Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2014/21727 E. 2015/4223 K. 11.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/21727
KARAR NO : 2015/4223
KARAR TARİHİ : 11.03.2015

İş Mahkemesi
Dava Türü : İşe iade

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı kendisine ikale sözleşmesi imzalatılmak istenildiğini ancak kabul etmemesi nedeniyle, görev yeri değiştirilerek depo bölümüne verildiğini, haciz yazıları çok önce gelmesine rağmen bu konuda savunma talep edildiğini, ancak kendisine makul süre verilmediğini ve fesih yoluna gidildiğini, feshin geçerli nedene dayanmadığını ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı işveren, davacının ücretinin haczi için 7 ayrı icra dosyasından haciz ihbarnamesi geldiğini, ayrıca davacının dosyasında disiplinsiz davranışları nedeniyle bir çok kez uyarıldığını davacının haczin kaldırılmasına yönelik uyarılara rağmen herhangi bir işlem yapmadığı için savunmasının alındığını, bu davranışının işyerinde olumsuzluklara neden olduğunu, feshin davacının davranışlarından kaynaklanan geçerli nedene dayandığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, fesih nedeni olarak davacının maaşına gelen hacizler ve bu haciz ihbarnamelerinin muhasebe ve hukuk departmanında zaman kaybına yol açması ve disiplinsiz davranışları olarak bildirilmiştir. İncelenen dosya kapsamında davacının aleyhinde yapılan icra takiplerinin çalışmasını etkilediği hususunun ispatlanmadığı ve tek başına çalışanın icra takibine uğramasının geçerli fesih sebebi sayılamayacağı, haciz ihbarnameleri dışındaki disiplinsizliğe ilişkin bildirilen hususların önceki olaylara ilişkin bulunduğu ve eski tarihli olayların yeniden ele alınarak feshe gerekçe yapılmasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
İş Kanunu’nun 18’nci maddesinin 1. fıkrasına göre, işveren, iş sözleşmesini işçinin davranışlarından kaynaklanan nedenlerle geçerli olarak feshedebilir. İşverenin iş sözleşmesinin süreli feshini geçerli kılan işçinin davranışları, İş Kanunu’nun 25’nci maddesi gereğince haklı nedenle derhal feshe neden olacak ağırlıkta bulunmamakla birlikte işyerinin normal işleyişini ve yürüyüşünü bozan, iş görme borcunun gerektiği şekilde yerine getirilmesini engelleyen ve işyerindeki uyumu olumsuz yönde etkileyen hallerdir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu, işyerindeki üretim ve iş ilişkisi sürecine herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz. Başka bir anlatımla, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içerisinde beklenemeyeceği durumlarda, fesih için geçerli nedenin bulunduğu kabul edilmelidir.
Geçerli fesih sebebinden bahsedilebilmesi için, işçinin sözleşmesel yükümlülüklerini mutlaka kasıtlı ihlal etmesi şart değildir. Göstermesi gereken özen yükümlülüğünün ihlal edilerek ihmali davranış ile ihlali geçerli fesih nedeni olabilir. Buna karşılık, işçinin kusuruna dayanmayan davranışları, kural olarak işverene işçinin davranışlarına dayanarak sözleşmeyi feshetme hakkı vermez. Kusurun derecesi, iş sözleşmesinin feshinden sonra iş ilişkisinin arz edebileceği olumsuzluklara ilişkin yapılan tahminî teşhislerde ve menfaatlerin tartılıp dengelenmesinde rol oynayacaktır.
İşçinin borcu nedeniyle ücretinin haczedilmesi, kural olarak işverene geçerli nedenle fesih hakkı vermemelidir. İşçinin ücretinin sık sık haczi nedeniyle, objektif bir bakış açısı altında, işyerinin, örneğin muhasebe veya hukuk servisinde önemli zaman kaybına neden olacak şekilde çalışma sürecinin veya işyeri organizasyonunun olumsuz yönde etkilendiğinin kabul edilmesi halinde geçerli fesih nedeninin kabul edilmesi gerekir. Ancak bunun için işçiye önceden ihtar çekilmesi yerinde olacaktır.
Dosya içeriğine göre davacının arkadaşlarına kefillik nedeniyle borçlarının bulunduğu ve bu borçların ilgili şahışlarca zamanında ödenmemesi nedeniyle 6 banka kartı toplam 50.000.00 TL borcunun olduğunu, konuyu babasına açtığında birlikte şirkete gittiklerini babasının bu bedeli şirkete teminat olarak yatırmayı teklif ettiğini, kendisinden … ‘nun bir an önce bu sorunun giderilmesini istediğini belirten şekilde savunma verdiğini, ancak mevcut ücreti dikkate alındığında bu borcu ödemesinin uzun zaman alacağı, işçinin ücretine haciz konulması değil, bu uygulama nedeni ile işyerinin olumsuz olarak etkilenip etkilenmediği, işveren açısından iş ilişkisinin devamının beklenemez bir duruma gelip gelmediği önemlidir. Davalı işverenin muhasebe servisinde görevli çalışan, mesaisini davacı işçinin borçları ve hakkındaki icra işlemleri nedeni ile bu işlemlere harcamıştır. İşverenin bu işlemler için ayrıca personel istihdam etme zorunluluğu yoktur. Davacının bu davranışı işyerinde olumsuzluklara yol açmıştır. İş ilişkisinin işveren açısından önemli ölçüde sürdürülme olanağı kalmamıştır. Davacıya kıdem ve ihbar tazminatı ödenerek, iş sözleşmesinin feshi 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca davranışlarından kaynaklanan nedene dayanmaktadır. Davacının bu davranışı fesih için geçerli neden teşkil ettiğinden davanın kabulü hatalıdır.
Yukarıda açıklanan sebeplerle 4857 sayılı Kanun’un 20/3 maddesi gereğince mahkemece verilen kararın bozularak ortadan kaldırılması ve Dairemizce aşağıda yazılı hükmün kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1.Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.Davanın REDDİNE,
3.Alınması gereken 27,70 TL harçtan peşin yatırılan 25.20 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.50 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4.Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 101.75 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5.Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre 1.500,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,
7. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, 11.03.2015 tarihinde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.