Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2015/3068 E. 2015/10568 K. 28.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3068
KARAR NO : 2015/10568
KARAR TARİHİ : 28.05.2015

Mahkemesi : İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, iş akdini haklı olarak feshettiğini, hak ve alacaklarının ödenmediğini belirterek kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davacının devamsızlık yapması nedeniyle iş akdinin haklı olarak sonlandırıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre asıl davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında fazla mesai ücreti konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda; davacı dava dilekçesinde haftanın 6 günü 07.00-19.00 saatleri arasında haftalık 60 saat çalıştığını ve böylece fazladan mesai yaptığını belirtmiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tanık anlatımlarına göre davacının 07.00-19.00 saatleri arasında 12 saat çalıştığı, 1,5 saat ara dinlenmenin mahsubu ile haftalık 18 saat fazla mesai yaptığı belirtilerek fazla mesai ücreti hesap edilmiş, mahkemece bu miktardan hakkaniyet indirimi yapılarak alacak hüküm altına alınmıştır.
Davacı vekili dava dilekçesinde davacının haftada 60 saat çalışarak 15 saat fazla mesai yaptığını belirtip talebinin sınırlarını çizdiği halde, 6100 sayılı HMK’nun 26. maddesine aykırı biçimde talep aşılarak davacının haftada 15 saat fazla mesai yaptığı kabulüyle fazla mesai ücretinin hesap edilmesi hatalı olmuştur.
3-Taraflar arasında davacının hizmet süresine ilişkin de uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda mahkemece davacının davalı işyerinde üç dönem halinde çalışmasının bulunduğu ve ikinci dönem çalışmasının 01.10.2007 tarihinde son bulduğu kabul edilmiştir. Davacı ikinci dönem çalışmasının 2007 yılı Ekim ayında son bulduğunu iddia etmiştir. Davacı tanığı …., davacının 2007 yılına kadar davalı işyerinde çalıştığını ancak hangi aya kadar çalıştığını bilmediğini beyan etmiştir. Davalı tanığı … ise, davacının davalı işyerinde 2007 yılının Eylül ayına kadar çalıştığını ifade etmiştir. Dosyada bulunan hizmet döküm cetveli incelendiğinde ise davacının ikinci dönem çalışmasının 06.09.2007 tarihinde sona erdiği görülmüştür. Bu haliyle davacı ikinci dönem çalışmasının 2007 yılı Ekim ayında sona erdiğini ispatlayamamıştır. Bu nedenle davacının davalı işyerindeki ikinci dönem çalışmasının davalı tanığı ….’nun beyanı ile de uyum gösteren hizmet cetvelindeki 06.09.2007 tarihinde sona erdiği kabul edilmeli ve hizmet süresi buna göre belirlenerek işçilik alacakları hesaplatılıp çıkacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
4-Mahkeme kararında dava ve ıslah ile istenen alacak miktarlarının ayrı ayrı gösterilmemesinin infazda tereddütlere ve karışıklığa neden olacağının düşünülmemesi hatalı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 28.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.