YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20083
KARAR NO : 2015/16608
KARAR TARİHİ : 28.09.2015
Mahkemesi : İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine.
2-Davacı, davalı işyerinde anaokulu öğretmeni olarak çalışırken iş sözleşmesinin işveren tarafından süresinden önce ve haksız olarak feshedildiğinden bahisle kıdem tazminatı ile ücret ve bakiye süre alacağının tahsilini istemiştir.
Davalı, davacının iş sözleşmesinin yeni sınıf açılamaması nedeniyle öğretmen ihtiyacının kalmaması sebebiyle haklı nedenle sonlandırıldığını, tüm haklarının ödendiğini hiçbir alacağı olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının 5580 sayılı Kanun uyarınca özel öğretim kurumlarında anaokulu öğretmeni olarak görev yaptığı, yasa gereği belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığı ve iş sözleşmesinin haklı neden olmadan süresinden önce feshedildiği gerekçesiyle %50 hakkaniyet indirimi yapılmak suretiyle bakiye süre ve ücret alacağı talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacının iş sözleşmesinin belirli süreli iş sözleşmesi olup olmadığı konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Mahkemenin gerekçesi Yargıtay uygulaması yönünde olmakla birlikte, eğitim ve öğretimin süreklilik arzetmesi, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 11. maddesinde belirli süreli iş sözleşmesinin gerek ilk kurulmasında ve gerekse yenilenmesinde esaslı unsur aranması karşısında 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’na göre çalışan yöneticiler ile öğretmenlerin, kısaca eğitim personelinin sözleşmelerinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira bir eğitim personeli bu kapsamda eğitim faaliyeti devam ettiği sürece çalıştırılmakta ve emekli olsa da iş sözleşmesi devam etmektedir .
Gerçekten eğitim personeli ile ilgili yazılı sözleşme yapılması hükmü değerlendirildiğinde bu sözleşmenin belirli süreli olmaktan çok asgari süreli iş sözleşmesi olarak değerlendirilmesi gerekir. Zira Kanunun 9. Maddesine göre “Kurumlarda çalışan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler ile özel öğretim kurumunu temsil eden kurucu veya kurucu temsilcisi arasında yapılacak iş sözleşmesi, en az bir takvim yılı süreli olmak üzere yönetmelikteki esaslara göre yazılı olarak yapılmalıdır”. Buradaki en az bir takvim yılı ibaresinden açıkça bir asgari süre öngörüldüğü açıktır. Eğitim ve öğretim devam eden bir faaliyet olduğuna göre asgari süre iki yılda, üç yılda olabilir. O halde eğitim personeli ile yapılan sözleşmenin yasadan kaynaklanan asgari süreli iş sözleşmesi olduğunun kabulü gerekir.
Asgari süreli sözleşmeler, tarafların bildirimli fesih haklarını asgari bir süre için ortadan kaldırdıkları belirsiz süreli sözleşmelerdir. Tarafların öngördükleri asgari sürenin bitimi ile sözleşme kendiliğinden sona ermemekte, sözleşme belirsiz süreli olarak devam etmektedir. Bu özelliği nedeniyle asgari süreli sözleşmeler belirli süreli olarak kabul edilmemektedir. Belirsiz süreli olarak kabul edilmelerinin nedeni tarafların sözleşmenin sona erme zamanını belirlememiş olmalarıdır.
5580 sayılı Yasa kapsamındaki eğitim personeli için en az bir takvim yılı içi yazılı sözleşme imzalanmaktadır. Eğitim yılı devam ettiğinde eğitim personeli ile yasadan kaynaklanan yeni bir asgari süreli sözleşme imzalanmaktadır. Eğitim ve öğretim devam ederken, takvim yılı içinde ayrılan öğretmen yerine kalan süre için belirli süreli iş sözleşme yapılması olanağı vardır. Bu bir objektif neden kabul edilebilir. Ancak eğitim ve öğretim başına asgari süreli sözleşme yapıldıktan sonra eğitim ve öğretim devam ettiği için belirli süreli iş sözleşmesi yapılması için esaslı ve yenilenmesi içinde objektif neden olmadığı sürece eğitim personeli ile yapılan sözleşmenin asgari süreli olarak kabulü gerekir.
Dosya içeriğine göre davacı öğretmenin 20.09.2012- 19.09.2013 dönemini kapsayan sözleşme gereği davalı özel öğretim kurumunda çalışmaya başladığı, 01.07.2013- 30.06.2014 tarihlerini kapsayan ikinci sözleşme ile çalışmasının devam ettiği, böylelikle sözleşmelerin belirli süreli sözleşme olmaktan çıkıp asgari süreli sözleşmeye dönüştüğü sabittir. Davacının çalışması, davalının 20.09.2013 tarihinde iş sözleşmesinin yenilenmeyeceği belirtilerek yaptığı fesih ile sona ermiştir. Davacının sözleşmesi belirsiz süreli kabul edildiği için, asgari süreli sözleşmenin işveren tarafından süresinden önce sona erdirilmesi halinde işçinin bakiye süre ücreti talep edemeyeceğinin kabulü de zorunludur. Buna rağmen, davacının talebinin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup karar bozulmalıdır.
O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde , davalıya iadesine 28/09/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.