Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2015/20522 E. 2015/23836 K. 01.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/20522
KARAR NO : 2015/23836
KARAR TARİHİ : 01.12.2015

Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
YARGITAY İLAMI

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, müvekkili … aleyhinde … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2004/120 Esas 2009/43 Karar sayılı dosyası ile Hazineye ait yerden izinsiz ve kaçak kum ve çakıl alındığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilerek müvekkili idarenin tazminata mahkum edildiğini, söz konusu mahkeme kararı nedeniyle müvekkili idarenin 472.098,46 TL tutarında tazminat ödediğini, bu tazminatın ödenmesine sebebiyet veren davalılara rücu haklarının doğduğunu ileri sürerek 472.098,46 TL tazminat bedelinin faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekili, davacı idare tarafından Hazineye ödenen tazminattan müvekkillerinin sorumlu tutulamayacağını, zira müvekkillerine atfı kabil bir kusurun bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davalıların kum ve çakıl çekilmesi işlemini, …. Genel Müdürlüğü’nün 13. Bölge Müdürlüğü tarafından kum çekiminin durdurulduğu tarih olan 20.09.2004 tarihinden önce gerçekleştirdikleri, dolayısıyla kum ve çakıl taşı çekilmesi işleminin … Valiliği’nce belirlenen ve yine valiliğin onayıyla yasal hale getirilen süreler içerisinde gerçekleştirildiği, çekilen kum ve çakıl taşının kamu yararı gözetilerek halkın yararına olan kamu hizmetlerinin yerine getirilmesi için kullandığı ve kamunun ya da davacı idarenin zararının söz konusu olmadığı, davalıların da herhangi bir kusur veya kabahatleri bulunmadığından zarardan sorumlu olamayacakları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 04.06.2014 tarihli ilamı ile “…6100 sayılı HMK’nun 20. maddesine göre görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi halinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, yasal süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak dava dosyasının, görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.
Bu itibarla, görevsizlik veya yetkisizlik kararı veren mahkeme kararında; “dava dosyasının talep halinde görevli mahkemeye gönderilmesine” karar vermekle yetinir. Dava dosyasını re’sen görevli mahkemeye gönderemez. Dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilebilmesi ve davaya görevli mahkemede devam edilebilmesi için, davacının iki haftalık süre içinde görevsizlik veya yetkisizlik kararı veren mahkemeye başvurması gerekir.
Somut olayda; … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 12.09.2009 tarihli 2004/120 Esas 2009/43 Karar sayılı kararına göre, aynı zamanda bu dosyamızın davacısı olan …’nın da aralarında bulunduğu davalılar aleyhinde men’i müdahale kararı verilerek tazminata hükmedildiği, … vekilinin … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’nde bu dosyanın davalıları aleyhinde rücuen tazminat davası ikame ettiği, dosyanın … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmiş olup yapılan yargılama sonucunda ilgili mahkemece 04/07/2012 tarih ve 2011/247 Esas 2012/269 Karar sayılı ilamı ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine ve talep halinde dosyanın yetkili ve görevli … İş Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verildiği, kararın davacı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 06.05.2013 tarih ve 2013/6383 Esas 2013/11411 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilerek bu tarihte kesinleştiği, mahkemece kesinleşme şerhinin 27.05.2013 tarihinde karara işlendiği ve dosyanın ilgili mahkemece re’sen … İş Mahkemesi’ne tevzi edilmesi için … Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na gönderilmiş olduğu, davacı … vekilinin ise dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesi hususunda yasal süresi içerisinde bir talebinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklanan yasa hükmü uyarınca görevsizlik kararı veren … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin dosyayı görevli ve yetkili mahkemeye re’sen gönderme yetkisi bulunmamaktadır. Dosyanın görevli ve yetkili … İş Mahkemesi’ne gönderilebilmesi için davacı vekilinin, kesinleşmiş mahkeme kararını tebliğ aldığı tarihten itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde, görevsizlik kararını vermiş olan mahkemeye başvurarak dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekmektedir. Aksi taktirde ilgili mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmelidir. Olayımızda ise, davacı vekilinin dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesi hususunda herhangi bir talebinin bulunmamasına rağmen … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce re’sen gönderme kararı verildiği, dosyanın 28.05.2013 tarihinde … 5. İş Mahkemesi’ne tevzi edilerek yeni esas numarası aldığı ve yargılamaya bu şekilde devam edilerek sonuçta davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Oysa ki mahkemece yapılması gereken, görevsizlik kararı kesinleştikten sonra yasal süresi içerisinde dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesi için talepte bulunmayan davacı idare aleyhinde davanın açılmamış sayılmasına karar vermektir. Mahkemece, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek davanın esası hakkında karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir.
Bu husus kamu düzenini ilgilendirdiğinden resen nazara alınmalı ve temyiz edenin sıfatı gözetilmeksizin mahkeme kararı bozulmalıdır. “ gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkeme bozma kararına uymuş ve davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir.
Bilindiği üzere, her iki tarafın da bozmaya uyulması yönündeki beyanları ve mahkemenin de bozmaya uyma kararı, taraflar yönünden usulü kazanılmış hak doğurur. Usulü kazanılmış hakkın varlığı halinde mahkemece bunun ihlali anlamına gelecek şekilde hüküm kurulamaz.
Daha açık ifadeyle; 09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da açıklandığı üzere bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyulması sonunda kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü meydana gelir. Usulü kazanılmış hak olarak tanımlayacağımız bu durum mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir. Uzun yıllardan beri Yargıtay uygulamaları ve öğretide benimesenen usulü kazanılmış hak müessesi, usul hukukunun dayandığı vazgeçilmez ana temelerinden biridir. Bu kuralın uygulanmasında bazı istisnalar öngörülmüştür. Bunlara örnek verilecek olursa, mahkemece Yargıtay Dairesi bozma kararına uyulduktan sonra görülmekte olan davaya uygulama imkanı bulunan yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı çıkması, 04.02.1959 gün 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında vurgulandığı üzere hükmüne uyulan bozma kararından sonra göreve ilişkin yeni bir yasal düzenlemenin getirilmiş olması, usulü kazanılmış hak gereğince uygulanması gereken bir kanun hükmünün sonradan (hüküm kesinleşmeden önce)Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi, işin kamu düzenini ilgilendirmesi ve en önemlisi ve somut olayda uygulanması gereken maddi yanılgıya dayanan bozma kararına uyulması hallerinde usulü kazanılmış hak meydana gelmez. Maddi yanılgıya dayalı bozma kararına uyulmuş olması itibariyle kazanılmış hakkın bulunmadığından söz edilebilmesi için, Yargıtay Dairesinin vardığı sonuç, her türlü değer yargısının dışında hiçbir suretle başka biçimde yorumlanamayacak, tartışmasız ve açık bir maddi hataya dayanıyorsa ve onunla sıkı sıkıya bağlı ise, o takdirde usulü kazanılmış hak kuralının hukuki sonuç doğurmayacağı açıktır.
Somut olayda, Dairemizin yukarıda özetlenen bozma kararında davacı vekilinin Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dosyanın yetkili ve görevli mahkemeye gönderilmesine ilişkin talebinin olmaması nedeni ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği belirtilmiş ise de, … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne açılan davada mahkemece 04/07/2012 tarih ve 2011/247 Esas 2012/269 Karar sayılı ilamı ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine ve talep halinde dosyanın yetkili ve görevli … İş Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verildiği, kararın davacı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 06.05.2013 tarih ve 2013/6383 Esas 2013/11411 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilerek bu tarihte kesinleştiği, mahkemece kesinleşme şerhinin 27.05.2013 tarihinde karara işlendiği ve dosyanın 28.05.2013 tarihinde re’sen … İş Mahkemesi’ne tevzi edilmesi için … Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na gönderildiği, dosyanın … 5.İş Mahkemesine tevzi edildiği ve dosya içinde bulunmasa da UYAP üzerinden yapılan sorgulamada 13.Hukuk Dairesi’nin onama ilamının davacı vekiline 24.06.2013 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Özetlenen dosya içeriğine göre, kesinleşen görevsizlik kararı ile dosyadan el çeken … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin resen dosyayı görevli mahkemeye gönderme yetkisi olmadığından … 5. İş Mahkemesince yapılan işlemler ve verilen karar yok hükmündedir. Bu itibarla mahkemece esas kapatılarak dosya … 1. Asliye Hukuk Mahkemesine geri gönderilmeli, bu mahkemece 13.Hukuk Dairesinin onama ilamı ve kesinleşme şerhli mahkeme kararı taraflara tebliğ edilmeli ve tebliğden itibaren yasal süresi içinde taraflarca dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesi talep edildiği takdirde dosya iş mahkemesine tevzi edilmek üzere Tevzi Bürosuna gönderilmelidir.
O halde davacı vekilinin bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA peşin alınan temyiz harcının davacıya iadesine, 01.12.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.