Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2015/10595 E. 2015/6895 K. 13.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/10595
KARAR NO : 2015/6895
KARAR TARİHİ : 13.04.2015

İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı, davalı işyerinde diyet aşçısı olarak çalışırken iş akdinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiğinden bahisle kıdem ve ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiştir.
Davalı, davacının iş akdinin haklı nedenle sonlandırıldığını, tüm haklarının ödendiğini hiçbir alacağı olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, çalışılan işyerinin kamu kurumu olması ve burada kurumsal denetim süreçlerinin yoğunluğu karşısında davacı bu taleplere ilişkin alacaklarının varlığını belgeler ile delillendiremediğinden ve dinlettiği tanıkların da kendisi gibi davalı Bakanlık aleyhine dava açan şahıslar olduğu, başkaca delil bulunmadığından fazla mesai ve genel tatil ücreti alacakları yönünden davanın reddine, diğer alacaklar yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde, 4857 sayılı Yasanın 68 inci maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin de dikkate alınması gerekir.
Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca son yıllarda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır.
Somut olayda mahkeme, kamu kurumu olan davalı işyerinde belgelerle ispat edilmeyen fazla mesai ve genel tatil alacakları yönünden talebin reddine karar verilmiştir. Ancak, aynı işyerinde çalışan diğer işçiler hakkında verilen ve Dairemizce onanan 2015/4561, 2015/8180, 2015/10629 Esas sayılı emsal kararlar dikkate alındığında davalı işyerinde fazla mesainin yapıldığı ve genel tatil günlerinde çalışmanın olduğu kesinleşmiştir. Bu durum karşısında bilirkişi tarafından emsal dosyalar baz alınarak yapılan hesaplamanın kabulü ile fazla mesai ile ulusal bayram ve genel tatil alacakların hüküm altına alınması gerekirken yazılı gerekçe ile reddi hatalı olmuştur.
Kabule göre da Davalı Bakanlık’ın harçtan muaf olduğu gözden kaçırılarak harçla sorumlu tutulması hatalı olmuştur.
O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine 13.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.