Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2014/17848 E. 2015/16849 K. 28.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17848
KARAR NO : 2015/16849
KARAR TARİHİ : 28.09.2015

Mahkemesi : Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Dava Türü : Alacak

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı; davalıya ait otelde mutfak bölümünün kahvaltı kısmında 01/07/2008 tarihinden 18/11/2011 tarihine kadar haftanın altı günü gece 00.00’dan öğlen 11.00’a kadar çalıştığını, iş akdinin askıya alınmasını kabul etmemesi üzerine iş akdinin davalı tarafça haklı bir neden olmadan feshedildiğini iddia ederek fazla mesai ücreti alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; davacının fazla mesai yaptığı zaman ücretinin kendisine ödendiğini ve bordrolara yansıtıldığını, davalıya ait otelde yapılacak olan tadilat nedeni ile davacı gibi iş akitlerinin askıya alınmasını kabul etmeyen işçilerin iş akitlerinin karşılıklı anlaşma ile bildirimli olarak sona erdirildiğini, bu nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında fazla çalışma ücreti alacağının hesaplanması hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Günlük çalışma süresinin onbir saati aşamayacağı Kanunda emredici şekilde düzenlendiğine göre, bu süreyi aşan çalışmaların denkleştirmeye tabi tutulamayacağı, zamlı ücret ödemesi veya serbest zaman kullanımının söz konusu olacağı kabul edilmelidir.
Yine işçilerin gece çalışmaları günde yedibuçuk saati geçemez (İş Kanunu, Md. 69/3). Bu durum günlük çalışmanın, dolayısıyla fazla çalışmanın sınırını oluşturur. Gece çalışmaları yönünden, haftalık kırkbeş saat olan yasal çalışma sınırı aşılmamış olsa da günde yedibuçuk saati aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti ödenmelidir. Dairemizin kararları da bu yöndedir.
Fazla çalışma yönünden diğer bir yasal sınırlama da, İş Kanununun 41’inci maddesindeki, fazla çalışma süresinin toplamının bir yılda ikiyüzyetmiş saatten fazla olamayacağı şeklindeki hükümdür. Ancak bu sınırlamaya rağmen işçinin daha fazla çalıştırılması halinde, bu çalışmalarının karşılığı olan fazla mesai ücretinin de ödenmesi gerektiği açıktır. Yasadaki sınırlama esasen işçiyi korumaya yöneliktir.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde, 4857 sayılı Yasanın 68’inci maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin de dikkate alınması gerekir.
Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline ve işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma miktarına göre taktir edilmelidir. Hakkın özünü ortadan kaldıracak oranda bir indirime gidilmemelidir.
Somut olayda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacının günlük 11 saat (24:00-11:00 saatleri arasında) çalıştığı süre için 2 saat ara dinlenmesi süresi düşülmesi gerektiği belirlenmiş olmasına rağmen hesaplamada ara dinlenmesi süresi düşülmeden 11 saat-7,5 saat =3,5 saat fazla çalışma yaptığı şeklinde hesaplama yapılmıştır. Bu şekilde hesaplama hatası olan bilirkişi raporuna göre hüküm verilmesi isabetsiz olup davalı vekilinin bu yönü amaçlayan temyiz itirazı kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 28/09/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.