Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2014/15100 E. 2015/2716 K. 26.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15100
KARAR NO : 2015/2716
KARAR TARİHİ : 26.02.2015

İş Mahkemesi
Dava Türü : İtirazın İptali

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-İtirazın iptali davasında borçlunun haksızlığına karar verilmesi halinde ve alacaklının talep etmiş olması şartıyla, borç miktarının yasada gösterilen orandan az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilir. İcra inkâr tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli ya da belirlenebilir olması gerekir. Özellikle, işçinin kıdemi, ücreti gibi hesap unsurları, işverence bilinen ya da belirlenebilecek hususlardır. 4857 sayılı Yasanın 8’inci ve 28’inci maddelerinin, işverene bu gibi konularda belge düzenleme yükümü yüklediği de gözden uzak tutulmamalıdır. Ancak, hak tartışmalı ise icra inkâr tazminatına hükmedilemez (Yargıtay HGK. 4.3.2009 gün 2009/ 9-57 E, 2009/ 110 K).
Borçlu belirli bir alacak için yapılan icra takibinde borcun bir kısmına itiraz etmek istediğinde, itiraz ettiği kısmı açıkça göstermek zorundadır. Borçlu buna uymaz ve borcun tamamına itiraz ederse, itirazın iptali davası sonucunda borçlu olduğu miktar bakımından icra inkâr tazminatı ödemekle yükümlüdür.
Alacağın likit olması şartıyla, itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi, kabul edilen kısım bakımından icra inkâr tazminatına hükmedilmelidir.
İcra inkâr tazminatı, asıl alacak bakımından söz konu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkâr tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir.
İcra takibinde işlemiş faiz için de takip tarihinden itibaren faiz talep edilmiş olması durumunda, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi, faize faiz yürütülmesi anlamına gelir ki, Borçlar Kanununun 104/son maddesi ile 3095 sayılı Yasanın 3 üncü maddesi uyarınca faize faiz yürütülmesi mümkün olmaz. Bu halde, asıl alacak bakımından takip tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmelidir.
Somut olayda, davacı işçi davalı işveren aleyhine 6.142,84 TL asıl alacak istemli 30/11/2012 tarihli ilamsız takip başlatmış, davalı borçlu süresi içinde asıl alacak miktarına, borca, faize ve fer’ilerine itiraz etmiştir. Davalı borçlunun itirazı üzerine açılan itirazın iptali davasında mahkemece alacağın hesaplanabilir ve likit olması gerekçe gösterilerek asıl alacağın %20’si olan icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Oysa ki, itirazın iptali davasının yargılama aşamasında davacı talep ettiği alacaklarının 14 günlük ücret, kıdem ve ihbar tazminatı ile 14 günlük yıllık izin ücreti alacağı olduğunu belirtmiştir. Davacının takip konusu yaptığı alacaklarını tek tek belirtmeyerek toplu olarak talep etmesi nedeniyle belirli ya da likit bir alacaktan söz edilemez. Bu nedenle, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 26.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.