Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2014/16091 E. 2015/4428 K. 12.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16091
KARAR NO : 2015/4428
KARAR TARİHİ : 12.03.2015

İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalılar vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, davacının Muratpaşa Belediyesinin asıl işveren olduğu işyerinde temizlik işçisi olarak 17.04.2006 ile 31.12.2011 tarihleri arasında son aylık brüt 1.100,00. TL ücret ile çalışırken davalı alt işveren tarafından ihaleyi alamaması üzerine iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatının davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalı Muratpaşa Belediye Başkanlığı vekili, davacının ihaleyi alan işveren şirketin işçisi olduğunu ve belediye ile arasında hizmet akdi bulunmadığını, ihaleyi alan şirket ile aralarında alt işveren asıl işveren ilişkisi olmadığından davanın husumet yönünden reddedilmesi gerektiğini, davacının ihaleyi alan şirket nezdinde çalışmaya devam ettiğini, davalı şirket vekili, davacının iş sözleşmesinin feshedilmediğini, ihale ile ilgili olan itiraz süresinden sonra ihaleyi alan yeni şirket ile çalışmasını sürdürdüğünü, davalı şirketin son alt işveren olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında davacının iş sözleşmesinin işverence feshedilip feshedilmediği buna bağlı olarak da kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
İşyeri devrinin esasları ve sonuçları 4857 sayılı İş Kanunu’nun 6’ncı maddesinde düzenlenmiştir. Sözü edilen hükümde, işyerinin veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. Devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlar açısından, devreden işverenle devralan işverenin birlikte sorumlu oldukları aynı yasanın üçüncü fıkrasında belirtilmiş, devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır.
Değinilen Yasanın 120’nci maddesi hükmüne göre, 1475 sayılı Yasanın 14’üncü maddesi halen yürürlükte olduğundan, işyeri devirlerinde kıdem tazminatına hak kazanma ve hesap yöntemi bakımından belirtilen madde hükmü uygulanmalıdır. Anılan maddeye göre, işyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde, işçinin kıdemi işyeri veya işyerlerindeki hizmet akitleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanmalıdır. Bununla birlikte, işyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları, işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır.
İşyeri devri fesih niteliğinde olmadığından, devir sebebiyle feshe bağlı hakların istenmesi mümkün olmaz. Aynı şekilde işyeri devri kural olarak işçiye haklı fesih imkânı vermez.
İşyerinin devri işverenin yönetim hakkının son aşaması olup, işyeri devri çalışma koşullarında değişiklik anlamına da gelmez. Dairemizin kökleşmiş kararlarına göre işyeri devri işçiye haklı nedenle fesih hakkı tanımaz. İşyeri devrinin çalışma koşullarını ağırlaştıran bir yönü olup olmadığı belirlenmelidir. Bu açıklamalar ışığında, iş hukukunda işyeri devrinin işçilik alacaklarına etkileri üzerinde ayrıca durulmalıdır. İşyeri devri halinde kıdem tazminatı bakımından devreden işveren kendi dönemi ve devir tarihindeki son ücreti ile sınırlı olmak üzere sorumludur. 1475 sayılı Yasanın 147üncü maddesinin ikinci fıkrasında, devreden işverenin sorumluluğu bakımından bir süre öngörülmediğinden, 4857 sayılı Yasanın 6’cı maddesinde sözü edilen devreden işveren için öngörülen iki yıllık süre sınırlaması, kıdem tazminatı bakımından söz konusu olmaz. O halde kıdem tazminatı işyeri devri öncesi ve sonrasında geçen sürenin tamamı için hesaplanmalı, ancak devreden işveren veya işverenler bakımından kendi dönemleri ve devir tarihindeki ücret ile sınırlı sorumluluk belirlenmelidir.
Feshe bağlı diğer haklar olan ihbar tazminatı ve kullanılmayan izin ücretlerinden son işveren sorumlu olup, devreden işverenin bu işçilik alacaklarından herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.
İşyerinin devredildiği tarihe kadar doğmuş bulunan ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücretlerinden 4857 sayılı Kanunun 6’ncı maddesi uyarınca devreden işveren ile devralan işveren müştereken müteselsilen sorumlu olup, devreden açısından bu süre devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlıdır. Devir tarihinden sonraki çalışmalar sebebiyle doğan sözü edilen işçilik alacakları sebebiyle devreden işverenin sorumluluğunun olmadığı açıktır. Bu bakımdan devirden sonraya ait ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücreti gibi işçilik alacaklarından devralan işveren tek başına sorumlu olacaktır.
Somut olayda davacı, asıl işveren Belediye işyerinde alt işveren şirket nezdinde temizlik görevlisi olarak çalışmakta iken iş sözleşmesinin 31.12.2011 tarihinde feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı talep etmiştir.
Davalılar ise, davacının iş sözleşmesinin feshedilmediğini, davacının ihaleyi alan yeni şirkette çalışmaya devam ettiğini savunmuştur. Dosya içeriğinde mevcut SGK kayıtlarına göre davacı işçinin ihaleyi alan yeni şirkette 10.01.2012 tarihinde işe girişi görünmektedir. Davalı şirket tarafından yapılmış yazılı bir fesih bildirimi bulunmamaktadır. Tüm bu olgular birlikte değerlendirildiğinde; davacının iş sözleşmesinin feshedilmediği, davacının asıl işverenden ihaleyi alan yeni alt işveren nezdinde çalışmasını devam ettirdiği bu nedenle feshe bağlı alacaklardan olan kıdem ve ihbar tazminatı talep edemeyeceği düşünülmeden yazılı gerekçe ile kıdem ve ihbar tazminatının kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 12.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.