Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2015/1264 E. 2015/4496 K. 12.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1264
KARAR NO : 2015/4496
KARAR TARİHİ : 12.03.2015

İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1.Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2.Davacı, işveren tarafından ismi ilan edilen işçilerin iş sözleşmelerinin feshedileceğinin, istifa dilekçesi vermesi ve ibraname imzalaması halinde alacaklarının ödeneceğinin bildirildiğini, kıdem tazminatının hesabında yol, yakacak, yemek yardımlarının eksik olarak dikkate alındığını, ikramiye ve sosyal haklara ilişkin alacakların ise hiç dikkate alınmadığını, hizmet süresinin de eksik olarak hesaplandığını iddia ederek kıdem tazminatı farkı, ihbar tazminatı, fazla çalışma, harcırah ücreti ve yıllık izin ücret alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davacının tüm alacaklarının eksiksiz olarak ödendiğini taleplerinin yersiz olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında davacı işçinin fazla çalışma ücret alacağının olup olmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla mesai yaptığını ispat yükü işçiye, çalışma olgusunun ispatlanması halinde ücretlerinin ödendiğini ispat yükü ise işverene düşmektedir.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların tanık beyanlarıyla sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalarda bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Yargılama aşamasında davalı tarafça davacıya “fazla mesai yaptığına ve ödenmemiş fazla mesai alacağı bulunduğuna dair” yemin teklif edildiği ve davacının 10.07.2014 tarihli duruşmada yemin teklifini kabul ederek “25/04/2008 – 31/05/2008, 01/08/2008 -31/08/2008 tarihleri arasında fazla mesai yaptığıma ve ödenmemiş fazla mesai alacağım bulunduğuna dair yemin ederim, fazla mesai saat ücretleri ödenmesi gereken ücretlerin daha altında esas alınarak ödeme yapılmıştır, saat ücretlerinde ne kadar eksiklik olduğunu bilemiyorum” şeklinde yemin beyanında bulunduğu ve bilirkişice emsal dosyalarda fazla mesai ücretinin yarısının ödendiğine dair işçilerin beyanları bulunduğundan davacının fazla mesai ücretinin yarısını aldığının takdir edilmesi halinde fazla mesai ücreti farkının yarısının ödendiği kabul edilerek hesaplama yapıldığı, mahkemece bilirkişi raporuna göre karar verildiği anlaşılmıştır. Emsal dosyalarda tespit edilen eksik ödemeler o dosyalardaki davacıların yeminli beyanlarına göre kabul edilmiş olup bu yeminli beyanlar davacı açısından emsal olamayacağından davacının fazla çalışma ücretlerinin ne kadar eksik ödendiğini ispat edemediği görüldüğünden davacının yemin etmiş olduğu tarih aralığına ilişkin fazla mesai alacak talebinin tümden reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3. Kabule göre de somut olayda, davacının dava dilekçesinde 100,00 TL fazla mesai ücreti istediği, bilirkişice 2008 yılının 4, 5 ve 8. ayları için fazla mesai hesaplaması yapıldığı, davacının fazla çalışma ücreti talebini 17.10.2014 tarihinde 224,16 TL olarak ıslah ettiği ve davasını kısmi dava olarak açmış olduğu görüldüğünden davalı tarafça ıslaha karşı süresinde ve usulüne uygun yapılan zamanaşımı savunmasının dikkate alınmaması da doğru olmamıştır.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 12.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.