Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2014/19996 E. 2015/14834 K. 14.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/19996
KARAR NO : 2015/14834
KARAR TARİHİ : 14.09.2015

İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı bir sebebe dayanmaksızın feshedildiğini beyanla kıdem tazminatı ile fazla mesai alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı, davacının istifa ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının istifa ettiğine dair dilekçe sunduğu, İş Kanununun 24.maddesinde işçinin iş akdini haklı fesih hallerinin düzenlendiği, istifa dilekçesinde haklı fesih hallerinden hiçbirisini belirtmediği, ayrıca davacının işten ayrıldıktan 1 gün sonra başka bir işyerinde işe başladığı, davacının feshinin haklı olmadığı, kıdem tazminatına hak kazanamadığı gerekçesiyle kıdem tazminatı talebinin reddine fazla mesai alacağının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İşçinin ödenmeyen işçilik hakları sebebiyle iş sözleşmesini haklı olarak feshedip feshetmediği konusu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
İşçinin emeğinin karşılığı olan ücret işçi için en önemli hak, işveren için en temel borçtur. 4857 sayılı İş Kanununun 32’nci maddesinin dördüncü fıkrasında, ücretin en geç ayda bir ödeneceği kurala bağlanmıştır. 5953 sayılı Basın İş Kanununun 14’üncü maddesinin aksine, 4857 sayılı Yasada ücretin peşin ödeneceği yönünde bir hüküm bulunmamaktadır. Buna göre, aksi bireysel ya da toplu iş sözleşmesinde kararlaştırılmadığı sürece işçinin ücreti bir ay çalışıldıktan sora ödenmelidir.
Ücreti ödenmeyen işçinin, bu ücretini işverenden dava ya da icra takibi gibi yasal yollardan talep etmesi mümkündür.
1475 sayılı Yasa döneminde, toplu olarak hareket etmemek ve kanun dışı grev kapsamında sayılmamak kaydıyla Borçlar Kanununun 81’inci maddesi uyarınca ücreti ödeninceye kadar iş görme edimini ifa etmekten, yani çalışmaktan kaçınabileceği kabul edilmekteydi. 4857 sayılı İş Kanununda ise ücret daha fazla güvence altına alınmış ve işçi ücretinin yirmi gün içinde ödenmemesi durumunda, işçinin iş görme edimini yerine getirmekten kaçınabileceği açıkça düzenlenmiş, toplu bir nitelik kazanması halinde dahi bunun kanun dışı grev sayılamayacağı kurala bağlanmıştır.
Ücreti ödenmeyen işçinin alacağı konusunda takibe geçmesi ya da ücreti ödeninceye kadar iş görme edimini yerine getirmekten kaçınması, iş ilişkisinin devamında bazı sorunlara yol açabilir. Bu bakımdan, işverenle bir çekişme içine girmek istemeyen işçinin, haklı nedene dayanarak iş sözleşmesini feshetme hakkı da bulunmaktadır. Ücretin hiç ya da bir kısmının ödenmemiş olması bu konuda önemsizdir.
Ücretin ödenmediğinden söz edebilmek için işçinin yasa ya da sözleşme ile belirlenen ücret ödenme döneminin gelmiş olması ve işçinin bu ücrete hak kazanması gerekir. 4857 sayılı İş Kanununun 24’üncü maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendinde sözü edilen ücret, geniş anlamda ücret olarak değerlendirilmelidir. İkramiye, prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil gibi alacakların ödenmemesi durumunda da işçinin haklı fesih imkânı bulunmaktadır.
İşçinin ücretinin işverenin içine düştüğü ödeme güçlüğü nedeniyle ödenememiş olmasının sonuca bir etkisi yoktur. İşçinin, ücretinin bir kısmını Yasanın 33’üncü maddesinde öngörülen ücret garanti fonundan alabilecek olması da işçinin fesih hakkını ortadan kaldırmaz.
Bireysel veya toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan aynî yardımların yerine getirilmemesi de (erzak ve kömür yardımı gibi) bu madde kapsamında değerlendirilmeli ve işçinin “haklı fesih” hakkı bulunduğu kabul edilmelidir.
Somut olayda, davacının fazla mesai alacağının tam olarak ödenmediği kabulü ile fazla mesai alacağının hesaplanmış olmasına göre, davacının iş akdini ücretlerinin tam ve eksiksiz ödenmemesi nedeniyle haklı nedenle feshettiği açık olup bu durumda davacının kıdem tazminatı talebinin de kabulü gerekirken yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
3- Davacı vekili ıslah dilekçesinde fazla mesai alacağının yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ettiği halde, HMK’nun 26.maddesine aykırı biçimde talep aşılarak fazla mesai alacağının ıslah ile artırılan kısmına en yüksek banka mevduat faizini geçmemek üzere yasal faiz ile tahsili yerine doğrudan en yüksek banka mevduat faizi yürütülmesi hatalı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 14/09/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.