Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2015/2778 E. 2015/1859 K. 17.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2778
KARAR NO : 2015/1859
KARAR TARİHİ : 17.02.2015

İş Mahkemesi
Dava Türü : Sendika Şubesine Kayyım Tayini ve Şubenin
Olağanüstü Toplanmasına Karar Verilmesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacılar, davalı sendikanın … Şubesinin delegeleri olduklarını, davalı tarafa 07.05.2014 tarihinde toplam 40 delege olarak ihtarname keşide ederek şubenin olağanüstü genel kurulunun yapılmasını talep ettiklerini, bu ihtarnamalerin 09.05.2014 tarihinde sendikaya tebliğ edildiğini, ancak sendika genel merkezinin 160 delegenin 1/5’i olarak yeterli çoğunluğun sağlanmasına rağmen sadece ihtarname gönderen davacılardan ….’a cevap verdiğini, ihtarnamelerde belirtilen hususların önemli olanlarının zaten 2013 yılı Eylül ayında yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında görüşüldüğünü, 8 ay önce olağanüstü genel kurul yapıldığını, şubenin olağan genel kuruluna da 10 ay kadar süre kaldığını, sürekli genel kurul atmosferinin sendikal çalışmayı olumsuz etkilediğini, sendikaya ek mali külfet yüklediğini belirterek taleplerini reddettiğini ancak gerekli çoğunluğun sağlanması halinde olaganüstü genel kurulun yapılması gerektiğini, bunun kabule bağlı olmadığını iddia ederek yasal olmayan gerekçe ile olağanüstü genel kurul talebinin reddedilmesi nedeni ile mahkemece belirlenecek bir tarihte davacıların arasından görevlendirilecek bir kayyım heyeti ile veya mahkemece resen belirlenecek harici bir kayyım heyeti ile … Sendikası … Şubesinin olaganüstü genel kurul toplantısının yapılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı vekili, davacıların noter aracılığıyla gönderdikleri 07.05.2014 tarihli ihtarnamelere 09.06.2014 tarihli yazı ile cevap verildiğini, daha 8 ay önce 2013 yılı Eylül ayında olağanüstü genel kurul toplantısı yapıldığını, ihtarnamelerde belirtilen hususların önemli olanlarının zaten burada görüşüldüğünü, diğer hususların şubenin diğer organları nezdinde her zaman ileri sürülebilecek eleştiri mahiyetinde hususlar olduğunu, kaldı ki şubenin olağan genel kurulunun 2015 yılı Mart ayında yapılacağını, içtihatlar dikkate alındığında sırf 1/5 çoğunlugun sağlanmasının olağanüstü genel kurulu toplamak için yeterli olmadığını, ileri sürülen sebeplerin ciddi ve büyük sebepler olması gerektiğini, davacıların haklarını kötüye kullandıklarını, bu kadar sık genel kurul yapılmasının sendikayı büyük mali külfet altına soktuğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, sendikanın genel merkezinin ve ikametgahının … Cad. No:…. … /Ankara adresi olduğu, mahkemenin yetkisi hususunun kamu düzeni ile ilgili olması nedeniyle mahkemece resen dikkate alınması gerektiği gerekçesi ile mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir.
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 79. maddesi uyarınca bu kanundan doğan davalara bakmakla iş mahkemeleri görevlidir. Yasa yetkili mahkeme konusunda ise sadece Toplu İş Sözleşmesinin Genel Esasları, Toplu İş Sözleşmesinin Yapılması, Toplu İş Uyuşmazlıklarının Çözümü, Yüksek Hakem Kurulu’nun Kuruluş ve Çalışma Esasları, Grev ve Lokavt’ın düzenlendiği 7 ila 11.bölümlerdeki konularla ilgili açılacak davalarda özel yetki kuralı koyarak görevli makamın bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğunu hükme bağlamıştır. (6356 sayılı Yasa madde 79/2.cümle). Bunun dışındaki uyuşmazlıklara ilişkin özel bir yetki kuralı öngörmemiştir.
6356 sayılı Yasa’nın 80. maddesine göre kuruluşlar (Yasanın 2/1-g bendi uyarınca sendikalar ve konfederasyonlar) hakkında bu Kanunda hüküm bulunmayan hâllerde 4721 sayılı Kanun ile 4/11/2004 tarihli ve 5253 sayılı Dernekler Kanununun bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun Dernekleri düzenleyen 56 ila 100. maddelerinde ve 5253 sayılı Dernekler Kanunu’nda dava konusu uyuşmazlık dahil kuruluşların ve sendika şubelerinin kuruluş, organları ve çalışma esaslarına ilişkin çıkan uyuşmazlıklarda davaya bakacak mahkemenin yetkisine ilişkin özel bir düzenleme bulunmamaktadır. (Bazı uyuşmazlıklarda Sulh Hukuk Mahkemesinin görev ve yetkisini düzenleyen yasa maddeleri hariç)
Genel olarak iş mahkemelerinin çalışma usul ve esasları ile yetkisini düzenleyen 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1.maddesine göre, İş Kanunu’na göre işçi sayılan kimselerle (o Kanunun değiştirilen ikinci maddesinin C, D ve E fıkralarında istisna edilen işlerde çalışanlar hariç) işveren veya işveren vekilleri arasında iş aktinden veya İş Kanunu’na dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi ile görevli olarak lüzum görülen yerlerde iş mahkemeleri kurulur. Kanun’un 5. maddesi uyarınca iş mahkemelerinde açılacak her dâva, açıldığı tarihte dâva olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgâhı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi, işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede de bakılabilir. Bunlara aykırı sözleşme muteber sayılmaz. Görüldüğü üzere 5521 sayılı Kanun’da dava konusu uyuşmazlık ile ilgili açık ve özel bir düzenleme yoktur. Ancak 5521 sayılı Kanun’da hüküm bulunmayan hallerde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu uygulanacaktır. (5521 sayılı Kanun madde 15)
1086 sayılı mülga HUMK’nun yerini alan 01.10.2011 yürürlük tarihli 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 6/1. maddesi uyarınca, genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Aynı Kanun’un 14/1. maddesi ise, bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda, o şubenin bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olduğunu hükme bağlamıştır.
Somut olayda, davacılar davalı sendikanın … Şubesinin olağanüstü genel kurul toplantısının yapılmasını teminen eldeki bu davayı açmışlardır. Olağanüstü genel kurulunun mahkeme vasıtası ile kayyım tayini sureti ile yapılması istenen şube …’de bulunduğuna göre, mahkemenin yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler karşısında davanın esasına girerek yargılama yapıp esas hakkında bir karar vermesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yazılı gerekçe ile yetkisizlik karar vermesi hatalı olmuştur. Kaldı ki davanın, şubenin bulunduğu yerde görülmesi, 6100 sayılı HMK’nun 30.maddesinde “Hakim yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.”şeklinde ifadesini bulan “Usul Ekonomisi” ilkesine de uygundur.
O halde davalı vekilinin bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 17.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.