YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1449
KARAR NO : 2013/2406
KARAR TARİHİ : 07.03.2013
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, davalıya ait işyerinde şef garson olarak çalıştığını, her gün 12 saat çalışmasının olduğunu ancak fazla mesai alacaklarının ödenmediğini, iş sözleşmesinin herhangi bir neden gösterilmeksizin 6.9.2010 tarihinde işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davacının tüm çalışmasının yasal karşılığını aldığını, davacının kendi isteği ile işyerinden ayrıldığını ve işyerinden ayrılırken tüm alacaklarını aldığına dair belge imzaladığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece işveren tarafından iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğinin ispat edilemediği, davalı işverenin davacının işe gelmediği savunmasının davacıya kıdem tazminatı ödendiği ve belgesinin olduğu savunması ile çelişki oluşturduğu gerekçesiyle davacının taleplerinin kabulüne karar verilmiştir.
İşçinin emeğinin karşılığı olan ücret işçi için en önemli hak, işveren için en temel borçtur. 4857 sayılı İş Kanununun 32 nci maddesinin dördüncü fıkrasında, ücretin en geç ayda bir ödeneceği kurala bağlanmıştır. 5953 sayılı Basın İş Kanununun 14 üncü maddesinin aksine, 4857 sayılı Yasada ücretin peşin ödeneceği yönünde bir hüküm bulunmamaktadır. Buna göre, aksi bireysel ya da toplu iş sözleşmesinde kararlaştırılmadığı sürece işçinin ücreti bir ay çalışıldıktan sora ödenmelidir.
Ücretin ödenmediğinden söz edebilmek için işçinin yasa ya da sözleşme ile belirlenen ücret ödenme döneminin gelmiş olması ve işçinin bu ücrete hak kazanması gerekir
4857 sayılı İş Kanununun 24 üncü maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendinde sözü edilen ücret, geniş anlamda ücret olarak değerlendirilmelidir. İkramiye, prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil gibi alacakların ödenmemesi durumunda da işçinin haklı fesih imkânı bulunmaktadır.
İhbar tazminatı, belirsiz süreli iş sözleşmesini haklı bir neden olmaksızın ve usulüne uygun bildirim öneli tanımadan fesheden tarafın, karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminattır. Buna göre, öncelikle iş sözleşmesinin Kanunun 24 ve 25 inci maddelerinde yazılı olan nedenlere dayanmaksızın feshedilmiş olması ve 17 nci maddesinde belirtilen şekilde usulüne uygun olarak ihbar öneli tanınmamış olması halinde ihbar tazminatı ödenmelidir. Yine haklı fesih nedeni bulunmakla birlikte, işçi ya da işverenin 26 ncı maddede öngörülen hak düşürücü süre geçtikten sonra fesih yoluna gitmeleri durumunda, karşı tarafa ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü doğar.
İhbar tazminatı, iş sözleşmesini fesheden tarafın karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminat olması nedeniyle, iş sözleşmesini fesheden tarafın feshi haklı bir nedene dayansa dahi, ihbar tazminatına hak kazanması mümkün olmaz. İşçinin 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesi hükümleri uyarınca emeklilik, muvazzaf askerlik, evlilik gibi nedenlerle iş sözleşmesini feshetmesi durumunda ihbar tazminatı talep hakkı bulunmamaktadır. Anılan fesihlerde işveren de ihbar tazminatı talep edemez.
Somut olayda davacı taraf iş sözleşmesinin haksız bir şekilde işveren tarafından sonlandırıldığını, davalı taraf ise davacının kendi isteği ile ayrılarak işyerini terk ettiğini savunmuştur. Mahkemece işveren tarafından iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiği ispatlanamadığından davacı taleplerinin kabulü yönünde hüküm kurulmuştur. Dosya kapsamına ve özellikle tanık beyanlarına göre davacının işe gelmemek suretiyle iş akdini eylemli olarak feshettiği fazla mesai, yıllık izin, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının işveren tarafından zamanında ödenmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı işçinin 4857 sayılı İş Kanunu 24/2-e maddesi uyarınca iş sözleşmesini haklı nedenle sonlandırma imkanı doğmuştur. Davacı işçinin bu hakkını kullanarak iş sözleşmesini haklı nedenle feshedip işyerinden ayrıldığı anlaşıldığından kıdem tazminatına hak kazanacağı ancak ihbar tazminatına hak kazanamayacağının kabulü gerekir.
Mahkemece bu husus gözetilmeksizin ve davalı tarafın savunmasında ileri sürdüğü belgenin 1.1.2009 tarihli olduğu gözetilmeksizin hatalı değerlendirme sonucu ihbar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiş olması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalı tarafa iadesine, 07.03.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.