Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2015/27074 E. 2015/16973 K. 29.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/27074
KARAR NO : 2015/16973
KARAR TARİHİ : 29.09.2015

Mahkemesi : İş Mahkemesi(Müstemir Yetkili)
Dava Türü : Alacak

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen 26/02/2015 tarihli karar ile 21/04/2015 tarihli tavzih kararının Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1- Davacı asıl işverenliğin davalı bakanlık olduğu çeşitli alt işverenlerde 1998 – 27/03/2012 tarihleri arasında aralıksız işçi olarak çalıştığını, iş akdini emeklilik nedeniyle sonlandırdığını ancak tüm taleplerine rağmen birtakım işçilik hak ve alacaklarının ödenmediğini beyan ederek kıdem tazminatı ile yıllık izin, fazla mesai ve ubgt ücret  alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Bakanlığı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın 26.2.2015 tarihli gerekçeli kararla davanın kısmen  kabulüne ve hüküm fıkrasının (d) bendinde ” Davacının 285,97 TL avukatlık ücretini davalılara müştereken ve müteselsilen ödemesine,”karar verilmiştir.    Davacı vekili 30.04.2015 tarihli tavzih dilekçesiyle fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil ücretinde yapılan hakkaniyet indirimi nedeniyle davalı yararına avukatlık ücreti hükmedilemeyeceğini bildirmiş ve mahkeme de tavzih talebi doğrultusunda 21.04.2015 tarihli ek kararla hakkaniyet indirimi yapılması halinde davalı vekiline avukatlık ücretine hükmedilmemesi gerekirken gerekçeli kararda davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmiş olduğunu, gerekçeli kararın hüküm kısmında yer alan ve hakkaniyet indirimi yapılan alacak kalemi olan fazla mesai ücreti alacağı yönünden karşı davalı vekiline avukatlık ücretine hükmedilmemesi gerektiğinden gerekçeli kararın yargılama giderleri kısmının (d) maddesinde yer alan ve davalı yararına hükmedilen “285,97 TL avukatlık ücretinin” kaldırılmasına karar vermiştir.
Hükmün tavzihini düzenleyen HMK’nun 305.maddesinde hükmün yeterince açık olmaması veya icrasında tereddüt uyandırması, yahut birbirine aykırı fıkralar içermesi halinde, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her birinin hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebileceği, hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçların tavzih yoluyla sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği ve değiştirilemeyeceği, hükmün tashihini düzenleyen HMK’nun 304.maddesinde ise hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri hataların mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebileceği bildirilmiştir. Aynı Yasanın 294-298.maddelerine göre hakim hükmü vermekle o davadan elini çekmiş olur ve yargılamanın iadesine karar verilmedikçe veya hüküm temyiz edilip bozulmadıkça daha önce verilen kararın dışına çıkılacak biçimde, taraflardan birinin sorumluluğunu azaltamaz veya artıramaz.
Hükümlerin tashihi veya tavzihi bu kuralın dışında değildir.
Yerel mahkemece hüküm fıkrasının (d) bendinin tavzih yolu ile kaldırılmasına ilişkin tavzih kararı hükmün değiştirilmesi niteliğinde olup tavzih niteliğinde olmadığından davalılar vekillerinin tavzih kararına yönelik temyiz itirazları kabul edilmeli ve 21.04.2015 tarihli tavzih kararı bozularak ortadan kaldırılmalıdır.
2- Davalılar vekilinin 26.02.2015 tarihli asıl hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince; Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalıların yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddine,
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkemenin 21.04.2015 tarihli tavzih kararının bozularak ortadan kaldırılmasına, davalıların tüm temyiz itirazlarının reddiyle, mahkemenin usul ve kanuna uygun olan 26.02.2015 tarihli kararının ONANMASINA, davalılar harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 29/09/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.