Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2015/1447 E. 2015/11411 K. 08.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1447
KARAR NO : 2015/11411
KARAR TARİHİ : 08.06.2015

Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Dava Türü : Alacak

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde kapsam dışı personel olarak çalıştığını, 2007 yılından itibaren ücretine zam yapılmadığını, ayrıca 2007 yılı Şubat ayından itibaren yılda iki kez ödenen ikramiyenin aylı ücrete yansıyan kısmının ödenmediğini, davalının bazı işçilerin ücretlerine zam yaparken davacı ve davacı gibi kapsam dışı çalışanların ücretine zam yapmadığını, “eşit davranma” ilkesine aykırı davrandığını, davalı işveren yetkilisinin yapılan bir toplantıda kadın-erkek ayrımı yaparak hakaret teşkil eden sözler söylediğini, 2012 yılında yapılan ücret indirimini kabul etmediği için ayrımcılığa ve mobbinge maruz kaldığını, Teftiş Kurulu Başkanlığına vekalet etmesine rağmen vekalet ücreti ödenmediğini iddia ederek yapılması gereken zamlara göre fesih tarihindeki ücretini tespiti ile, tespit edilecek ücrete göre fark ücret alacağı, ikramiye, eşit davranmama tazminatı,vekalet görevinden kaynaklanan ücret ve manevi tazminat alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının iddialarının asılsız olduğunu savunmuş ve davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davacının alacak taleplerinin reddine, tespit isteminin ise kabulüne karar verilmiştir.
Davacının tespit talebi 2007 yılı başından itibaren yapılması gerektiği halde yapılmayan zamlara göre fesih tarihindeki ücretinin tespitine yöneliktir. Mahkemece davacının zamma ilişkin talebi yerinde olmadığı için reddine karar verildiğine göre, “davacının ücret fark alacağının bulunmaması nedeniyle fesih tarihindeki ücretinin son aya ait ücret bordrosundaki ücret miktarı olduğunun tespitine” şeklindeki tespit hükmü mevcut durumda bir değişiklik yaratmadığından kısmi kabul olarak nitelendirilemez. Başka bir anlatımla davanın kısmen değil tamamen reddi sözkonusudur. Hal böyle olunca, davacı yararına avukatlık ücreti takdir edilmesi ve kısmi kabul varmış gibi yapılan yargılama giderlerinin paylaştırılması hatalı olmuştur.
Ne var ki, bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; hüküm fıkrasının 4,5 ve 7 numaralı bentlerinin hükümden çıkarılarak yerlerine;
“4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yargılama gideri olarak sarf olunan toplam 40,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş ise de tüm taleplerinin reddi nedeni ile yararına avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına, hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, davalının yatırdığı temyiz harcının istek halinde iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıya yükletilmesine, 08/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.