Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2014/17536 E. 2015/7440 K. 28.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17536
KARAR NO : 2015/7440
KARAR TARİHİ : 28.04.2015

İş Mahkemesi
Dava Türü : İşe İade

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu, iş sözleşmesinin geçerli neden olmaksızın sendikal nedenlerle feshedildiğini belirterek feshin geçersizliğinin tespitine, işe iadesine, işe başlatmama tazminatına boşta geçen süre ücreti ve diğer haklara karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, davalılar arasında asıl-alt işveren ilişkisi bulunduğunu, muvazaa olmadığını, sendikal neden iddialarının doğru olmadığını, feshin geçerli nedenle yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalılar arasındaki asıl-alt işveren ilişkisinin muvazaalı ve feshin geçersiz olduğunu ancak feshin sendikal nedene dayandığının ispat edilemediği gerekçesiyle davacının davalı …’ye işe iadesine, işe iadenin maddi sonuçlarından davalıların birlikte sorumlu olduklarına karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki temel uyuşmazlık, iş sözleşmesinin feshinin sendikal nedene dayanıp dayanmadığı noktasında toplanmıştır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18.maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
Fesih tarihinden yürürlükte olan 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun “sendika özgürlüğünün güvencesi” başlıklı 25.maddesinin ikinci fıkrasına göre; işveren, ücret, ikramiye, prim ve paraya ilişkin sosyal yardım konularında toplu iş sözleşmesi hükümleri saklı kalmak kaydıyla bir sendikaya üye olan işçilerle sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı sendikalara üye olan işçiler arasında çalıştırma şartları veya çalıştırmaya son verilmesi bakımından herhangi bir ayrım yapamaz; üçüncü fıkrasına göre; işçiler, sendikaya üye olmaları veya olmamaları, iş saatleri dışında veya işverenin izni ile iş saatleri içinde işçi kuruluşlarının faaliyetlerine katılmaları veya sendikal faaliyette bulunmalarından dolayı işten çıkarılamaz veya farkli işleme tabi tutulamaz; dördüncü fıkrasına göre; işverenin fesih dışında yukarıdaki fıkralara aykırı hareket etmesi halinde işçinin bir yıllık ücret tutarından az olmamak üzere sendikal tazminata hükmedilir. Aynı maddenin beşinci fıkrasına göre ise; sendikal bir nedenle iş sözleşmesinin feshi halinde işçi, 4857 sayılı Kanunun 18,20 ve 21’inci madde hükümlerine göre dava açma hakkına sahiptir. İş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiğinin tespit edilmesi halinde, 4857 sayılı Kanunun 21’inci maddesine göre işçinin başvurusu, işverenin işe başlatması veya başlatmaması şartına bağlı olmaksızın sendikal tazminata karar verilir
İş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiği iddiası ile açılan davalarda, salt işçinin sendika üyesi olması feshin de sendikal nedenle yapıldığını göstemez. Mahkemece, gerekli araştırma yapılarak ve özellikle de tanıklardan davacının sendika üyesi olmasının yanında ne tür sendikal faaliyetlerde bulunduğu somut olarak sorulup tespit edilerek toplanan deliller sonucu feshin sendikal nedenlere dayandığının tereddütsüz belirlenmesi gerekir.
Dosya içeriğine göre, davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu ve yapılan fesih işleminin de geçerli nedene dayanmadığı anlaşılmakla mahkemece feshin geçersizliğine karar verilerek davacının davalılardan …’ye işe iadesine, işe iadenin maddi sonuçlarından davalıların birlikte sorumlu tutulmasına karar verilmesi isabetli olup davalıların temyiz itirazları yerinde değildir.
Buna karşılık davacının sendikal neden yönünden yapmış olduğu temyiz sebepleri değerlendirildiğinde; davalı … bünyesinde yetkili sendika bulunup T.İ.S. (Toplu İş Sözleşmesi) imzalanmış olduğu ve işverenin kadrolu ve sendikaya üye ya da dayanışma aidatı ödeyen işçilerinin bu T.İ.S.’den yararlandığı sabittir.
İşyerinde T.İ.S. imzalanmış olması ve kadrolu işçilerin, işyerinde aynı işi yapmakta olan taşeron işçilerine göre ücret ve sosyal haklarında farklılıklar olması üzerine bir kısım taşeron işçisi de işyerindeki yetkili sendikaya üye olma talebinde bulunmuş ve bunun için de sendikaya müracaat ettikleri görülmüştür. Sendikaya müracaat eden ilk 6 işçiden sonra taşeron işçilerinin sendikaya üye olmaya başladıkları ya da sendikal faaliyetlerden haberdar olup üyelik işlemlerini başlattıkları/başlatmayı düşündükleri anlaşılmaktadır.
İşyerinde taşeron işçiler arasındaki bu sendikal faaliyetlerden haberdar olan davalılar, 31.12.2013 tarihine kadar geçerli olan hizmet alım sözleşmesini(taşeronluk sözleşmesini), süresinden önce 11.10.2013 tarihinde yani sendikaya üyelik müracaatı yapan öncü ilk 6 işçinin iş akitlerinin feshedildiği günde sonlandırdığı, aynı gün dava dışı Koza şirketi ile taşeronluk hizmetinin yeniden başlatıldığı, davalı … işçilerine, yeni taşeronluk sözleşmesi nedeniyle hizmet sözleşmesinin devri için devir tarihi ve devir alan kısmı boş sözleşmeler konularak imzalamalarının istendiği, bir kısım işçilerin bu devir sözleşmesini imzalamadığı, imzalamama gerekçelerinin de davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu ve bu nedenle gerçek işveren … ile hizmet sözleşmesi imzalayarak işyerinde uygulanmakta olan TİS’den yararlanmak istemeleri olduğu, davacı ve arkadaşlarının da devir sözleşmesini imzalamayan işçiler arasında oldukları görülmüştür.
Davalı işveren tarafından hizmet sözleşmesinin devri sözleşmesini imzalamayan davacınında içinde olduğu 30-35 kişilik grup işçilerin iş sözleşmeleri, taşeron sözleşmesinin sona erdirilmesi gerekçe gösterilerek feshedilmiştir.
Ancak, davalılar arasındaki ilişki muvazaalı olup davacı ve arkadaşları baştan itibaren davalı … işçisidir. Buna rağmen muvazaalı taşeron ilişkisi kurulmuş olup davacı ve arkadaşları taşeron işçisi olarak gösterilmiş ancak işverenin kadrolu işçileri ile aynı işler yaptırılmıştır. İşyerinde kadrolu işçiler yönünden TİS bulunması nedeniyle, ilk önce 6 öncü işçinin üye olması ve bu işçilerin sendikal örgütlenme çabaları üzerine davacı ve arkadaşları gibi çok sayıda taşeron şirket işçisinin de sendikaya üye olması ya da üye olmak üzere iken davalıların taşeron işçiler arasındaki bu sendikal örgütlenmeden haberdar olması üzerine önce öncü 6 işçinin iş aktini feshetmesi, 31.12.2013 tarihine kadar devam etmesi gereken taşeronluk sözleşmesini bu öncü işçilerin iş akitlerinin feshedildiği gün sonlandırılarak bir başka taşeron ile hizmet alım sözleşmesi imzalanması ve davalı … işçilerinin, bu yeni taşeron şirkete geçirilmek istenmesi ancak 30-35 kadar işçinin, hizmet sözleşmesinin devri sözleşmesini imzalamaması sonrası iş akitlerinin feshedilmesi karşısında; davacı ve arkadaşlarının işyerinde taşeronluk ilişkisinin muvazaalı olduğu, hukuki ve fiili işveren olan … ile hizmet akti imzalayıp işyerinde uygulanmakta olan TİS’den yararlanmak istedikleri ve bu nedenle sendikaya üye oldukları ya da sendikal örgütlenmenin başarıya ulaşması için mücadele ettikleri, konuşmalar yaptıkları, çalışmalarda bulundukları ya da bulunanlarla birlikte hareket ettikleri yani somut olarak işyerinde sendikal örgütlenme faaliyetlerine katıldıkları ve son olarak da işyerinde ücret ve diğer sosyal haklar yönünden kadrolu işçilerle aralarındaki farkların ortadan kaldırılması ve kadrolu işçi olarak işyerinde çalışmaya devam etmek istemeleri, bu nedenle de işyerinde muvazaalı taşeronluk ilişkisinin kurulmasını istememeleri üzerine hizmet devir sözleşmelerini imzalamak istemedikleri anlaşılmış olup davalıların, taşeron işçilerinin sendikal örgütlenmelerini ve üyeliklerini geçersiz hale getirebilmek ve engellemek amacıyla hareket ederek davacı ve arkadaşlarının iş akitlerini feshettikleri ve dolayısıyla iş akitlerinin sendikal nedenlerle feshedildiği sonucuna varılmıştır. Kaldı ki davacı ile aynı şekilde hareket eden ve öncü 6 işçiden biri olan Recep Aksu dosyasında Dairemizce iş aktinin sendikal nedenle feshedildiği kabul edilerek verilen işe iade kararı da onanmıştır. (Yargıtay 7.HD; 24.09.2014 gün ve 2014/12754 E-2014/17943 K sayılı onama kararı) Aynı şekilde öncü 6 işçiden biri olan Mevlüt Harman dosyasında da Dairemizce 28.04.2015 tarih ve 2014/17547 E-2015/7452 K sayılı karar ile sendikal nedenle fesih yapıldığı kabul edilmiştir.
Yine aynı gün temyiz incelemesi yapılan ve davacı gibi öncü 6 işçinden sonra işyerinde sendikal örgütlenmede bulunan bir kısım işçilere ait dosyalarda da verilen sendikal nedenle feshin geçersiz olduğuna dair mahkeme kararları da Dairemizce onanmıştır. (Yargıtay 7 HD;28.04.2015 gün ve 2014/17551 E-2015/7453 K.; 2014/17548 E-2015/7454 K.sayılı kararları)
Mahkemece davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu, davacının baştan beri … işçisi olduğu ve bu işverene iadesine, işe iadenin maddi sonuçlarından davalıların birlikte sorumlu tutulmalarına karar verilmesi isabetli ise de feshin sendikal nedenle yapılmasına rağmen eksik inceleme ile sendikal neden bulunmadığı yönündeki kabul ile sonuca gidilmesi hatalı olduğundan 4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davalı … tarafından gerçekleştirilen feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının adı geçen işverenin işyerine İŞE İADESİNE,
3-Davacının iş akti sendikal nedenle feshedildiğinden, 6356 sayılı Yasanın 25/5 vd fıkraları uyarınca işe başlatılma-başlatılmama şartına bağlı olmaksızın ödenmesi gereken tazminatın her iki davalının müştereken ve müteselsilen birlikte sorumlu olmak kaydı ile miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren 1 yıllık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4-Davacı işçinin işe iadesi için davalı …’ye süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilinin GEREKTİĞİNE,
5-Alınması gereken 27,20 TL harçtan, peşin alınan 24,30 TL harcın tenzili ile bakiye 2,90 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
6-Davacının yapmış olduğu 108,35 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davalıların yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT.’ne göre 1.500,00 TL avukatlık ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Kalan gider ve delil avansının ilgiliye iadesine,
9-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalılara yükletilmesine, 28.04.2015 gününde oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.