Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2014/22402 E. 2015/9171 K. 18.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/22402
KARAR NO : 2015/9171
KARAR TARİHİ : 18.05.2015

İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda hüküm davalı … vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı …’nın aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı vekili davacının davalı …’nın asıl işverenliğinde Bakanlığa bağlı hastanede çeşitli alt işverenler işçisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesini emeklilik nedeni ile feshettiğini iddia ederek kıdem tazminatı ve yıllık izin ücretinin tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının iş sözleşmesinin emeklilik nedeni ile sona erdiği, kıdem tazminatı ile kullanılmayan yıllık izinlerin ücretinin ödenmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece davacının emeklilik nedeni ile işten ayrıldığı kabul edilmiş ise de, bu hususta tanık anlatımları dışında delil bulunmamaktadır. Bu itibarla kabul, eksik incelemeye dayanmaktadır.
Öte yandan davacının emeklilik nedeni ile iş sözleşmesinin sona erdiği ve kıdem tazminatına hak kazandığı kabulü ile hüküm altına alınan kıdem tazminatına fesih tarihinden faiz işletilmiştir.
4857 sayılı İş Kanununun 120. maddesi yollamasıyla yürürlükte olan 1475 sayılı Yasanın 14. maddesinin 4. bendinde, işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla ayrılması halinde kıdem tazminatına hak kazanılabileceği hükme bağlanmıştır. O halde anılan bent uyarınca fesih bildiriminde bulunulabilmesi için işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandık hükümlerine göre yaşlılık, emeklilik, malullük ya da toptan ödemeye hak kazanmış olması gerekir. Bundan başka işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa bahsi geçen işlemler için başvurması ve bu yöndeki yazıyı işverene bildirmesi gerekir. Böylece işçinin yaşlılık, emeklilik, mamullük ve toptan ödeme yönlerinden bağlı bulunduğu mevzuata göre hak kazanıp kazanmadığı denetlenmiş olur. Öte yandan işçinin, sosyal güvenlik anlamında bu hakkı kazanmasının ardından ilgili kurum ya da sandığa başvurmaksızın kıdem tazminatı talebiyle işyerinden ayrılması ve bu yolla hakkın kötüye kullanılmasının önüne geçilmiş olur. İşçi tarafından bağlı bulunduğu kurum ya da sandıktan tahsise ya da tahsis yapılabileceğine dair yazının işverene bildirildiği anda işverenin kıdem tazminatı ödeme yükümü doğar ve faiz başlangıcı da bu tarih olarak esas alınmalıdır.
Bu nedenle SGK’dan davacı işçiye ait varsa tahsis dosyası getirtilerek davacının iş sözleşmesinin emeklilik nedeni ile sonlanıp sonlanmadığı belirlenmeli, emeklilik nedeni ile iş ilişkisi sona ermiş ise bu sefer davacının bağlı bulunduğu kurumdan toplu ödemeye hak kazandığına dair belgeyi işverene verip vermediği araştırılmalı ve şayet böyle bir belgeyi işverene vermiş ise kıdem tazminatına fesih tarihinden, aksi halde dava tarihinden faiz yürütülmelidir. Yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi hatalıdır.
3-Davalı yararına 13 yıllık hizmet süresine göre 320 gün karşılığı yıllık izin ücreti hüküm altına alınmış ise de, toplam yıllık izin süresi (12×5+8×20)220 gündür. Bu nedenle 320 gün üzerinden yıllık izin ücretinin hüküm altına alınması hatalı olmuştur.
O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, 18/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi