Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2014/17036 E. 2015/11316 K. 08.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17036
KARAR NO : 2015/11316
KARAR TARİHİ : 08.06.2015

İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalılardan .. vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1- Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacı ve davalı Belediyenin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
2- Davacı, iş akdinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil alacaklarının davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalılardan .., kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, çalıştığını iddia ettiği dönemin bir kısmında meclis üyesi olarak çalıştığını, bir kısmında ise belediye başkanına vekalet ettiğini, bu görevleri sebebiyle işveren veya vekili olduğunu bildirerek, davalılardan .., davacının iş akdinin performans düşüklüğü nedeni ile diğer davalı Belediye tarafından feshedildiğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, .. ile davacı arasında gerçek bir işçi işveren ilişkisi bulunmadığı gerekçesi ile bu davalı yönünden davanın reddine, diğer davalı Belediye Başkanlığı yönünden ise davacının iş akdinin davalı Belediye tarafından feshinin haksız olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalılar arasındaki hizmet alım sözleşmesi, davalıların savunmaları, taraf tanıklarının beyanları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davalılar arasındaki sözleşmenin muvazaalı olduğu, davacının davalı …nı asıl işinde görevlendirildiği, taraflar arasındaki ilişkinin muvazaaya dayandığı anlaşılmaktadır.
Muvazaalı bir hukuki muamele ile üçüncü kişinin ızrar edilmesi ona karşı bir haksız eylem niteliğindedir. Üçüncü kişiler muvazaa nedeniyle hakları halele uğratıldığı takdirde haksız fiil sorumluluğuna dayanarak muvazaalı hukuki işlemi yapan taraftan zararının tazminini isteyebilir. Haksız fiil işleyen kimse uygun illiyet bağı çevresine giren bütün zararlardan sorumludur. Ayrıca muvazaa sebebiyle akdin hükümsüzlüğünün ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması sayılan hallerde muvazaa ileri sürülemez. Muvazaalı işlemin tarafı olmayan kişiye karşı muvazaa ileri sürülemez ise de muvazaalı işlemin tarafı olanların muvazaayı birbirlerine karşı ileri sürmeleri mümkündür.
Somut olayda, davalı Belediye ile davalı şirket arasında muvazaalı bir işlem yapılıp, davacı gerçekte Belediyeye hizmet verdiği halde davalı taşeron şirkette çalışmış gibi gösterilmiştir. Muvazaalı işlemin tarafları birbirlerine karşı bu muvazaa ilişkisini ileri sürebileceklerinden davalı Belediye muvazaalı işlemin tarafı diğer davalı şirketle birlikte müşterek ve müteselsil olarak sorumlu olduğundan davalı Belediyenin ve muvazaalı işlemin tarafı olmayan davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde olup davalı şirketin de davacının alacaklarından müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerekirken bu davalı hakkında davanın reddine karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
3- Dava kısmen kabul kısmen reddedilmiş olmasına rağmen kabul/red oranına göre hesaplanacak yargılama gideri hakkında bir karar verilmemiş olması hatalı olmuştur.
O halde davacıve davalı Belediyenin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazı kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacı ve davalı Belediyeye iadesine, 08/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.