Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2014/16319 E. 2015/23880 K. 01.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16319
KARAR NO : 2015/23880
KARAR TARİHİ : 01.12.2015

Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak

YARGITAY İLAMI

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, davacının 2010-2013 tarihleri arasında çalıştığını, hırsızlık suçlamasıyla iş sözleşmesinin feshedildiğini, işverenin haksız şikayeti nedeni ile 25.01.2013 tarihinde tutuklandığını, müvekkilinin suçlandığı hırsızlık suçundan beraat ettiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatlarının ve yıllık izin alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı davacının müvekkili şirkette forklift operatörü olarak çalışmakta iken müvekkili şirkette 2012 yılı sonu yapılan sayımda 120 adet toplam 180 ton tel rulonun eksik olduğunun tespit edildiğini, bunun üzerine konunun savcılığa intikal ettiğini, soruşturma aşamasında davacı ve müvekkili şirketin eski çalışanı…’ün müvekkili şirkete ait tel rulolar ile hurda malzemeleri kendisine sattıklarını beyan eden …’ın emniyetteki ifadesinde fotoğraflardan davacı ve …’ü tespit ettiğini belirttiğini, davacının 22.01.2013 tarihli ifadesinde müvekkili şirkete ait ürünleri fabrika yetkililerinin haberi olmaksızın kendisine menfaat sağlamak amacıyla sattığını kabul ve ikrar ettiğini, söz konusu olaylarda adı geçen …’ün de 22.01.2013 tarihli ifadesinde davacı ile birlikte fabrikaya ait malzemeleri sattıklarını kabul ettiğini, yapılan kovuşturma aşamasında davacının müvekkili şirkete ait malzemeleri sattığı ….’ın dükkan komşusu olan….’nun da 11.01.2013 tarihli ifadesinde …. adlı işyeri satış elemanı …. ile sohbet ederken yanındaki hurdacıda büyük rulolar halinde teller gördüğünü, bu telleri imalatta kullanıp kullanmayacaklarını sorduğunu, tellerin üzerinde Bolt yazısı olduğunu söylediğini, davacı ile davalı müvekkili şirketin eski çalışanı…’ün emniyetteki ikrar beyanları, müvekkili şirkete ait malzemeyi işyerinden çalarak ve davacının kendisini forklift operatörü olmasına rağmen fabrika müdürü olarak tanıtarak kendilerine menfaat sağlamak amacıyla sattıklarını, bu suretle işverenin güvenini kötüye kullandıklarını, sadakat, doğruluk, ahlak ve iyiniyet kurallarına alenen aykırı davrandıklarının açıkça ortada olduğunu, davacının iş akdinin bu sebeple müvekkili şirket tarafından haklı nedenle feshedildiğini, davacının her ne kadar … 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/64 Esas sayılı dosyasında beraat ettiklerine ilişkin beyanda bulunmuşsa da ceza mahkemelerinin beraat kararının iş hakimini bağlamayacağını iddia ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece dava dosyasında haklı fesih hallerinin varlığına ilişkin tutanak, savunma, ihtar ve tespite ilişkin herhangi bir kayıt ya da belge bulunmamakla birlikte, yargılama aşamasında yeminli dinlenen davalı tanıklarının savunmayı ispatlar mahiyette görgüye dayalı bir bilgilerinin olmaması, … 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/64 Esas ve 2013/626 Karar sayılı dava dosyasında sanık sıfatı ile yargılanan bu davanın davacısı hakkında beraat kararı verilmiş olması ve yine ceza dava dosyasının yargılaması sırasında dinlenen davalı işyeri yetkililerinin beyanlarına göre davacının hurda malzemeleri sattığı doğrulanmış ise de, satılan bu malzemelerin davalı işyerince hurdaya ayrıldığı ve sanıklara hibe edildiği hususunun sabit olduğu, bu itibarla mevcut delil durumundan davacının iş akdinin davalı işverence haklı neden olmaksızın sonlandırıldığı, davalı tarafından feshe konu edilen 25/II-e ve f maddeleri gereği feshin şartlarının oluşmadığı ve davalı tarafın haklı feshin şartlarının oluştuğunu ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İş sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı söz veya davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
4857 sayılı İş Kanununun 25’inci maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır.
Somut olayda davacı 22/01/2013 tarihli emniyet ifadesinde işyerine ait malzemeleri işyerinin bilgisi olmadan iki defa… ile hurdacıya sattıklarını, bu işten … dışında kimsenin haberi olmadığını ifade etmiştir. Davacının iş sözleşmesi bu olayların ortaya çıkmasından sonra 30.01.2013 tarihinde işverence güvenin kötüye kullanması ve işyerinde yedi günden fazla hapisle cezalandırılan ve cezası ertelenmeyen bir suç işleme maddesini düzenleyen 4857 sayılı Kanunun 25/II (e) ve (f) maddelerine göre feshedilmiştir. Davacının açıkça kimsenin haberi olmadan işyerine ait malzemeleri hurdacıya sattıklarına dair beyanları eylem suç teşkil etmese bile güvenin kötüye kullanılması olup işveren açısından haklı fesih için yeterlidir. Davacı kimsenin haberi olmadan malları sattığını beyan ettiği halde tanık beyanları ile davacıya hibe edildiğinin kabul edilmesi hatalıdır. Mallar hurda olarak ayrılmış olsa bile ekonomik değeri olduğu anlaşıldığından işverenden habersiz bu malların satılması da yukarıda açıklandığı üzere eylem suç teşkil etmese bile yine işveren açısından haklı fesih sebebi teşkil eder.
Davacının ceza soruşturması ifadelerinde işyerine ait malları habersiz sattığını kabul etmesi nedeniyle iş sözleşmesinin haklı olarak feshedildiği bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği dikkate alınmaksızın yerinde olmayan gerekçelerle kabulü hatalı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 01/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.