Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2015/19062 E. 2015/20412 K. 26.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/19062
KARAR NO : 2015/20412
KARAR TARİHİ : 26.10.2015

Mahkemesi : Suluova Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Tarihi : 30/01/2015
Numarası : 2014/632-2015/66

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilamına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- Davacı vekili, davacının davalı işyerinde mevsimlik işçi olarak çalışırken, çalışma sezonunun 1,5 aya kadar indirilmesi nedeniyle iş akdini haklı nedenle feshettiğinden bahisle kıdem tazminatının hüküm altına alınmasını istemiştir.
Davalı vekili sezonun yasal düzenlemeler nedeniyle kısaldığını, davacının iş akdini haklı neden olmadan sonlandırdığını, kıdem tazminatı talep edemeyeceğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 22.09.2014 tarihli kararı ile “…Yapılan işin mahiyeti gereği, geçmiş yıllar uygulamasında, yıllık ortalama 6 ayın üzerinde mevsimlik çalışma yapıldığı görülmektedir. Böyle bir durumda davacı, diğer zamanlarda kısa süreli işe girmek ve kendi işlerini yapmak suretiyle geçimini sağlamaktadır. Ancak, mevsimlik işçi olarak ortalama yılda 1,5 ay çalıştığında, davacı işçinin elinden tam süreli işe girme hakkı alındığı gibi,1,5 aylık çalışma ile de tüm sene geçimini sağlama imkanı ortadan kaldırılmaktadır. Bu nedenle, bu durum, davacının iş şartlarında esaslı değişiklik oluşturur. Davacının kıdem tazminatı talebinin kabulüne karar vermek gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup bozma nedenidir.” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkeme bozma kararına uymuş, bozma öncesi hazırlanan bilirkişi raporunda hesap edilen kıdem tazminatını hüküm altına almıştır.
Davacının hizmet süresi ve hesaplamalara esas aylık ücreti ihtilaflıdır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı vekilinin beyanına göre davacının yılda 7 ay çalışıp 5 ay çalışmadığı kabul edilerek hizmet süresi belirlenmiştir. Davacının daha fazla çalıştığını iddia ve ispat etmemiş olması nedeni ile SGK’na bildirilen davalı nezdinde geçen aralıklı çalışmalarının toplanması sureti ile hizmet süresinin belirlenmesi gerekirken, davacının başka yerlerdeki çalışmalarını da kapsayacak şekilde tespit edilen hizmet süresi üzerinden kıdem tazminatının hesap edilmesi hatalı olmuştur.
Öte yandan, davacının hesaplamaya esas ücreti davacı tanık beyanlarına göre net 1100,00 TL brüt 1536,53 TL olarak kabul edilmiş ise de, davalı işyerinde sendikal örgütlenme olduğu, Toplu İş Sözleşmesi uygulandığı ve davacının da sendika üyesi olarak Toplu İş Sözleşmesinden yararlandığı anlaşılmakta olup fesih tarihindeki ücretine ilişkin bordronun dosya içinde bulunduğu görülmektedir. Bu nedenle davacının ücretinin bordrolara göre belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde soyut tanık beyanlarına göre belirlenen ücrete göre hesap yapılması da ayrı bir bozma nedenidir.
3-Bozma sonrası ıslaha itibar edilip edilmeyeceği uyuşmazlık konusudur.
Davacı vekili davaya konu ettiği kıdem tazminatının miktarını bozma sonrası ıslah dilekçesi vererek arttırmıştır.
Mülga 1086 sayılı HUMK’nun 84.maddesindeki hüküm 6100 sayılı HMK’nun 177.maddesinde aynen korunmuş ve ıslahın ancak tahkikat tamamlanıncaya kadar yapılabileceği hükme bağlanmıştır.
YİBBGK’nun 04/02/1948 tarih ve 1944/10 Esas ve 1948/3 Karar sayılı kararında da bozma sonrası ıslahın mümkün olmadığı kesin bir şekilde belirtilmiştir. Bu itibarla bozmadan sonra yapılan ıslaha itibarla arttırılan bu miktar üzerinden kıdem tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru olmamıştır.
Yapılacak iş, yukarıda yazılı 2 numaralı bozma nedeni ile ilgili davalı yararına oluşan kazanılmış hakları ihlal etmeden talep edilebilecek kıdem tazminatının miktarını ek hesap raporu alarak belirlemek ve daha sonra kısmi dava ile istenen kadarını hüküm altına almak olmalıdır.
O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 26.10.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.