Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2015/16776 E. 2015/19981 K. 21.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/16776
KARAR NO : 2015/19981
KARAR TARİHİ : 21.10.2015

Mahkemesi : Bursa 10. İş Mahkemesi
Tarihi : 16/02/2015
Numarası : 2013/681-2015/42

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
İş sözleşmesinin davalı işveren tarafından geçerli neden olmadan feshedildiğini belirten davacı işçi, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının 22/11/1993 tarihinde Kestel Tesisi Santral Operatörü olarak müvekkili şirketteki çalışmasına başladığını, sırasıyla Samanlı Tesisi, Görükle Tesisi, Geçit Tesisinde, en son 01/02/2012 tarihinden 23/10/2013 çıkış tarihine kadar Görükle Hazır Beton Tesisinde idari sorumlu olarak değişik statülerde ve servislerde çalıştığını, davacının iş akdinin 4857 sayılı iş kanununun ilgili maddelerine uygun olarak ve yazılı şekilde 23/10/2013 tarihinde tüm yasal hakları ödenmek sureti ile feshedildiğini, müvekkili şirketin yönetim kurulunda alınan kararlar gereğince organizasyon yapısı değiştirilerek yeniden yapılandırıldığını, birimlere ait kadro sayılarının sınırlandırıldığını ve sayıca fazla personelin iş sözleşmelerinin feshine karar verildiğini, müvekkili şirketin karlılığın tesisi, rekabet edebilme gücü için alınan karar gereği, yapılan insan kaynakları planlamasına istinaden kadro daraltılması sonucunda davacının niteliklerine uygun başka bir iş bulunamaması nedeniyle zorunlu ve son çare olarak iş akdine son verildiğini, feshin geçerli nedene dayandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dosyaya sunulan 22/10/2013 tarihli fesih bildirim yazısında “Yönetim kurulunun 18/09/2013 tarih ve 362 sayılı toplantısında alınan karar gereğince yapılan 19/09/2013 tarihli insan kaynakları planlamasına istinaden, bilgi teknolojileri Destek Personeli kadrosunun kaldırılması sonucu niteliklerine uygun başka bir iş bulunamaması nedeniyle, 4857 sayılı İş Kanunun 17. ve 18. maddelerine göre, yasal hakları ödenmek suretiyle, 23/10/2013 tarihi itibari ile iş sözleşmesinin feshedildiği” davalı işyerine fesih öncesi 5 işçinin alındığı, fesih sonrası işçi alımı yapılmadığı, alınan bu işçilerin 4 tanesinin nakil olarak geldiği, 1 tanesinin ise özürlü kadrosuna alındığı, davacının işyeri meslek kodunun büro memuru olarak belirtildiği, büro memuru kodu ile fesih öncesinde işçi alımı yapılmadığı, fesih sonrasında ise nakil olarak gelen işçiler bulunduğu, işe alınan ve nakil olarak gelen işçilerin davacının yaptığı işleri yapan işçiler olmadığı, çalışanların tamamının fesih tarihi itibari ile 5 yıl ve üzeri tecrübeye sahip olduğu , davalı şirketin almış olduğu organizasyon yapısında değişikliğe gidilmesi kararı doğrultusunda, insan kaynakları değerlendirmesi ile davacının çalıştığı bölümün yapısının değiştirilerek yeniden yapılandırılması ve kadro sayısının sınırlandırılması ile sayıca fazla personelin iş sözleşmesinin feshedilmesinin işletmesel karar olması sebebi ile yapılan fesih işleminin geçerli nedene dayandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Öncelikle Mahkemenin gerekçesinde belirtilen yazılı fesih bildirimi davacı ile ilgili değildir. Davacıya tebliğ edilen 22/10/2013 tarihli fesih bildirim yazısında “Yönetim kurulunun 18/09/2013 tarih ve 362 sayılı toplantısında alınan karar gereğince şirketimiz organizasyon yapısı değiştirilerek yeniden yapılandırılmış, birimlere ait kadro sayıları sınırlandırılmış ve sayıca fazla personelin iş sözleşmelerinin feshedilmesine karar verilmiştir. Bu doğrultuda yapılan 19/09/2013 tarihli İnsan Kaynakları Planlamasına istinaden, kadro sınırlandırılması sonucu, niteliklerinize uygun başka bir iş bulunamaması nedeniyle, 4857 sayılı İş Kanunun 17. ve 18. maddelerine göre, yasal hakları ödenmek suretiyle, 23/10/2013 tarihi itibari ile iş sözleşmesinin feshedildiği belirtilmiştir.
Somut olayda davacının 22/11/1993 tarihinden beri santral operatörü olarak 17/07/2012-20/10/2013 tarihleri arası idari sorumlu olarak çalıştığı tarafların kabulündedir. 19/09/2013 tarihli İnsan Kaynakları Planlaması Toplantısı 6. maddesinde organizasyonda yeniden yapılandırılan birimlere ait kadro sayıları ve kadro sayılarının sınırlandırılması, ilgili birimlere tahsis edilen kadro sayılarına riayet edilecek olması nedeniyle, tüm birimler incelenmiş, eğitim, ilgili birimdeki çalışma süreleri, yapılan iş ve işlerin şirket için katma değer sağlayıp sağlamadığı gibi kriterlerin göz önüne alınarak sayıca fazla personelin başka görevlere kaydırılıp kaydırılamayacağının tartışıldığı ve başka görev olmadığı gerekçesiyle davacıyla birlikte 10 işçinin iş sözleşmesinin feshedildiği belirtilmiştir. Davacıya ait personel bilgi formunda davacının en eski personellerden olup çok başarılı, güvenilir ve verilen görevi yapan birisi olduğu ve performansından çok memnun olunduğu belirtilmiştir. Davacının daha önce 18 yıl santral operatörü olarak çalıştığı ve bu göreve başkalarının görev değişikliği yapılarak getirildiği de aynı toplantıda alınan kararlar arasındadır. Davacı tarafça temyiz aşamasında dosyaya sunulan duruşma tutanaklarında davalı işverenin santral operatörü olarak Yusuf Boztepe ve Ekrem Alçiçek adlı işçileri fesihten sonra işe aldığını beyan ettiği anlaşılmaktadır. Dosyada bulunan 16/06/2014 tarihli bilirkişi raporunda davalı işverenin işten çıkartmada objektif davranış içerisinde olmadığı, davacı için seçim kriterinin ne olduğunun anlaşılamadığı, davacıya başka görev teklif edilmediği, fesih dışında başka önlemler alındığının ve feshin son çare olması ilkesine uyulduğunun ispatlanamadığı belirtilmiştir. Davacıya feshin son çare olması kapsamında yalınlaşma ilkesine göre öz nitelikleri dikkate alınarak başka görev teklifi de yapılmadığı ve davacının fesihten 1 yıl önceki görevi olan santral operatörü işine yeni işçi alımı yapıldığı görülmekle işletmesel karar sonucu istihdam fazlası olduğu, işletmesel kararın tutarlı uygulandığı ve özellikle feshin son çare olması ilkesine uyulduğu ispat edilemediğinden feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır. Davacının işe iadesi ile işe başlatmama tazminatının davacının kıdemi ve fesih nedeni dikkate alınarak 6 aylık brüt ücret tutarında belirlenmesi gerekmiştir.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3.maddesi uyarınca mahkeme kararı bozularak ortadan kaldırılmış ve Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının davalı nezdinde İŞE İADESİNE,
3-Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı tarafça süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak davacının 6 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4-Davacı işçinin işe iadesi için davalı işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin GEREKTİĞİNE,
5-Alınması gereken 27,70 TL harçtan peşin alınan 24.30 TL harcın tenzili ile bakiye 3.40 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
6-Davacının yapmış olduğu 146,25 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre 1.500,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,
9-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 21.10.2015 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.