Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2015/2570 E. 2015/5501 K. 25.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2570
KARAR NO : 2015/5501
KARAR TARİHİ : 25.03.2015

İş Mahkemesi
Dava Türü : İşe iade

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, davalı işverene ait işyerinde çalışan davacı işçinin iş sözleşmesinin haklı ve geçerli neden olmadan feshedildiğini belirterek, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı işveren vekili, davacının 23.05.2013 tarihinde yemekhane önünde mesai arkadaşı Murat Metin ile kavga ettiklerini Murat’a küfrederek tekme attığını, ancak savunmasında olayı şakalaşma olarak göstermeye çalıştığını, 19.09.2012 tarihinde de Uğur Kalfa isimli işçiyi darp etmeye çalışması nedeniyle davacıya kınama cezası verildiğini, davacının mesai arkadaşlarıyla sürekli sorun çıkartan kavga eden, darp eden bir personel olduğunu iş akdinin İş Kanunu 25/II- d maddesi uyarınca haklı nedenle feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, olay tarihi olan 23.05.2013 tarihinde şakalaşmayla başlayan tartışmayı kavgaya dönüştürdüğü anlaşılan davacının iş akdinin davalı işveren tarafından feshinin 4857 sayılı Yasanın 25/II-d hükmü kapsamında haklı neden dışında geçerli nedene dayandığı, ceza dosyası içeriği ve mahkeme dosyası tüm delillerle birlikte değerlendirildiğinde tartışmanın başlangıcında davacının diğer işçiye sataşması şeklinde gerçekleşen eyleminin bulunmadığı, yine sabit görülen kasten yaralama ve hakaret eylemlerinin de ertelenmeyen suç niteliğinde olmadığı, davacı asilin davalı işverenin işyerinde gerçekleştirdiği kasten yaralama ve hakaret eylemleri de dikkate alınıp önceki aşamada aldığı kınama cezası ve buna ilişkin olarak davacı asile yaptığı yazılı bildirim de gözetildiğinde davalı işveren yönüyle davacının iş akdinin feshinin 4857 sayılı Yasanın 18/I hükmü kapsamında işçinin davranışlarından kaynaklı geçerli nedene dayandığı, davacı işçinin davranışlarının işyerinde olumsuzluklara yol açtığı ve ayrıca iş akdinin devamının davalı işveren yönüyle devamının beklenmesini gerektirecek hal bulunmadığı, kavga olayına karışan diğer işçinin daha öncesinde disiplin cezası almadığı ve davalı işverenin bu noktadaki takdiri de dikkate alındığında iş akdinin feshinde eşitlik ilkesine aykırı davranıldığı kanaatinin mahkemede oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi işverene, işçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenlerle iş sözleşmesini feshetme yetkisi vermiştir. İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesihte takip edilen amaç, işçinin daha önce işlediği iş sözleşmesine aykırı davranışları cezalandırmak veya yaptırıma bağlamak değil; onun sözleşmesel yükümlülükleri ihlale devam etmesi, tekrarlaması rizikosundan kaçınmaktır. İşçinin davranışları nedeniyle iş sözleşmesinin feshedilebilmesi için, işçinin iş sözleşmesine aykırı, sözleşmeyi ihlal eden bir davranışının varlığı gerekir. İşçinin kusurlu davranışı ile sözleşmeye aykırı davranmış ve bunun sonucunda iş ilişkisi olumsuz bir şekilde etkilenmişse işçinin davranışından kaynaklanan geçerli bir fesih söz konusu olur. Buna karşılık, işçinin kusur ve ihmaline dayanmayan sözleşmeye aykırı davranışlarından dolayı işçiye bir sorumluluk yüklenemeyeceğinden işçinin davranışlarından kaynaklanan geçerli fesih nedeninden de bahsedilemez.
İşçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenler, aynı Yasanın 25. maddesinde belirtilen nedenler yanında, bu nitelikte olmamakla birlikte, işyerlerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen nedenlerdir. İşçinin davranışlarından veya yetersizliğinden kaynaklanan nedenlerde, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli nedenlere dayandığını kabul etmek gerekecektir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II.d maddesi uyarınca, işçinin işverene veya ailesine karşı şeref ve namusuna dokunacak sözler söylemesi veya davranışlarda bulunması ya da işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnatlarda bulunması veya işçinin işverene, aile üyelerinden birine veya işverenin diğer bir işçisine sataşması haklı fesih nedeni olarak sayılmıştır. Sataşma niteliğinde olmadığı sürece, diğer işçilerle devamlı ve gereksiz tartışmaya girişmek, iş arkadaşları ile ciddi geçimsizlik göstermek, işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli fesih nedenidir.
Somut olayda davalı işyerinde uygulanan Personel Disiplin Yönetmeliğinin 108. maddesinde hangi fiillere ne gibi cezaların verileceğinin Ek:1 de gösterildiği, 110. maddesinde ise aynı disiplin cezasını gerektiren disiplin suçunun iki defa tekrarlanması halinde ikincisinde cezanın bir derece ağırlaştırılarak verileceğinin belirtildiği, Ek:1 Disiplin cezalarını düzenleyen maddesinde disiplin cezalarının uyarı, kınama , ücret kesilmesi ve görevden çıkartma şeklinde sıralandığı a) Uyarı cezası başlığında 3. bentte: İş arkadaşlarına karşı kırıcı ve saygısız hareketi görülmek, b) kınama cezası başlığı 7. bentte: iş arkadaşları ile geçimsizlik yaratmak şeklinde maddelerin yer aldığı; bu yönetmelik hükümlerine göre davacıyla (omuzuna vurmak veya arkadan dürtmek suretiyle) şakalaşmak isteyerek tartışmayı başlatan … isimli işçiye uyarı cezasının verildiği, davacıya ise 19.09.2012 tarihinde … isimli işçiyi darp etmeye çalışması nedeniyle kınama cezası verildiğinin anlaşıldığı, ancak tekrarlanan olaydan ötürü bir derece üst cezaya yani ücretten kesme cezasına hükmedilmesi gerekirken fesih yoluna gidilmesinin Personel Yönetmeliğine açıkça aykırı olduğu, Mahkeme kararında da belirtilen şekilde kavgayı başlatan tarafın davacı olmadığının anlaşıldığı olayda feshin haklı veya geçerli nedene dayanmadığınının tespiti ile davanın kabulü yönünde karar verilmek gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır.
Davacının kıdemi ve fesih nedeni dikkate alınarak işe başlatmama tazminatının davacının 4 aylık ücreti tutarında belirlenmesi gerekmiştir.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3.maddesi uyarınca mahkeme kararı bozularak ortadan kaldırılmış ve Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin 2013/379-2014/178 E/K sayılı 14.05.2014 kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,
3-Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak davacının 4 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4-Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin GEREKTİĞİNE,
5-Alınması gereken 27,70 TL harçtan peşin alınan 24.30 TL harcın tenzili ile bakiye 3.40 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
6-Davacının yapmış olduğu 98.25 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre 1.500,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,
9-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıya yükletilmesine, 25.03.2015 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.