Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2015/11381 E. 2015/22718 K. 18.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/11381
KARAR NO : 2015/22718
KARAR TARİHİ : 18.11.2015

Mahkemesi : Tire 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Tarihi : 22/07/2014
Numarası : 2013/74-2014/322

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, davacının sigara paketi üretim makinesinde baskı operatörü olarak çalıştığını, 3 vardiya boyunca devam eden hatalı üretim nedeniyle, kusur ve zarar dengesi gözetilmeksizin, eşitlik ilkesine uyulmaksızın sadece davacı ve kalite kontrol teknisyeninin kusurlu bulunarak işten çıkartıldığını belirterek feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı işveren vekili, 03.02.2013-04.03.2013 vardiyalarında üretilen toplam 100000 metre üründen 68000 metre ürünün embossing kayması hatası nedeniyle imha edilmek zorunda kalındığını, zararın davacının 30 günlük brüt ücret tutarının çok üzerinde olduğunu, feshin haklı nedene dayandığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davalı işyerinde davacıdan önceki vardiyadan itibaren süregelen bir hatalı üretimin olduğu ve 68 000 m tutarında ürünün hatalı olarak müşteriye teslim edilemeyip imhaya ayrıldığı, keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu işyerinde meydana gelen zararın davacının otuz günlük ücretinin üzerinde olduğunun sabit olduğu, ancak davalı işverenin bu zararda davacı ve kalite kontrol teknisyenini kusurlu bularak iş sözleşmelerini 30 günlük ücretlerinin üzerinde işverene zarar vermeleri nedeniyle feshettiği halde aynı vardiyada çalışan diğer işçilere uyarma cezası verdiği, üretim sürecinde embossing kayması sonucu hatalı ürünlerin her zaman çıktığı işletme genelinde belirgin bir fire oranının bulunduğu, davacının tek başına zarardan sorumlu olmadığı, keyfilik, tutarlılık ve ölçülülük denetimi kıstaslarının uygulanması durumunda ana ilke feshin en son çare olması ilkesi karşısında öncelikle işverence başka tedbirler alınması gerektiği, davacı gibi geçmişte herhangi bir uyarı almamış 7 yıllık kalifiye bir çalışanın bu nedenle işten çıkarılması yerine tüm vardiyadakiler gibi uyarı cezası verilebileceği, zararın tamamının davacı ve kalite kontrol teknisyenine yüklenmesi ve feshin davacı açısından ağır bir yaptırım olduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi işverene, işçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenlerle iş sözleşmesini feshetme yetkisi vermiştir. İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesihte takip edilen amaç, işçinin daha önce işlediği iş sözleşmesine aykırı davranışları cezalandırmak veya yaptırıma bağlamak değil; onun sözleşmesel yükümlülükleri ihlale devam etmesi, tekrarlaması rizikosundan kaçınmaktır. İşçinin davranışları nedeniyle iş sözleşmesinin feshedilebilmesi için, işçinin iş sözleşmesine aykırı, sözleşmeyi ihlal eden bir davranışının varlığı gerekir. İşçinin kusurlu davranışı ile sözleşmeye aykırı davranmış ve bunun sonucunda iş ilişkisi olumsuz bir şekilde etkilenmişse işçinin davranışından kaynaklanan geçerli bir fesih söz konusu olur. Buna karşılık, işçinin kusur ve ihmaline dayanmayan sözleşmeye aykırı davranışlarından dolayı işçiye bir sorumluluk yüklenemeyeceğinden işçinin davranışlarından kaynaklanan geçerli fesih nedeninden de bahsedilemez.
İşçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenler, aynı yasanın 25. maddesinde belirtilen nedenler yanında, bu nitelikte olmamakla birlikte, işyerlerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen nedenlerdir. İşçinin davranışlarından veya yetersizliğinden kaynaklanan nedenlerde, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli nedenlere dayandığını kabul etmek gerekecektir.
İşçinin davranışlarına dayanan fesih, herşeyden önce, iş sözleşmesinin işçi tarafından ihlal edilmesini şart koşmaktadır. Bu itibarla, önce işçiye somut olarak hangi sözleşmesel yükümlülüğün yüklendiği belirlendiği, daha sonra işçinin, hangi davranışı ile somut sözleşme yükümlülüğünü ihlal ettiğinin eksiksiz olarak tespit edilmesi gerekir. Şüphesiz, işçinin iş sözleşmesinin ihlali işverene derhal feshetme hakkını verecek ağırlıkta olmadığı da bu bağlamda incelenmelidir. Daha sonra ise, işçinin isteseydi yükümlülüğünü somut olarak ihlal etmekten kaçınabilip kaçınamayacağının belirlenmesi gerekir. İşçinin somut olarak tespit edilmiş sözleşme ihlali nedeniyle işverenin işletmesel menfaatlerinin zarar görmüş olması şarttır.
Kanununun 25 II- ( ı ) bendinde, işverenin malı olan veya eli altında bulunan makine, tesisat, başka eşya ya da maddelere 30 günlük ücreti tutarını aşacak şekilde zarar vermesi halinde işverenin haklı fesih imkânının bulunduğu belirtilmiştir. İşçinin kusursuz olduğunun ortaya çıkması halinde işverenin haklı ve geçerli fesih imkânı olmadığı gibi, işçinin kusuru belli bir yüzde ya da belli bir oran olarak saptanmışsa; zararın miktarı da bu kusur nispetinde azaltıldıktan sonra otuz günlük ücreti aşıp aşmadığına bakılmalıdır. 30 günlük ücreti tutarında bir zarar yoksa iş sözleşmesinin feshi haklı neden olarak kabul edilmemelidir. Ancak 30 günlük ücretten az bir meydana gelmekle birlikte, işçinin bu davranışı işyerinde olumsuzluklara neden olmuş ve iş ilişkisinin sürdürülmesi işveren açısından önemli ölçüde beklenmez bir hal almış ise feshin geçerli nedene dayandığının kabulü gerekir. Zararın işçinin kasıtlı davranışından ya da taksirli eyleminden kaynaklanmasının herhangi farkı bulunmamaktadır.
Dosya içeriğine davacının görevinin baskı operatörü olup görev tanımının iş emrinde belirtilen işlere ait üretim parametrelerini makinanın üzerinde ayarlayıp, baskı esnasında kalite güvenceden gelen bilgiler çerçevesinde sürekli kontrol ve ayarlar yaparak üretilen ürünün kalitesinden sorumluluğu sağlamak olduğu belirtilmiştir. Davacı kendi vardiyasında 8 adet bobin üretmiştir. Her bobin takıldığında üretilen bobinden parça kesilmesi ve kalite kontrol testlerinin yapılması ve yeni takılan bobin için de ilk metrelerde üretimde hata olup olmadığın kontrol edilmesi gerektiği tanıklarca da ifade edilmiştir. Makinadaki embossing hatasının önceki vardiyada 10. bobinden itibaren başladığı ve 12. bobinin 3/4 ünde davacının vardiyayı devraldığı ve 21. bobinde diğer vardiyaya geçildiği ve bu vardiyada hatanın tespit edildiği anlaşılmıştır. İşverence 2,75 bobin yani 22000 metre üretim ilk vardiyada üretildiği ve emboss ayarları bu vardiyada yapıldığı halde bu vardiya çalışanlarına herhangi bir disiplin işlemi uygulanmamıştır. Davacının çalıştığı vardiyada toplam 5 işçi çalıştığı halde davacı ve kalite kontrol teknisyeninin iş akitleri feshedilip diğer çalışanlardan Süleyman Gönder’ e ihtar cezası, Serkan Karakaş’a yer değişikliği cezası verildiği, Erdem Elibol’a ceza verilmediği, emboss ayarını yapan kişiye de herhangi bir ceza verilmediği anlaşıldığından işverence eşitlik ilkesine de uyulmadığı, ancak bu durumun geçerli feshi ortadan kaldırmadığı, bilirkişi raporuna göre de davacının olayda asli kusurlu olup, görevinin gereklerini yapmayarak hatalı üretimin artarak devamına neden olan davranışı ile verdiği zararın işyerinde olumsuzluklara yol açtığı, iş ilişkisinin devam ettirilmesinin işveren açısından beklenmez bir hal aldığı ve feshin bu aşamada en azından geçerli nedene dayandığı anlaşıldığından davanın reddi gerekir. Mahkemece yazılı şekilde davanın kabulü hatalı bulunmuştur.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3. maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Alınması gereken 27,70 TL harçtan peşin yatırılan 25,20 TL harcın tenzili ile bakiye 2,50 TL harç giderinin davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalının yapmış olduğu 33,40 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre 1.500,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,
8-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, 18/11/2015 gününde oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.