Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2015/19853 E. 2015/9186 K. 18.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/19853
KARAR NO : 2015/9186
KARAR TARİHİ : 18.05.2015

İş Mahkemesi
Dava Türü : İş Müfettişi Raporuna İtiraz

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, davacıya ait iş yerinde 18-23.07 2013 tarihlerinde yapılan inceleme sonucu 29.07.2013 tarih 9888/INC-7 sayılı numaralı raporun tanzim edildiğini, bu raporda müvekkili şirkete ait iş yerinde işçilerin gündüz postasında haftanın 5 günü 08.00-18.30 saatleri arasında günde 1 saat 15 dakika çalışarak yasal çalışma süreci olan 45 saatin üzerinde 1 saat 15 dakika; gece postasında haftanın 5 günü 18.30-05.00 saatleri arasında günde 1 saat 15 dakika ara dinlenmesi kullanarak yasal gece çalışma süresi olan 7,5 saatin üzerinde 1 saat 45 dakika fazla çalışma yapıldığının tespit edildiğinin belirtildiğini, bu tespitlerin gerçeği yansıtmadığını, rapora mesai saatlerinin tutanaktakinden farklı yazıldığını iddia ederek söz konusu iş müfettişi raporunun iptali ile davacı şirkette yasal çalışma sürelerine uyulduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı vekili, davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, İş Kanunu’nun 92. maddesine göre, iş müfettişleri tarafından tutulan tutanaklar ve bu tutanakların bir değerlendirilmesi olan raporların aksi kanıtlanıncaya kadar geçerli bir delil olarak değerlendirildiğini, Yargıtay uygulamasının da bu yönde olduğunu, yetkili kişilerce düzenlenen ve tarafların ihtirazi kayıt koymaksızın imzaladığı tutanakların aksi kanıtlanıncaya kadar geçerli olup, aksinin ancak yazılı delille kanıtlanabileceğini, iş müfettişleri tarafından düzenlenen raporların ve tutulan tutanakların işçi alacaklarına ilişkin kısımlarına karşı taraflarca, itiraz davası açılabileceğini, ancak İş Kanunu’nun 92/3. maddesindeki “taraflar” ile kastedilenin işçi ve işverenler olduğunu, davanın temelinde iş müfettişi tarafından düzenlenmiş tutanak bulunsa da, dava konusunun rapordan ziyade işçi alacağı olduğunu, bu nedenle davanın Bakanlığa karşı açılamayacağını, kaldı ki davanın süresinde ve yetkili mahkemede açılmadığını, esas açısından da raporun yerinde olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.
Mahkemece,”…Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 2013/4351 E 2013/15943 K sayılı 01.07.2013 tarihli ve benzer kararları gereğince iş müfettişi raporlarının işçilerin alacaklarına yönelik kısımlarına karşı, işçi yada işveren tarafından açılacak davaların taraflarının işçi ve işveren olup Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının davada taraf sıfatının bulunmadığından davanın husumet nedeniyle reddi” gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.
4857 sayılı Yasanın 92/3.fıkrasında ” Çalışma hayatını izleme, denetleme ve teftişe yetkili iş müfettişleri ile işçi şikayetlerini incelemekle görevli bölge müdürlüğü memurları tarafından tutulan tutanaklar aksi kanıtlanıncaya kadar geçerlidir. İş müfettişleri tarafından düzenlenen raporların ve tutulan tutanakların işçi alacaklarına ilişkin kısımlarına karşı taraflarca otuz gün içerisinde yetkili iş mahkemesine itiraz edilebilir. İş mahkemesinin kararına karşı taraflarca 5521 sayılı Kanunun 8 inci maddesine göre kanun yoluna başvurulabilir. Kanun yoluna başvurulması iş mahkemesince hüküm altına alınan işçi alacağının tahsiline engel teşkil etmez. ” hükmünü içermektedir.
Somut olayda, davacı şirket vekili iş müfettişi tarafından hazırlanan rapordaki işyerinde üretim bölümünde gündüz ve gece postasında çalışan işçilerin fazla mesai yaptığına ilişkin tespite karşı dava açmıştır. Bu dava, işyerinde çalışan işçilerin hak alanını ilgilendirdiği gibi, bu rapordaki tespitlere dayanarak davacı şirkete idari para cezası tahakkuk ettiren davalı Bakanlığın da hak alanını ilgilendirmektedir. Bu nedenle davanın sadece Bakanlığa karşı açılmış olması dikkate alındığında dava konusu olan ve iptali istenen raporun kendisine tebliğ edildiği, işvereni Bakanlığa şikayet eden işçi …’in de davaya dahil edilerek tarafların delilleri toplandıktan sonra davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken somut olaya uymayan 22.Hukuk Dairesi ilamlarına dayanılarak davanın usulden reddine karar verilmiş olması hatalı olmuştur.
O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 18/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.