Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2015/23188 E. 2015/24173 K. 03.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/23188
KARAR NO : 2015/24173
KARAR TARİHİ : 03.12.2015

Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : İşe iade

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
İş sözleşmesinin geçerli neden olmadan davalı işveren tarafından feshedildiğini belirten davacı işçi, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışları sebebiyle, haklı sebeple feshedildiğini, davalı şirketin … Bölgesi distribütörü olan … şirketinin genel müdürünün davacının kendilerinden satıştan kar payı vermelerini talep ettiğini bildirdiğini, işverenin; kendisine karşı dürüstlük ve doğrulukla bağdaşmayan ve kendisine karşı duyulan güveni ortadan kaldırıcı davranışlarda bulunduğu anlaşılan ve taraflar arasındaki ilişkinin temelini oluşturan “güven ilişkisi” çöken bir çalışanın iş sözleşmesini devam ettirmesi ve o çalışan ile çalışmaya devam etmesinin beklenemeyeceğini, bu tür davranışların iş sözleşmesinin feshi bakımından haklı sebep oluşturduğunu, davacının iş sözleşmesi haklı sebeple feshedildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacının dava dışı … Şirketi yetkilisi …’ndan hukuka ve kendi iş akdine aykırı olarak kar payı istediğine dair Ö…’nun iddiası dışında başka bir emarenin tespit edilememesi nedeniyle davacının kar payı istemesine dair iddianın haklı nedenle derhal fesih hakkını vermeyeceği, davacının 12.09.2013 tarihli savunmasında “…bahse konu ithamların müşteri tarafından bana isnad edilmesine rağmen kabul etmedim..” demesine rağmen bu hususu amirleri ile paylaşmamış olması nedeniyle iş veren nezdinde bir güvensizliğin doğmuş olmasının söz konusu olabileceği, var olan şüphenin işverenin güvenini sarsacak nitelikte ve iş ilişkisinin sürdürülmesini makul ölçüler içerisinde kendisinden beklenemez kılıyor olabileceği düşünülebilirse de, ultima ratio ilkesi gereği dosya içeriğinden işçinin önceden uyarıldığı ve buna rağmen işçinin davranışın tekrarlandığına dair bir delil söz konusu olmaması nedeniyle feshin geçerli nedene de dayanmadığı gerekçesiyle davacı işçinin işe iadesine karar verilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanununun 18 ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18.maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İş Kanununun 18.maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanunun 25/II.maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi süresince herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz.
4857 sayılı İş Kanununun 20.maddesinin ikinci fıkrasına göre geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Somut olayda, davacının iş akdine 12/09/2013 tarihli fesih bildirimiyle, “….Şirketimizdeki çalışmanız sırasında; distribütörler ile olan çalışmanızda size kardan pay verilmesini istediğiniz, işverenin güvenini kötüye kullandığınız, doğruluk ve dürüstlükle bağdaşmayan davranışlarda bulunduğunuz öğrenilmiştir. İş sözleşmenizin İş Kanunu madde 25/II uyarınca derhal feshedildiğini, şirkete ait tüm kayıt, şifre, belge, hesapları ve kullanımınıza bırakılmış olan bilgisayar vb gibi eşyalarınızı şirkete iade etmenizi bildiririz…” denilerek son verilmiştir.
Davacı, 12.09.2013 tarihinde alınan savunmasında, bahsedilen ithamların müşteri tarafından kendisine ima edilmesine rağmen kendisinin kabul etmediğini, olayı profesyonel olarak işin gelişmesi ve ürünlerin bölgede daha fazla satışı adına yönetmeye çalıştığını, ecza deposunun işe yeni başlaması ve bu nedenle kendilerine yol gösterme adına müşteriye yakın durmasının tamamen yanlış anlaşıldığını düşündüğünü, depodan satışları arttırma talebi dışında bir talebinin olmadığını beyan etmiştir.
Mahkemece mevcut delil durumuna göre feshin haklı nedene dayanmadığının kabulü isabetli ise de, feshe konu yapılan eylem dava dışı distribütör … Şirketi yetkilisi …’ndan iş akdine aykırı olarak kar payı istemesi olup sözü edilen iddia, davacının “…bahse konu ithamların müşteri tarafından bana isnat edilmesine rağmen kabul etmedim…” şeklindeki savunması ile birlikte değerlendirildiğinde; davacı kendisine yapıldığını ileri sürdüğü bu ahlak dışı teklifi işverene bildirmediğinden davacı işçi ve davalı işveren arasındaki güven ilişkisinin zedelendiği ve davalı işverenden artık davacı işçi ile çalışmasının beklenemeyeceği açıktır. Bu nedenle iş akdinin geçerli nedene dayalı olarak sonlandırılmış olduğunun kabulü gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3.maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Karar tarihinde alınması gerekli 27,70 TL harçtan peşin alınan 24,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 3,40 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı dosyanın yargıtaya gidiş dönüş masrafı ve tebligat gideri dahil toplam 108.00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan … göre 1.500,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Artan delil ve gider avansının ilgilisine iadesine,
7-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, 03/12/2015 tarihinde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.