Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2015/16304 E. 2015/15072 K. 15.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/16304
KARAR NO : 2015/15072
KARAR TARİHİ : 15.09.2015

İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı davalıya ait iş yerinde 01/04/2010 tarihinde restaurantta garson olarak çalışmaya başladığını sebepsiz yere 01.11.2012’de işten çıkarıldığını belirterek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz, 270 saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir.
Günlük çalışma süresinin onbir saati aşamayacağı Kanunda emredici şekilde düzenlendiğine göre, bu süreyi aşan çalışmaların denkleştirmeye tabi tutulamayacağı, zamlı ücret ödemesi veya serbest zaman kullanımının söz konusu olacağı kabul edilmelidir.
Yine işçilerin gece çalışmaları günde yedibuçuk saati geçemez (İş Kanunu, Md. 69/3). Bu durum günlük çalışmanın, dolayısıyla fazla çalışmanın sınırını oluşturur. Gece çalışmaları yönünden, haftalık kırkbeş saat olan yasal çalışma sınırı aşılmamış olsa da günde yedibuçuk saati aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti ödenmelidir. Dairemizin kararları da bu yöndedir.
Fazla çalışma yönünden diğer bir yasal sınırlama da, İş Kanununun 41 inci maddesindeki, fazla çalışma süresinin toplamının bir yılda ikiyüzyetmiş saatten fazla olamayacağı şeklindeki hükümdür. Ancak bu sınırlamaya rağmen işçinin daha fazla çalıştırılması halinde, bu çalışmalarının karşılığı olan fazla mesai ücretinin de ödenmesi gerektiği açıktır. Yasadaki sınırlama esasen işçiyi korumaya yöneliktir.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde, 4857 sayılı Yasanın 68 inci maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin de dikkate alınması gerekir.
Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline ve işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma miktarına göre taktir edilmelidir. Hakkın özünü ortadan kaldıracak oranda bir indirime gidilmemelidir.
Davacı davalı işyerinde  2010 ve 2011 yıllarında 08.00-22.00 saatleri arası aralıksız çalıştığını ve  2012 yılında ise 13.00-01.00 saatleri arası çalıştığını iddia etmiştir.
Davalı işyerinde 3 vardiyalı çalışma olduğunu, davacının fazla mesai ücret alacağının olmadığını, olduğunda ödendiğini savunmuştur.
Davacı tanıklarından …; davacının sabah 07.30’da otele geldiğini, otelin verdiği kahvaltıdan yapıp 08.00’de işe başladıklarını, öğlen saat 12.00’de yarım saat yemek molası olduğunu, akşam 22.00’ye kadar mesainin devam ettiğini, akşam yemeği için saat 17.30’da yarım saat mola verildiğini, bunun dışında 15.00’den 17.00’a kadar normalde antre olduğunu, ancak iş yoğunluğundan çoğu zaman antreden yararlanamadıklarını, antre zamanı bazen sandalyeleri giydirme işi olduğunu, bunlar dışında molalarının olmadığını, akşam yemek servisi 21.30’da bittiğini, toparlama işleri bittikten sonra 22.00’de mesainin bittiğini, bazen restaurant yıkanacağı zaman 22.00’dan sonra da çalıştıklarını, haftada 1 restaurantı yıkadıklarını,   2012 yılında davacı …’in mesaisinin değiştiğini, öğlen saat 13.00’de çalışmaya gece 01.00’e kadar mesaisinin devam ettiğini, diğer davacı tanığı  … davacının 08.00’de mesaiye başladığını, akşam 22.00’e kadar çalıştığını, öğlen ve akşam yarımşar saat yemek molası olduğunu, yemeklerin otel tarafından karşılandığını, bunun dışında molası ve antrenin olmadığını beyan etmiştir.
Davalı tanıklarından …; vardıya usulü çalışma yapıldığını 3 vardiya çalışılıp restaurant bölümünde 08.00-16.00, 16.00-24.00, 24.00-08.00 saatleri arası 3 vardiya uygulandığını diğer davalı tanığı … da 3 vardiya çalışma yapıldığını, sabah 08.00-16.00, 16.00-24.00, 24.00-08.00 şeklinde 3 vardiya olduğunu, bazen işler yoğun olduğu zaman vardiyanın birisinin yoğun olan zamana kaydırıldığını, bu şekilde yine 3 vardiya 8’er saat çalışmaya devam edildiğini  beyan etmiştir.

Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının 2010 ve 2011 yıllarında 08.00-22.00 arası günde 1,5 saat ara yaparak günde 12,5 saat çalışılıp haftada toplam 75 saat çalıştığı ve  30 saat fazla çalışma yaptığıı, 2012 yılında ise 13.00-01.00 arası  1,5 saat ara dinlenmesi yapılarak günde 10,5 saat haftada 63 saat çalıştığı, bu suretle 18 saat fazla mesai yaptığı kabul edilmiştir.
Somut olayda davacıya ait bordrolarda fazla mesai tahakkuklarının bulunduğu anlaşılmakla davacının maaş hesabının bulunduğu bankadan maaş ödeme kayıtları getirtilerek bordrolarla maaş ödeme kayıtlarının karşılaştırılarak bordrolarda görünen fazla mesai tahakkuklarının ödenip ödenmediği tespit edilerek, ödenmiş ise fazla mesai tahakkuku yapılan dönemleri dışlayarak davacının fazla mesai alacağının belirlenmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması da hatalıdır.
Ayrıca imzalı vardiya çizelgelerinin olduğu dönemler bakımından bu belgelere neden itibar edilmediğinin tartışılmaması da hatalı olup bozma sebebidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıya yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 15.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.