Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2015/10974 E. 2015/7142 K. 15.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/10974
KARAR NO : 2015/7142
KARAR TARİHİ : 15.04.2015

İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1- Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- Davacı, davalı işyerinde 11.01.2002-18.10.2010 tarihleri arasında satınalma müdürü olarak çalıştığını, iş akdinin davalı tarafından sonlandırıldığını, işe iade davası açtığını ve davanın kabul edilerek kesinleştiğini, bunun üzerine davalıya işe başlamak için başvurmasına rağmen işe başlatılmadığını, kendisine bir kısım ödemeler yapıldığını fakat bunların hatalı hesaplandığını bildirerek boşta geçen süre ve işe başlatmama tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında davacının yıllık izin ücretinin doğru hesaplanıp hesaplanmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 59 uncu maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
İşçinin işe iade davası açması durumunda, izin ücretinin talep edilip edilemeyeceği davanın sonucuna göre belirlenmelidir. Gerçekten işçinin dava sonucu işe başlatılması durumunda, önceki fesih ortadan kalkmış olmakla ve iş ilişkisi devam ettiğinde 4857 sayılı Yasanın 59 uncu maddesi uyarınca izin ücreti istenemez. İşçinin işe başvurusuna rağmen yasal bir aylık işe başlatma süresi içinde işe alınmaması halinde ise, işe başlatmama anı fesih tarihi olarak kabul edildiğinden, izin alacağı bu tarihte muaccel olur.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
Somut olayda davalı davacının normal olarak kullandığı yıllık izinlerin yanında, bazı dönemlere ait ücretsiz izinlerle birlikte ücretli izinler de kullandığını belirterek bu dönemlere ait olarak davacının imzasını taşıyan “muvafakatname” başlıklı belgeler sunduğu ve hesaplamalarda bu belgelerin, ücretsiz izin belgeleri olduğundan bahisle dikkate alınmadığı anlaşılmaktadır. Sözkonusu belgeler incelendiğinde tarih aralığı verilmek suretiyle, bu tarih aralığında bulunan günlerin bir kısmının ücretli, bir kısmının da ücretsiz izin olarak kullandırılacağının ve davacının bunu kabul ettiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır. Belge metnine göre davacı yıllık izin kullanmayı kabul etmiştir. Yapılacak iş belgelerin ait olduğu dönemlere ait bordrolar getirtilmek suretiyle, bu dönemlerde davacının ücretli izin kullanıp kullanmadığı belirlenerek çıkacak sonuca göre karar verilmelidir. Ayrıca kabule göre davacının toplma 148 gün yıllık izin hakkının bulunduğu, bunun 49 günlük kısmının kullandırıldığı belirtildikten sonra kalan yıllık izin süresinin 99 gün yerine 101 gün olarak hesaplanması hatalıdır. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yıllık izin ücretinin eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile hüküm altına alınmış olması isabetsiz olup bozma nedenidir.
3- Davacının boşta geçen süre ücretinin doğru şekilde hüküm altına alınıp alınmadığı uyuşmazlık konusudur.
Somut olayda mahkemece davacının boşta geçen süre ücretinin nasıl hesaplandığı gerekçeli kararda detaylı olarak gösterilmiş ve dava dilekçesi ile talep edilen kısım hüküm altına alınıp fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmuştur. Fakat kabule göre davacının hakettiği toplam boşta geçen süre ücreti hesaplanırken toplam hakediş olarak 30.425,60 TL. yerine hatalı şekilde 30.962,72 TL. hesaplanması ve ödenen 28.365,75 TL.’nin mahsubu ile kalan miktarın net 2.056,84 TL. yerine, net 2.596,96 TL. olarak belirlenmesi doğru olmayıp, ayrı bir bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıya yükletilmesine, 15.04.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.