Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2014/20227 E. 2015/15838 K. 17.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20227
KARAR NO : 2015/15838
KARAR TARİHİ : 17.09.2015

İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.
2-Davacı vekili, bakiye kıdem tazminatı ve fazla çalışma ücreti alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca son yıllarda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline ve işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma miktarına göre taktir edilmelidir. Hakkın özünü ortadan kaldıracak oranda bir indirime gidilmemelidir.
Somut olayda, Mahkemece, davalı işyerinde çaycı ve temizlik elemanı olarak çalışan davacının iddiası ve davacı ve davalı tanık anlatımları gerekçe gösterilerek davacının çalışma süresinin ilk 1.5 yılı hafta içi 07.30-17.30 arası 1 saat ara dinlenme ile cumartesi günleri de 07.00-15.30 saatleri arasında 1 saat ara dinlenme ile , daha sonraki yıllarda ise hafta içi yine aynı saatler arasında, cumartesi günleri ise dönüşümlü olarak 1 hafta 07.00-11.00 arası yarım saat ara dinlenme ile, diğer hafta 07.00-15.30 saatleri arasında 1 sata ara dinlenme ile çalıştığı davacının 2012 yılına kadar bu şekilde haftada 7.5 saat, 2012 yılından sonra ise haftada 5.5 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilmiş ve fazla mesai tahakkuku bulunan 2011 yılı Ocak ve Şubat ayları dışlanarak fazla mesai ücreti hesaplanmıştır.
Ne var ki; 05.06.2014 tarihli duruşmada davacı asil, cumartesi günleri saat 07.30-16.00 saatleri arasında diğer günler ise 07.30-17.00 arası çalıştığını, günde 2 defa 15’er dakikadan çay molası olduğunu ancak kendisinin çay molasını kullanamadığını ayrıca yemek molası da olduğunu beyan etmiş olup, davacının haftanın 5 günü 07.30-17.00 arasında çalıştığı yönündeki beyanının kendisini bağlayacağı düşünülmeden hafta içi çalışmasının tanık beyanları nedeniyle 07.30-17.30 arası olduğunun kabul edilmesi doğru olmamıştır.
Yine, davacı işyerinde yemek molası dışında yarım saat çay molası olduğunu ancak kendisinin kullanamadığını iddia etmiştir. Davacı tanıkları kendilerinin çay molası verdiklerini, davacının kendileri çay molasında iken çay dağıttığını, çay dağıtımından sonra kendisinin de çay molası kullanıp kullanmadığını bilmediklerini beyan etmişlerdir. Davalı tanıklarından davacı ile aynı işi yapan… ise, çay dağıttıktan sonra kendilerinin de çay molası kullandığını belirtmiştir. Mahkemece, davalının bu tanığının iki kez beyanının alındığı ve ilk beyanında bulaşık yıkamadığını ikinci beyanında ise bulaşık yıkadığını söylemesi ve çay dağıtım saatinde davacının hem çay dağıtıp hem çay molası veremeyeceği bu nedenle beyanının çelişkili olduğu kabul edilmiş ise de, davalı tanığının beyanlarından davacı ve kendisinin yemek bulaşığı yıkamadıkları ancak çay verdikten sonra çıkan bardak bulaşıklarını yıkadıkları, bu yönüyle davalı tanığının beyanında bir çelişki bulunmadığı anlaşılmaktadır. Diğer işçilerin çay molası verdiğinin davacı tanıklarının da kabulünde olması, beyanında çelişki bulunmayan ve davacı ile aynı işi yapan davalı tanığı …’ın çay molası da kullandıklarını beyan etmesi, işyerinde diğer tüm işçilere tanınan bir hakkın davacıya tanınmamasının hayatın olağan akışına aykırı olması nedeniyle davacının günde toplam yarım saat de çay molası verdiğinin kabulü gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya kapsamına göre, davacının çalışma süresinin ilk 1.5 yılında hafta içi 07.30-17.00 arası 1.5 saat ara dinlenme ile, cumartesi günü 07.00-15.30 arası 1.5 saat ara dinlenme ile ; sonrasında ise hafta içi aynı saatler arasında, cumartesi günleri ise 2 kişi dönüşümlü çalıştığından 1 hafta ortalama 7.00-11.00 arası 1 saat ara dinlenme ile , diğer hafta 07.00-15.30 saatleri arasında 1.5 saat ara dinlenme ile çalıştığı kabul edilip fazla mesai tahakkuku bulunan 2011 yılı Ocak ve Şubat ayları da dışlanmak suretiyle fazla çalışma süresinin hesaplanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine 17.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.