Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2015/2894 E. 2015/5937 K. 31.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2894
KARAR NO : 2015/5937
KARAR TARİHİ : 31.03.2015

İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı şirket vekili, davacının Türkiye’de kurmuş olduğu şirkete davalıyı 21.01.2008 tarihinden itibaren satış ve pazarlama bölümünde çalışmak üzere işe aldığını, kendisine vekaletnamede verilen davalının şirketin yönetimini üstlendiğini, bir süre sonra davalının kendisine duyulan güveni kötüye kullandığını, şirkete ait paraları zimmetine geçirdiğini, ödenmesi gereken paraları ödemediğini, şirketi kapalı tutarak zarara uğrattığını, davacının 02.01.2009 tarihinde işyerine geldiğini ve şirketin kapalı olduğunu gördüğünü, davalıyı çağırdıklarında hasta olduğunu belirten davalının, 03.01.2009 tarihinde şirkete gelerek kapıyı açması sonrası işyerine girilebildiğini, davalının Ağustos/2008 tarihinden itibaren şirketi kapalı tuttuğunun kayıtlardan belirlendiğini, davalının işyerine ait bilgisayarları ve hesapları evine götürdüğünü, bir gün sonra vereceğini söylemesine rağmen iadeden kaçındığını ve bu nedenle iş akdinin feshedildiğini, daha sonra ticari defterlere ulaşılınca durumun açığa çıktığını, davalı hakkında yapılan suç duyurusu nedeniyle … Asliye Ceza Mahkemesi’nde 2010/299 Esas sayılı davanın açıldığını, davalının, … dan banka havalesi ile satın alınan ve parası davacı şirket sahibi … tarafından ödenen 7.924,56 TL tutarındaki bilgisayarlara ait faturaları alıp muhasebeye intikal ettirmediği, daha sonra almış olduğu faturaları intikal ettirmesine karşın bu faturaların da havale edilen bedelden farklı olduğunun defterlerin incelenmesinden anlaşıldığını, bilgisayarları evine götüren davalının, halen bilgisayarları iade etmeyerek zimmetine geçirdiğini, bu nedenle de 7.924,56 TL borçlu olduğunu, davalının 23.500,00 TL tahsilatı hesaplara intikal ettirdiğini, aynı dönemde Ortaklara Borçlar Hesabında 31.500,00 TL olduğu görüldüğünü, davalıya şirket sahibince teslim edilen paranın 34.700,50 TL olduğunu, davalının kendisine teslim edilen paranın 3.200,50 TL’sini şirket kayıtlarına intikal ettirmediğini, tahsil etmiş olduğu toplam 58.200,50 TL’yi nerelere harcadığının hesabını vermediğini, davalının tuttuğu defterlerin incelenmesinde davacıya ait ticari malları zimmetine geçirdiğini, stok değerinin 28.048,86 TL olarak ertesi yıla devrolduğunu, bu stokların eksik olduğunun görüldüğünü, davalının eksik stokların hesabını veremediğini, çalıştığı dönem içinde sözleşmesinde olmamasına rağmen, çeşitli harcamalar yaptığını, bu harcamaların çoğunun davalının özel harcamaları olmasına karşın şirket hesabından ödediğini, bu harcamaların kabul edilmesinin mümkün olmadığını, usulsüz yapılan harcamalar toplamının 2.886,30 TL olduğunu; davalının kendisi için iş ve seyahat harcamaları konulu rapor düzenlediğini ve bedelini şirketten aldığını, kasada yaklaşık 7.012,07 TL olması gerekirken teslim edilmediğini, şirketin borçlarını ödemeyerek şirkete zarar verdiğini, davalının maaşını alamadığını iddia ettiğini ancak, davalının şirkette tek yetkili olduğunu, mal satma ve para tahsil etme yetkisinin bulunduğunu, maaş almamasının mümkün olmadığını, şirketten herhangi bir alacağının olmadığını beyanla toplam 30.000,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı şirketin maddi zararları olduğu gerekçesi ile davalı hakkında açtığı tazminat davasının, şirket defterlerinin incelenmesi halinde davalının şirketi zarara uğratmadığını, hatta davalının davacı şirketten olan alacaklarını tahsil etmek için talepte bulunmasına sinirlenen davacıların alacak davası açtığının anlaşılacağını; davalının davacı şirketle 28.12.2007 tarihinde imzalanan, İzmir 6. Noterliği’nin 27.12.2007 tarih, 18345 yevmiye nolu belirsiz süreli iş sözleşmesi uyarınca aylık 1.500,00 TL ücretle satış pazarlama göreviyle 01.01.2008 tarihinde işe başladığını, davalının işe başlamasından itibaren ilk 6 ay maaşının ödendiğini, son 6 ay boyunca ücretinin ödenmediğini ve sene sonunda da işten çıkarıldığını, alacaklarını tahsili amacıyla İzmir 3. İş Mahkemesinde 2009/600 E.- 2010/527 K. sayılı dosya üzerinden dava açtığı, vekalet eden avukatın davayı takip etmemesi nedeniyle davanın açılmamış sayıldığını; bu gelişmelerden sonra İzmir 7. İş Mahkemesinde 2010/986 E. sayılı yeni bir dava açtıkları ve bu dava sonrasında davacı şirketin bu davaya karşılık 2 sene sonra güveni kötüye kullanmadan dolayı Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunduğu, 4 sene sonra da eldeki alacak davasını açtığını; … Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2010/299 E. sayılı dosyasında davalının yapılan yargılamasında bilirkişinin düzenlediği raporda, davacı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi sonucu davalının davacı şirketten 12.496,00 TL alacaklı olduğu kanaatine varıldığını, davacı şirketin defterlerinin de yıl sonu kapanış tasdiklerinin yapılmamış olması nedeniyle müvekkili aleyhine delil olamayacağının da belirtildiğini; şirket kayıtlarında olmayan ve davacı şirket sahibi … ’in şahsi işleri için kullandığı veya gönderdiği bütün dekontları, sanki davacı şirketin kasa mevcuduymuş gibi ifade ederek müvekkili hakkında haksız isnatlarda bulunmasının kabul edilmeyeceğini, davacı şirketin müvekkili eliyle zarara uğratılmadığının, defterlerinin incelenmesi sonucu davalının alacaklı olduğunun ispat edildiğini, davacının ticari defterlerine kayıt edilmeyen paraların şirketle ilgisinin olmadığını, …’in şahsi iş ve masrafları için harcanan paralar olduğunu, ancak şirket defterlerine yazılan paraların delil olabileceğini, davacı şirketin dava dilekçesinde belirttiği hususların hiç birinin gerçeği yansıtmadığını, davalıya iftira atıldığını, … hakkında dava açma haklarını saklı tuttuklarını, davacı şirketin sahte fatura kullanarak, nasıl ve ne şekilde aldığı belli olmayan ve müvekkiline teslim edilmeyen bilgisayarlar nedeniyle müvekkilinin suçlandığını, sahte fatura ile alınan ve bilgisayarların gerçek değerini yansıtmayan bu belgelere dayanılarak … Asliye Ceza Mahkemesinde kurulan hükmün kabul edilemeyeceğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece kayıtlar üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmış, 10.06.2013 tarihli ek hesap raporunda hesap edilen 27.594,33 TL alacaktan bilgisayar ve kullanılan sistem için ödenen para tutarı 7.929,56 TL olarak belirtilip bu konuda bir ayrıma gidilemediğinden masaüstü bilgisayarın varlığı ortaya konulamadığı ve sistem için ödenen tutarın ayrıştırılması olanağı bulunmadığı dikkate alınarak 5.094,33 TL indirim yapılarak 22.500,00 TL davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Mahkemece bilgisayar ve içindeki Netsis Programı için ödenen ve miktarı çekişmesiz olan 7.924,56 TL’den 5.094,33 TL indirim yapılmış, kalanı hüküm altına alınan alacak hesabına katılmış ise de, davalının İzmir 8. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2010/299 Esas sayılı davasında emniyeti suistimal suçundan yargılandığı ve 16.06.2011 tarihinde iş için kendisine verilen bilgisayarı evine götürüp işten ayrıldığı halde teslim etmediği ve bu şekilde subüt bulan emniyeti suistimal eylemi nedeni ile ceza aldığı, ceza davasında hazırlanan ve hükme esas alınan bilirkişi raporu, tanık anlatımları da dikkate alınarak bu davadaki rapor, tanık anlatımları ve bilirkişi raporu ile birlikte değerlendirilerek bilgisayar ve içindeki program bedeli tamamının dikkate alınıp alınmayacağının değerlendirilmesi gerekirken 5.094,33 TL indirim yapılması hatalı olmuştur.
Davacı şirket vekili davalının yemek, konaklama, otopark, giyim gibi şirketle alakalı olmayan çoğunu kendi kredi kartını kullanarak yaptığı keyfi ve şahsi giderlerini muhasebe kayıtlarına şirket gideri gibi işleterek tespit ettikleri kadarı ile 2.886,30 TL bu şekilde haksız menfaat temin ettiğini, ayrıca iş sözleşmesinde olmadığı halde harcırah adı altında kendisi ya da başkaları adına yapılan, bütünlük arzetmediği için gerçeği yansıtmadığı şüphesi oluşan kimi harcamaları da şirkete gider olarak kaydedip şirketi zarara soktuğunu iddia etmiş, dosya eki olan klasör içinde bir takım faturalar sunmuştur. Bu faturaların tetkikinde yemek, oto park bedeli gibi çok sayıda fatura bulunduğu görülmektedir. Ceza davasında alınan bilirkişi raporunda bu hususta bir değerlendirme yapılmış ve 20.03.2009 tarih ve 397402 numaralı 164,24 TL tutarındaki Özdilek faturasının 70,24 TL’sının oyuncak, fıçı bira, tıraş jeli, traş köpüğü, benzeri işle ilgisi olmayan kalemlerden oluştuğu belirtilmiş, davalının sorumlu olduğu belirtilen meblağa ilave edilmiştir. Hal böyle iken hükme esas alınan bilirkişi raporunda ve ek raporlarda itirazlara rağmen bu hususta olumlu ya da olumsuz bir değerlendirme yapılmaması, itirazların karşılanmaması hatalı olmuştur.
Öte yandan davacı şirket vekili davacı şirketin sahibi olan ve Almanya’da yaşayan Rıza Zeybekler’in şirket için harcanmak üzere 33.781,50 TL ve 600 Euro para gönderdiğini, davalının bu miktarın 31.500,00 TL’sını kayıtlara intikal ettirip 2.281,50 TL ile 600 Euro’yu zimmetine geçirdiğini iddia etmiştir. Ceza davasında alınan bilirkişi raporunda bu konuda davacı şirket vekilince sunulan “… Bey ve Bankadan Kasaya Giren Para” başlıklı listedeki miktarlar açısından listenin resmi belge niteliği bulunmadığı belirtilip çekince konularak değerlendirme yapılmış, ayrıca listede olmamasına rağmen … isimli banka aracılığıyla Euro cinsinden gönderilen ve sunulu dekontlar ile sabit olan miktarlar da irdelenerek toplam TL cinsinden 32.925,50 TL para gönderildiği, bunun şirket kayıtlarında “Ortaklar Borçlar Hesabına” 31.500,00 TL olarak işlendiği, aradaki farkın 1.425,50 TL olduğu belirtilmiştir. Davacının bildirdiği 15.09.2008 tarihli ve 1.775,00 TL tutarındaki ödemeden ise bahsedilmemiştir. Hükme esas alınan bilirkişi esas ve ek raporlarında bu hususta bir değerlendirme yapılmadığı ve ısrarlı itirazların karşılanmadığı görülmektedir. Öncelikle dosya içinde bulunmadığı anlaşılan sadece kayıt olarak…’den havale 15/09 açıklaması ile yazılı 1.775,00 TL tutarındaki ödemeye ilişkin belge varsa davacının dosyaya sunması sağlanmalıdır. Bundan sonra davacı vekilinin sunduğu ve ceza davasında rapor hazırlayan bilirkişinin resmi belge niteliği taşımadığını bildirdiği listede yer alan ve banka belgesi ile desteklenmeyen ödemelerin karşısında “… Kodu:..“ yazması nedeni ile bunun ne anlama geldiği davacı tarafa açıklattırılarak açıklamaya göre gerekirse ilgili yerden buna dair belgeler getirilmeli, bunların delil niteliği de tartışılarak davalıya … … tarafından davacı şirket işlerinde kullanması için ödenen miktarlar açısından davalının uhdesinde kalıp hesabını veremediği bir para olup olmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır.
Yine davalıya …’ndaki hesaplara yatırılmak sureti ile ödenen miktarlar açısından da bu davaya ilişkin olmak üzere bir değerlendirme yapılmalı, bu husustaki itirazlar da karşılanmalıdır.
Başka bir husus ise davalının işçilik alacakları için açtığı bir dava varsa ise bu dava dosyasıda eldeki davaya sonucu bakımından etkili olup olmadığının değerlendirilmesi için getirilerek incelenmelidir.
Bunlardan başka ceza davasında hazırlanan rapordaki bir kısım tespitler ile bu davadaki tespitlerin kısmen farklılık gösterdiği görülmektedir. Örneğin mal alış ve satış miktarları gibi. Bu husustaki çelişki de davalı itirazları doğrultusunda giderilmelidir.
Yapılacak iş, varsa işçilik alacaklarına ilişkin dava dosyası da incelendikten, eksik olduğu belirtilen ödeme belgelerinin tamamlanması için gerekli usuli işlemler bitirildikten sonra, yukarıda belirtilen eksiklikleri de kapsayacak ve tarafların iddia, savunma ve itirazlarını kaşılayacak, ceza davasında alınan bilirkişi raporundaki tespitleri irdeleyecek şekilde konusunda uzman bilirkişi ya da bilirkişi heyetinden bir rapor almak, dosyadaki diğer deliller ile birlikte değerlendirerek bir sonuca varmaktır.
O halde tarafların bu yönlere ilişkin temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmaladır.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 31/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.