Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2015/2951 E. 2015/4135 K. 11.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2951
KARAR NO : 2015/4135
KARAR TARİHİ : 11.03.2015

İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı, davalı işyerinde 2007/Eylül-12.09.2011 tarihleri arasında haftada 6 gün 10.00-19.00 veya 14.00-24.00 saatleri arasında çalıştığını, haftada 1 gün izin kullandığını, tüm resmi ve dini bayramlarda da çalışmasının devam ettiğini, günde 9 saatten az olmamak üzere çalıştığını, hak ettiği fazla mesai ücretleri ile genel tatil ücretlerinin tüm sözlü taleplere rağmen ödenmediğini ya da önemli oranda eksik ödendiğini, bu nedenle iş akdini İş Kanunun 24/II-e bendi gereğince haklı olarak feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile yıllık izin, fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalı, davacının davalı şirkette kısmi süreli sözleşme ile çalıştığını, ancak tam gün üzerinden sigortalı gösterildiğini, davacıya kısmi süreyi aştığı dönemde fazla çalıştığı sürelerin ücretlerinin diğer ödemeler adı altında yapıldığını, haftalık 45 saat üstünde çalışma yapıldığı taktirde fazla mesai ücretlerinin ödendiğini, bu ödemelerin de bordrolarda ve hesap pusulalarında da göründüğünü, davalı şirkette vardiya usulü çalışıldığını, genel anlamda fazla çalışma yapılmadığını, ancak özel zamanlarda yapılması halinde ücretlerinin ödendiğini, hak ettiği yıllık izinlerini fazlası ile kullandırıldığını, işyerinden kendi isteği ile ayrılan davacının tazminat talebinin yerinde olmadığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, dosya kapsamı ve tanık beyanları doğrultusunda davacının bazı bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı anlaşıldığından genel tatil alacağının bulunduğu, bu nedenle davacının iş akdinin feshinin de haklı nedene dayalı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı işçinin ulusal bayram ve genel tatillerde çalışma karşılığı ücretlere hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı İş Kanununun 47 nci maddesinde, Kanunun kapsamındaki işyerleri bakımından, ulusal bayram ve genel tatil günü olarak kabul edilen günlerde çalışma karşılığı olmaksızın o günün ücretinin ödeneceği, tatil yapılmayarak çalışıldığında ise, ayrıca çalışılan her gün için bir günlük ücretin ödenmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. 2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunun 2 nci maddesinde ise, resmi ve dini bayram günleriyle yılbaşı gününün genel tatil günleri olduğu açıklanmıştır.
Buna göre; genel tatil günleri, 1 Ocak, 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos günleri ile Arife günü saat 13.00’da başlanan üçbuçuk günlük Ramazan Bayramı ve Arife günü saat 13.00’de başlayan dörtbuçuk günlük Kurban Bayramı günlerinden oluşur. Ulusal bayram günü 28 Ekim saat 13.00 ten itibaren başlayan 29 Ekim günü de devam eden birbuçuk gündür. 2429 sayılı Yasanın, 5892 sayılı Yasayla değişik 2 nci maddesi uyarınca da, 1 Mayıs genel tatil günüdür. İşçinin ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıp çalışmayacağı toplu iş sözleşmesi veya iş sözleşmesiyle kararlaştırabilir
Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan bayram ve genel tatil ücreti ödemesinin yapıldığı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde işçi, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını her türlü delille ispat edebilir.
Ulusal bayram ve genel tatillerde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda, tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bununla birlikte, işyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
İmzalı ücret bordrolarından, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından daha fazla çalışıldığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin alacağının bordroda görünenden daha fazla olduğu yönünde bir ihtirazi kaydının bulunması halinde, ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıt taşımaması durumunda dahi, işçinin bordroda yazılı olanın dışında ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının yapıldığını yazılı delille kanıtlaması imkân dahilindedir.
Somut olayda; davacı fazla mesai ve genel tatil ücreti alacaklarının ödenmemesi nedeniyle iş akdini haklı nedenle feshettiğini ileri sürmüştür. Davacı fazla mesai yaptığını ispat edemediğinden davacının fazla mesai ücreti talebi reddedilmiştir. Mahkemece davacının genel tatil ücreti alacaklarının ödenmemesi nedeniyle davacının iş akdini haklı nedenle feshettiği kabul edilmiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tanıklarının beyanlarına göre Ocak 2008, Nisan 2008, Ekim 2008 ve Aralık 2008 aylarında yaptığı genel tatil ücreti alacaklarının ödenmediği ya da eksik ödendiği kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Ancak davalı tarafça dosyaya sunulan davacıya ait sağlık raporuna göre davacının 26.09.2008-05.10.2008 tarihleri arasında raporlu olduğu anlaşılmaktadır. 2008 yılında Ramazan Bayramının 30.09.2008-02.10.2008 tarihlerine denk geldiği, bu nedenle davacının raporlu olduğu tarihlere denk gelen Ramazan Bayramında çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapılması hatalıdır. Ayrıca davacının 28 Ekim 2008 tarihinde yarım gün ve 29 Ekim 2008 tarihinde tam gün çalıştığı davalının kabulünde olmakla birlikte davacının belirtilen sağlık raporunu geç ulaştırması nedeniyle Eylül ayında yapılan fazla ödemenin 2008 Ekim ayı ücretinden mahsup edildiği, bu nedenle 28 ve 29 Ekim 2008 tarihleri için ek tahakkuk yapılmadığı savunulmakta olup davalının bu savunması sağlık raporu, ücret bordrosu ve çalışma çizelgeleri ile desteklenmektedir. Bilirkişi raporunda yine davacının 2008 Aralık ayında Kurban Bayramında çalıştığı yarım günün ücretinin ödenmediği kabul edilmiş ise de Aralık 2008 bordrosu ile davacıya 3,5 günlük genel tatil ücreti ödendiği, bordronun davacı tarafından ihtirazi kayıt konmadan imzalandığı, bu nedenle davacının 2008 Aralık ayında tanık beyanlarına göre yarım gün daha genel tatil çalışması yaptığı kabul edilerek hesaplama yapılması hatalıdır. Vardiya çizelgelerinde davacının imzası olmasa bile vardiya çizelgeleri sağlık raporu ve ücret bordroları ile desteklenmektedir. Davacının davalı işyerinde çalıştığı süre 27.09.2007-12.09.2011 tarihleri arası olup davacının çalışma süresi boyunca hesaplama yapılan belirtilen aylar dışında genel tatil ücretinin tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının Ekim 2008 ve Aralık 2008 aylarında işverence ödenen dışında genel tatil ücretine hak kazanmadığı sabittir. Bilirkişi raporunda hesaplama yapılan 1 Ocak 2008 ve 23 Nisan 2008 tarihlerinde davacının çalıştığına dair kabul, tanıkların genel anlatımlarına dayalı olup başka bir delille desteklenmemektedir. Genel tanık beyanlarına göre davacının iki günlük çalışması nedeniyle genel tatil ücretinin ödenmediği, bu nedenle de davacı tarafça yapılan feshin haklı olduğunun kabul edilmesi hatalıdır. Davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 11.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.