Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2015/11884 E. 2015/9327 K. 20.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/11884
KARAR NO : 2015/9327
KARAR TARİHİ : 20.05.2015

Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Dava Türü : Alacak

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle temyiz edenin sıfatına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, 2005 yılı Temmuz ayından 30.03.2014 tarihine kadar Sebze Hali Müdürlüğünde katip olarak çalıştığını, çalışması boyunca sendikalı olduğunu ileri sürerek bazı işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
HMK’nun 176 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan ıslah müessesesi, mahkemeye yöneltilmesi gereken tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava konusunu veya talep sonucunu değiştirebilmesi imkânını sağlamaktadır. İki taraf da duruşmada hazır iseler ıslah sözlü olarak yapılabilir. Usule ilişkin işlemlerin tamamen ya da kısmen ıslahı mümkündür. Ancak, her iki durumda da usulüne uygun açılmış bir davanın bulunması şarttır. Başka bir anlatımla ıslah, açılmış bir davada taraflarca yapılmış usule ilişkin işlemlere yönelik olarak yapılmalıdır. Bu bağlamda, yargılaması devam eden bir dava içinde ıslah ile ikinci bir talepte bulunma olanağı bulunmamaktadır. Davacı isterse dava dilekçesini tamamen ıslah ederek dava konusunu değiştirebilirse de, yeni dava konusu önceki dava konusunun yerine geçer ve yine tek bir dava söz konusu olur. Ancak, davacı peşin harç yanında başvuru harcını da yatırarak yeni bir talep de bulunması hallerinde ise bir ek dava olarak nitelendirilme hali olayımız dışındadır. Somut olayda dava tümden ıslah edilmediği gibi ıslah harcı ile birlikte başvuru harcı yatırılmadığından dilekçenin bir ek dava dilekçesi olarak kabulü de mümkün değildir.
Davacı belirsiz alacak davası olarak açtığı davada TİS fark ücreti, ikramiye ve ilave tediye ücreti ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacağı talebinde bulunmuştur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda hafta tatili ve genel tatil alacağı başlığı altında hafta tatili ücreti hesaplanmıştır. Davacı talep artırım dilekçesinde hafta tatili ve genel tatil ücreti alacağının ıslah ettiğini bildirmiştir ve eksik harcı ikmal etmiştir. Mahkemece davacının talep artırım dilekçesi doğrultusunda alacaklar hüküm altına alınmıştır. Davacının dava dilekçesinde talep etmediği hafta tatili ücretini ıslah dilekçesi ile talep etmesi mümkün değildir. Mahkemece hafta tatili alacağı hakkında usulüne uygun bir dava açılmadığı halde hafta tatili ücretinin hüküm altına alınması hatalıdır. Ayrıca bilirkişi raporunda hafta tatili ve genel tatil alacağı adı altında sadece hafta tatil alacağının hesaplanmasına yönelik çelişki de giderilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup karar bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 20.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.