YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2249
KARAR NO : 2013/1892
KARAR TARİHİ : 28.02.2013
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı 2011 yılı Mayıs ve Haziran ücretlerinin ödenmemesi üzerine müdürü ile görüştüğünü ancak sonuç alamaması üzerine iş akdini haklı gerekçe ile 4857 sayılı Yasanın 24/2- e maddesi gereğince sözlü olarak feshederek işyerinden ayrıldığını, istifa dilekçesinin yasal hakların ödenmesi için gerekli olduğu ve imzalamasında bir sakınca olmadığının bildirilmesi üzerine imzalandığını belirterek, kıdem tazminatı ve birtakım işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalı vekili davacının müvekkil şirketteki işinden 30.06.2011 tarihli istifa dilekçesi ile kendisinin ayrılmış olduğunu, iş akdini haklı nedenle feshettiğine dair ne bir ihtarname gönderdiğini ne de bir beyanda bulunduğunu, istifa dilekçesinin işveren tarafından yasal prosedür gereği imzalanması gerektiğinin söylendiği iddiasının sonradan atılmış bir iddia olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının istifa dilekçesi vermiş olduğu nazara alındığında kıdem tazminatı talebinin yerinde olmadığına, diğer taleplerinin ise davacı tarafça ispatlanmış olması nedeni ile kabulüne karar verilmiştir.
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
Taraflar arasında işçinin kıdem tazminatına hak kazanıp kazanamayacağı noktasında ihtilaf bulunmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24/2-e maddesi“ İşçinin işveren tarafından ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmez veya ödenmezse işçinin bildirim süresini beklemeksizin iş sözleşmesini feshedebilir” hükmünü ,4857 sayılı Kanunun 120 . maddesi uyarınca da halen yürürlükte bulunan 1475 sayılı kanunun 14/I-2. maddesi ise ”Bu kanunu tabi işçilerin hizmet akitlerinin işçi tarafından bu kanunun 1475 sayılı Kanun 16. (4857 sayılı Kanunun ise 24. maddesinin karşılığı) maddesi uyarınca feshedilmesi halinde işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet akdinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücret tutarında kıdem tazminatı ödenir” hükmünü ihtiva etmektedir.
Somut olayda, davacı Mayıs ve Haziran ayı ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle iş sözleşmesinin haklı olarak feshedildiğini belirtmiş ve kıdem tazminatı talebinde bulunmuştur. Davalı taraf ise dosyaya sunulmuş olan istifa dilekçesi vermek suretiyle davacının istifa ederek işyerinden ayrıldığını ve kıdem tazminatına hak kazanamayacağını savunmuştur. Davalı tarafça davacının Mayıs ve Haziran ayı ücretlerinin ödendiğinin ispat edilememiş olması, ayrıca davacı tanığı …’un da davacının ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle iş akdini feshettiği beyanı karşısında iş sözleşmesinin davacının ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle davacı işçi tarafından 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24. maddesi kapsamında haklı nedenle feshedildiğinin ve kıdem tazminatına hak kazanacağının kabulü gerekecektir.
Mahkemece ücretlerinin ödenmemesi iddiasıyla iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini belirten davacının dosyaya sunulmuş olan istifa dilekçesini vermek suretiyle işyerinden istifa ederek ayrıldığının kabul edilerek kıdem tazminatına hak kazanamayacağının kabulüyle kıdem tazminatı talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ; Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı harcın davalıdan alınmasına, 28.02.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.