O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde, davalıya iadesine, 16.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.