Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2015/19926 E. 2016/10468 K. 10.05.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/19926
KARAR NO : 2016/10468
KARAR TARİHİ : 10.05.2016

Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak

YARGITAY İLAMI

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1- Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere göre, davalı Sağlık Bakanlığı’nın tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
2- Davacı, davalı işyerinde temizlik görevlisi olarak çalıştığını, sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini beyan ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile asgari geçim indirimi, fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil ve yıllık izin alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesi ile davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Somut olayda davacı temizlik görevlisi olduğunu, davalı iş yerinde haftanın 4 günü 07.00-17.00 saatleri arasında, Cuma günü ise 07.00-21.00 saatleri arasında çalıştıklarını bildirerek fazla çalışma ücreti talebinde bulunmuştur.
Davalı tarafça davacının fiili çalışma saatlerini belirleyen giriş-çıkış kaydı, puantaj kaydı gibi yazılı delil sunulmamıştır.
Davacı tanıklarından Ferit’in, çalışma saatlerinin haftanın 5 günü sabah saat 07:00’de başlayıp akşam 17:00’ye kadar devam ettiğini, yalnızca cuma günleri mesaiye 07:00’de başlanarak kalan işlerin tamamlanması için gece saat 21:00-22:00’ye kadar çalıştıklarını, davacı … ise çalışmaya sabah saat 07:00’de başlayıp akşam 17:00’ye kadar devam ettiğini, haftanın 5 günü bu şekilde çalıştıklarını, yine her Cuma işlerin tamamlanması için gece saat 21:00-22:00’ye kadar çalıştırıldıklarını beyan ettikleri anlaşılmaktır.
Mahkemece, tanık beyanları dikkate alınarak fazla çalışma alacağının hesaplanması gerekirken; asıl işverenle alt işveren arasındaki ihale sözleşmesinde çalışma saatlerinin 3 vardiya halinde düzenlendiği, fazla çalışma yapıldığının yazılı delil ile kanıtlanması gerektiği kabulü ile tanık beyanlarına değer verilmeyerek alacak isteminin reddine karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir.
3- Davacı işçinin ulusal bayram ve genel tatillerde çalışıp çalışmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 47 nci maddesinde Kanun kapsamındaki işyerleri bakımından, ulusal bayram ve genel tatil günü olarak kabul edilen günlerde çalışma karşılığı olmaksızın o günün ücretinin ödeneceği, tatil yapılmayarak çalışıldığında ise, ayrıca çalışılan her gün için bir günlük ücretin ödenmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. 2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunun 2 nci maddesinde ise, resmi ve dini bayram günleriyle yılbaşı gününün genel tatil günleri olduğu açıklanmıştır.
Buna göre; genel tatil günleri, 1 Ocak, 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos günleri ile Arife günü saat 13.00’da başlanan üçbuçuk günlük Ramazan Bayramı ve Arife günü saat 13.00’de başlayan dörtbuçuk günlük Kurban Bayramı günlerinden oluşur. Ulusal bayram günü 28 Ekim saat 13.00 ten itibaren başlayan 29 Ekim günü de devam eden birbuçuk gündür. 2429 sayılı Yasanın, 5892 sayılı Yasayla değişik 2 nci maddesi uyarınca da, 1 Mayıs genel tatil günüdür. İşçinin ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıp çalışmayacağı toplu iş sözleşmesi veya iş sözleşmesiyle kararlaştırabilir
İspat hukukuna ilişkin ilkeler ulusal bayram ve genel tatil alacağı hususunda da geçerlidir.
Somut olayda davacı dini bayramlar dışında diğer genel tatil günlerinde çalıştığını iddia etmiş, davacı … Ferit “Dini bayramlarda 1. günleri çalışmıyorduk. onun dışındaki günlerde ve resmi bayramlarda aynı şekilde çalışmaya devam ediyorduk.”, davacı … ise “Dini ve resmi bayramlarda izin kullanmadan çalışıyorduk, ancak adamına göre bazılarına dini bayramların 1. günü izin kullandırılıyordu. Ben çalıştığım dönem boyunca dini bayramlarda hiç izin kullanmadım. Ancak kullananlar vardı.” şeklinde beyanda bulunmuşlardır.
Mahkemece, ulusal bayram genel tatil alacağının, davacının talebi ve tanık beyanları dikkate alınıp hesaplanması gerekirken yazılı delil bulunmaması nedeniyle reddedilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, davalı Sağlık Bakanlığı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 10/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.