Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2015/16309 E. 2015/15073 K. 15.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/16309
KARAR NO : 2015/15073
KARAR TARİHİ : 15.09.2015

İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı davalıya ait iş yerinde 01/04/2011 tarihinde restaurantta komi olarak çalışmaya başladığını sebepsiz yere 01.11.2012’de işten çıkarıldığını belirterek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz, 270 saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir.
Günlük çalışma süresinin onbir saati aşamayacağı Kanunda emredici şekilde düzenlendiğine göre, bu süreyi aşan çalışmaların denkleştirmeye tabi tutulamayacağı, zamlı ücret ödemesi veya serbest zaman kullanımının söz konusu olacağı kabul edilmelidir.
Yine işçilerin gece çalışmaları günde yedibuçuk saati geçemez (İş Kanunu, Md. 69/3). Bu durum günlük çalışmanın, dolayısıyla fazla çalışmanın sınırını oluşturur. Gece çalışmaları yönünden, haftalık kırkbeş saat olan yasal çalışma sınırı aşılmamış olsa da günde yedibuçuk saati aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti ödenmelidir. Dairemizin kararları da bu yöndedir.
Fazla çalışma yönünden diğer bir yasal sınırlama da, İş Kanununun 41 inci maddesindeki, fazla çalışma süresinin toplamının bir yılda ikiyüzyetmiş saatten fazla olamayacağı şeklindeki hükümdür. Ancak bu sınırlamaya rağmen işçinin daha fazla çalıştırılması halinde, bu çalışmalarının karşılığı olan fazla mesai ücretinin de ödenmesi gerektiği açıktır. Yasadaki sınırlama esasen işçiyi korumaya yöneliktir.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde, 4857 sayılı Yasanın 68 inci maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin de dikkate alınması gerekir.
Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır .Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline ve işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma miktarına göre taktir edilmelidir. Hakkın özünü ortadan kaldıracak oranda bir indirime gidilmemelidir.
Davacı dava dilekçesinde 2011 yılında sabah 08.00 akşam 22.00 arası 2012 yılında haftanın 6 günü sabah 08.00 aksam 19 .00 saatleri arasında aralıksız, 2012 yılı 15 Haziran ve 16 Temmuz tarihleri arasında akşam 18.00 sabah 06.00 saatleri arası çalıştığını iddia etmiştir.
Davalı işyerinde 3 vardiyalı çalışma olduğunu, davacının fazla mesai ücret alacağının olmadığını, olduğunda ödendiğini savunmuştur.
Davacı tanıklarından …, davacının sabah 07.30’da otele geldiğini, otelin verdiği kahvaltıdan yapıp 08.00’de işe başlardığını, öğlen saat 12.00’de yarım saat yemek molası olduğunu, akşam 22.00’ye kadar mesainin devam ettiğinş, bazen restaurant yıkanacağı zaman 22.00’dan sonra da çalıştıklarını, haftada 1 restaurantı yıkadıklarını, yaz aylarında 1 ay Avusturya’dan öğrenci grubu geldiğini, bu dönemde barmenlerin çok yoğun çalıştığını, akşam 18.00’dan sabah 06.00’ya kadar çalıştıklarını, fazla çalışmalara karşı bazen göstermelik olarak fazla mesai verildiğini, bunun bordroda gösterildiğini, ancak çalıştıkları kadar verilmediğini, diğer tanığı … sabah 07.30’da otele gelip kahvaltısını yaptığını, sabah 08.00’de mesaisinin başladığını, akşam saat 22.00’a kadar çalıştığını beyan etmişlerdir.
Davalı tanıklarından …; işyerinde 3 vardiya çalışıldığını, restaurant bölümünde 08.00-16.00, 16.00-24.00, 24.00-08.00 saatlar arası 3 vardiya uygulandığını, yazları 3 hafta Avusturya’dan öğrenci grupları geldiğini, bu dönemde barmenlerin işlerinin yoğunluğunun zamanının değiştiğini, bu sebeple vardiyaların saatinin değiştiğini, akşam çalışan personel sayısı artırıldığını ancak yine çalışanların sadece 8 saat çalıştığını, vardiyanın birisinin akşam saatlerine kaydırıldığını beyan etmişlerdir.
Mahkemece davacıya ve tanıklarına itibarla davacının komi olarak çalıştığı dönemde haftada 6 günü sabah 08.00 akşam 22.00 saatleri arasında 1,5 ara dinlenmesi yaparak haftada 75 saat çalıştığı, 30 saat fazla mesai yaptığıı, barmen olarak çalıştığı dönemde haftada 6 gün sabah 08.00 aksam 19.00 saatleri arasında 1,5 saat ara dinlenmesiyle günde 9,5 saat haftada 57 saat çalışıp 12 saat fazla mesai yaptığını, 2012 yılı 15 Haziran- 6 Temmuz tarihleri arasında 18.00-06.00 saatleri arasında günde 10,5 saat haftada 63 saat çalışılıp 18 saat fazla mesai yapıldığını kabul edilmiştir.
Dosyada davacının … Çalışma ve İş Kurumu Müdürlüğünün 27.09.2012 tarihli müfettiş incelemesi sırasında alınan 19.09.2012 tarihli ifadesinde 2 sezondur davalı işyerinde çalıştığını , bar bölümünde 08.00-18.00 ve 18.00-01.00 saatleri arasında 2 vardiyalı ve günde 10 saat çalıştığını beyan ettiği görülmekle davacının bu beyanının kendisi açısından bağlayıcı olduğu anlaşılmakla davacının 19.09.2012 tarihli bu ifade tutanağı da göz önüne alınarak ve davacının talebiyle bağlı kalınarak hesaplama yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozma nedenidir.
Ayrıca davacıya ait bordrolarda fazla mesai tahakkuklarının bulunduğu anlaşılmakla davacının maaş hesabının bulunduğu bankadan maaş ödeme kayıtları getirtilerek bordrolarla maaş ödeme kayıtlarının karşılaştırılarak bordrolarda görünen fazla mesai tahakkuklarının yapılıp yapılmadığı tespit edilerek ve varsa fazla mesai tahakkuku yapılan dönemleri dışlayarak davacının fazla mesai alacağının belirlenmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması da hatalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıya yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 15.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.