Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2013/25561 E. 2013/20955 K. 04.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/25561
KARAR NO : 2013/20955
KARAR TARİHİ : 04.12.2013

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, davalı işyerinde mağaza 2. müdürü olarak çalışan davacının iş sözleşmesinin haklı ve geçerli neden olmadan feshedildiğini belirterek, feshin geçersizliğine ve davacı işçinin işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının müvekkili davalı şirket bünyesinde 18.01.2000 tarihinde …’nde çalışmaya başladığını, daha sonra …Mağazasında çalışmış olduğunu ancak devam eden süreçte İş Kanununun 25/II. Maddesinin e,h ve i fıkraları gereğince iş akdine son verildiğinden dolayı 23.11.2012 tarihinde işten ayrıldığını, davacının işverenin iyi niyetini suistimal eden ve ahlak çerçevesine sığmayan fillerde bulunduğunu, dövizli alışverişlerden kaynaklanan nakit fazlasını merkeze bildirmediğini, bunları haksız olarak kullandığını, mağaza cirolarını düşürmemek amacı ile incelemeye gönderilmesi gereken ürünlere ait gider pusulalarını zamanında düzenlemediğini, özel indirimler sağlayan fashionality kartlarını fiktif isimlere düzenleyerek müşterilerin yaptıkları alışverişlerde kullanılarak puan kullandırdığını, bu yolla haksız kazanç elde ettiğini, özel müşterilere uygulanan 1000,00 TL’ye 300,00 TL … Çek kampanyasından kazanılan çeklerin usulüne uygun olmayacak şekilde tek faturada iki kez kullanarak mağaza kasasında bekletilen barkotların ödemesini yaptığını, bu hususta savunmasının talep edildiğini, davacı işçinin vermiş olduğu yazılı savunmasında yaptığı iddia edilen olayları esaslı şekilde inkar etmeyerek sadece kendince yapılanlara bir kısım gerekçeler bulmaya …/..

çalıştığını, davacının yazılı savunmasında risk yönetiminin kendi görev alanında olduğunu sandığını bu yüzden de “mağazanın menfaatini düşünerek bölgedeki konumunu daha ileriye götürmek, potansiyel müşteri grubunu daha da sağlamlaştırmak ve bunları yaparken de çevremizdeki insan sayısını mağazamıza kazandırmak adına” yapıldığını beyan ettiğini, Türkiye çapında bir çok şubesi bulunan şirketin bu tür fillere göz yumma yükümlüğünün bulunmadığını, bu nedenle iade talebinin şartları oluşmadığını, işçinin işverene karşı göstermesi gereken sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan hallerde bulunarak şirketi zarara uğrattığını, iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II maddesi uyarınca feshedildiğini, feshin haklı nedene dayandığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davacı hakkında iddia olunan olaylar ve davanın savunması birlikte değerlendirildiğinde; mağazada döviz kurundan kaynaklanan tahsilat fazlasının mağazanın ihtiyaçları için kullanıldığı, kaldı ki bu rakamların ekonomik değer olarak çok düşük miktarda olduğu yönündeki davalı savunmasının inkar edilmediği, kaldı ki şirket tarafından söz konusu miktarın rakamsal olarak belirlenmediği, davacının kart sahipleri haricindekilere puan kullandırttığının kanıtlanamadığı, iade için bekletilen ürünlerin şirket tarafından toplu gönderilmesi talep edildiğinden dolayı bekletildiği yönündeki savunması karşısında, davacının mağazada yönetici konumunda bulunduğu, 13 yılı aşkın bir kıdeminin olduğu, bir kısım işyeri uygulamalarının davacının aleyhine kullanılmasının ve gerekli uyarı ve önlemler ile telafi etmek imkanı değerlendirilmeksizin akdin feshinde eşit davranma ve ölçülülük kuralına uygun davranılmaması sebebiyle feshin haklı nedene dayanmadığı kanaatine varılarak feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi işverene, işçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenlerle iş sözleşmesini feshetme yetkisi vermiştir. İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesihte takip edilen amaç, işçinin daha önce işlediği iş sözleşmesine aykırı davranışları cezalandırmak veya yaptırıma bağlamak değil; onun sözleşmesel yükümlülükleri ihlale devam etmesi, tekrarlaması rizikosundan kaçınmaktır. İşçinin davranışları nedeniyle iş sözleşmesinin feshedilebilmesi için, işçinin iş sözleşmesine aykırı, sözleşmeyi ihlal eden bir davranışının varlığı gerekir. İşçinin kusurlu davranışı ile sözleşmeye aykırı davranmış ve bunun sonucunda iş ilişkisi olumsuz bir şekilde etkilenmişse işçinin davranışından kaynaklanan geçerli bir fesih söz konusu olur. Buna karşılık, işçinin kusur ve ihmaline dayanmayan sözleşmeye aykırı davranışlarından dolayı işçiye bir sorumluluk yüklenemeyeceğinden işçinin davranışlarından kaynaklanan geçerli fesih nedeninden de bahsedilemez. …/..
2013/25561-20955 S.3

İşçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenler, aynı yasanın 25. maddesinde belirtilen nedenler yanında, bu nitelikte olmamakla birlikte, işyerlerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen nedenlerdir. İşçinin davranışlarından veya yetersizliğinden kaynaklanan nedenlerde, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli nedenlere dayandığını kabul etmek gerekecektir.
İşçinin davranışlarına dayanan fesih, herşeyden önce, iş sözleşmesinin işçi tarafından ihlal edilmesini şart koşmaktadır. Bu itibarla, önce işçiye somut olarak hangi sözleşmesel yükümlülüğün yüklendiği belirlendiği, daha sonra işçinin, hangi davranışı ile somut sözleşme yükümlülüğünü ihlal ettiğinin eksiksiz olarak tespit edilmesi gerekir. Şüphesiz, işçinin iş sözleşmesinin ihlali işverene derhal feshetme hakkını verecek ağırlıkta olup olmadığı da bu bağlamda incelenmelidir. Daha sonra ise, işçinin isteseydi yükümlülüğünü somut olarak ihlal etmekten kaçınabilip kaçınamayacağının belirlenmesi gerekir. İşçinin somut olarak tespit edilmiş sözleşme ihlali nedeniyle işverenin işletmesel menfaatlerinin zarar görmüş olması şarttır.
İşçinin yükümlülüklerinin kapsamı bireysel ve toplu iş sözleşmesi ile yasal düzenlemelerde belirlenmiştir. İşçinin kusurlu olarak (kasden veya ihmalle) sebebiyet verdiği sözleşme ihlalleri, sözleşmenin feshi açısından önem kazanır. Geçerli fesih sebebinden bahsedilebilmesi için işçinin sözleşmesel yükümlülüklerini mutlaka kasıtlı ihlal etmesi şart değildir. Göstermesi gereken özen yükümlülüğünün ihlal edilerek ihmali davranış ile ihlali yeterlidir. Buna karşılık, işçinin kusuruna dayanmayan davranışları, kural olarak işverene işçinin davranışlarına dayanarak sözleşmeyi feshetme hakkı vermez. Kusurun derecesi, iş sözleşmesinin feshinden sonra iş ilişkisinin arzedebileceği olumsuzluklara ilişkin yapılan tahminî teşhislerde ve menfaatlerin tartılıp dengelenmesinde rol oynayacaktır.
İşçinin iş sözleşmesini ihlal edip etmediğinin tespitinde, sadece asli edim yükümlülükleri değil; kanundan veya dürüstlük kuralından doğan yan edim yükümlülükleri ile yan yükümlerin de dikkate alınması gerekir. Sadakat yükümü, sözleşmenin taraflarına sözleşme ilişkisinden doğan borçların ifasında, karşı tarafın şahsına, mülkiyetine ve hukuken korunan diğer varlıklarına zarar vermeme, keza sözleşme ilişkisinin kapsamı dışında sözleşme ile güdülen amacı tehlikeye sokacak özellikle karşılıklı duyulan güveni sarsacak her türlü davranıştan kaçınma yükümlülüğünü yüklemektedir.
İşçinin iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini kusurlu olarak ihlal ettiğini işveren ispat etmekle yükümlüdür.

Yan yükümlere itaat borcu, günümüzde dürüstlük kuralından çıkarılmaktadır. Buna göre, iş görme edimi dürüstlük kuralının gerektirdiği şekilde ifa edilmelidir. İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesih sebebi, işçinin kusurlu bir davranışını şart koşar.
4857 sayılı Kanun’un ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri başlığı altında düzenlenen 25/II-e bendine göre, işçinin işverenin güvenini kötüye kullanması, hırsızlık yapması, işverenin meslek sırlarını ortaya atması gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması işverene haklı sebeple derhal fesih hakkı vermektedir.
Dosya içeriğine göre, davacı bağlılık ve güvene aykırı davranışlarda bulunmuştur. Aynı fesih nedenleriyle mağaza 1. Müdürünün açtığı işe iade davasında yapılan yargılama sonucu …2. İş Mahkemesinin2013/424 Esas sayılı dava dosyasında 20.08.2013 tarihinde ve “davalı tanıklarının ortak beyanlarında ve davacının savunmasında belirttiği üzere; müşterilere ait kartların farklı müşterilerin alışverişlerinde kullanıldığı ve haksız puan ve hediye çeki kazanmasına yol açılarak davalı şirketin zarara uğradığı ayrıca Türkiye çapında geniş mağaza ağı olan şirketin bu tarz olaylarla itibarının zedelenmesi, davacı tarafından cüzi bir meblağ için müşteri kazanmak ve ciroyu artırmak amaçlı yapıldığı savunulan olay karşısında davalı tarafın yaptığı feshin haklı nedenlere dayandığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ve karar Dairemizin 2013/24745-18880 E/K sayılı ilamyla 11.11.2013 tarihinde onanmıştır. Davacının doğruluk ve bağlılığa uymayan güven sarsıcı davranışta bulunduğu sabittir. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II.e maddesi uyarınca işçinin işverenin güvenini kötüye kullanmak, doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışı nedeni ile iş sözleşmesinin feshi haklı nedene dayanmaktadır. Davanın reddi yerine yazılı şekilde kabulü hatalıdır.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Alınması gereken 24,30 TL harçtan yatırılan 21,15 TL harcın mahsubu ile kalan 3,15 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 89.10 TL. yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından ve davalı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine, …/..

6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan…’ne göre 1.320.00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, 04.12.2013 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.