Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2014/15158 E. 2015/5426 K. 25.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15158
KARAR NO : 2015/5426
KARAR TARİHİ : 25.03.2015

İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1- Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı; davalı işyerinde 10.06.2002-07.07.2008 tarihleri arasında muhabir olarak çalıştığını, iş akdinin davalı tarafından haksız ve geçersiz şekilde feshedildiğini bildirerek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai, hafta tatili, yıllık izin ve ikramiye alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık, davacı işçinin ödenmeyen yıllık izin ücreti alacağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davacı 5953 sayılı Basın İş Kanununa tabi bir çalışan olup, davacının yıllık izinleri aynı Kanunun 21 ve 29. maddelerine göre hesaplanmalıdır.
Somut olayda bilirkişi tarafından davacının kullanmadığı yıllık izinlere ilişkin olarak dosyada bulunan “işe girdiğim tarihten 31.12.2007 tarihi öncesine ait yıllık izin alacağım olmadığını beyan ve ibra ederim” ibareli davacının imzasını taşıyan belge ve son bordro olan Temmuz 2007 bordrosunda yapılan yıllık izin ücreti tahakkuku da dikkate alınarak davacının yıllık izin ücreti olmadığı yönününde kanaat bildirilmiş ve mahkemece bu rapor hükme esas alınmak suretiyle yıllık izin ücreti talebinin reddine karar verilmiştir. Oysa yıllık izin hakkından feragat edilemeyeceği gibi hizmet akdi devam ederken verilen ibranameler de geçerli değildir. Bu nedenle bilirkişi hesaplaması ve buna dayalı olarak verilen mahkeme kararı hatalıdır. Yapılacak iş, davacının davalı işyerinde geçen tüm hizmet süresi dikkate alınmak suretiyle hakettiği toplam yıllık izin süresi hesaplanmalı, miktardan davacının usulüne uygun düzenlenmiş izin belgelerine göre kullandığı izinler ve Temmuz 2007 bordrosu ile yapılan ödeme mahsup edilerek çıkacak sonuca göre karar vermektir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin hatalı bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle yıllık izin ücreti talebinin reddine karar verilmiş olması doğru olmayıp bozma nedenidir.
3- Taraflara arasında dava dilekçesi ile talep edilmeyen 5953 sayılı Yasanın Ek 1. maddesi çeçevesinde %5 ücret farkı alacağının ıslah dilekçesi ile talep edilip edilemeyeceği konusuda uyuşmazlık bulunmaktadır.
HMK’nun 176 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan ıslah müessesesi, mahkemeye yöneltilmesi gereken tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava konusunu veya talep sonucunu değiştirebilmesi imkânını sağlamaktadır. İki taraf da duruşmada hazır iseler ıslah sözlü olarak yapılabilir. Usule ilişkin işlemlerin tamamen ya da kısmen ıslahı mümkündür. Ancak, her iki durumda da usulüne uygun açılmış bir davanın bulunması şarttır. Başka bir anlatımla ıslah, açılmış bir davada taraflarca yapılmış usule ilişkin işlemlere yönelik olarak yapılmalıdır. Bu bağlamda, yargılaması devam eden bir dava içinde ıslah ile ikinci bir talepte bulunma olanağı bulunmamaktadır. Davacı isterse dava dilekçesini tamamen ıslah ederek dava konusunu değiştirebilirse de, yeni dava konusu önceki dava konusunun yerine geçer ve yine tek bir dava söz konusu olur. Ancak, davacı peşin harç yanında başvuru harcını da yatırarak yeni bir talep de bulunması hallerinde ise bir ek dava olarak nitelendirilme hali olayımız dışındadır. Somut olayda dava tümden ıslah edilmediği gibi ıslah harcı ile birlikte başvuru harcı yatırılmadığından dilekçenin bir ek dava dilekçesi olarak kabulü de mümkün değildir. Bu alacaklar hakkında dava açma hakkı saklı kalmak kaydıyla %5 ücret farkı alacağına ilişkin ıslah isteminin reddine karar vermek gerekirken bu alacak hakkında hüküm kurularak ıslaha değer verilmiş olması isabetsiz olmuştur.
4- Mahkeme tarafından hüküm altına alınan kıdem tazminatı alacağına akdin fesih tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi işletilmiş ise de, 5953 sayılı Yasa’da kıdem tazminatına akdin fesih tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi işletileceğine dair hüküm bulunmadığından kıdem tazminatı alacağına dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmelidir.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 25.03.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.