Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2011/4125 E. 2011/4662 K. 06.07.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/4125
KARAR NO : 2011/4662
KARAR TARİHİ : 06.07.2011

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacılardan … tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında dava konusu 323 ada 28 parsel sayılı 8422,69 m2 yüzölçümündeki taşınmaz satın almaya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak 7317/8422 payı davacı … adına, 1105/8422 payı ise davalı ….., adına tespit edilmiştir. Davacı … satın almaya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak paydaşı olduğu taşınmazdaki yerinin müstakil parsel olarak adına tescili istemiyle, davacı … ise Mart 1290 tarih, 9/18, 9/19, 9/20 varak sayılı tapu kayıtlarının tedavül yoluyla oluşan Ağustos 1326 tarih, 2, 3, 4 ve Şubat 1962 tarih, 1, 2, 3, 4 ve 5 sayılı tapu kayıtlarına dayanarak ayrı ayrı dava açmışlardır. Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda davanın reddine, dava konusu taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılardan … tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı tarafın tutunduğu dava dışı taşınmazlara yüzölçümü ile revizyon gören değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlı, kapsamlarının 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20. maddesi hükmü uyarınca yüzölçümü ile belirlenmesi zorunlu bulunan tapu kayıtlarının dava ve temyize konu taşınmazı kapsamadığı, taşınmaz üzerinde bir insan ömrüne ulaşan süre ve malik sıfatı ile çekişmesiz ve aralıksız olarak zilyet bulunan davalı taraf yararına 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi hükmünde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği, bir an için tapu kaydının taşınmazı kapsadığı düşünülse dahi, 4342 sayılı Mera Kanununun 36. maddesi hükmü ile Medeni Kanunun yürürlüğe girdiği 4 Ekim 1926 tarihinden önce yürürlükte bulunan ve Medeni Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin Medeni Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra da yürürlükte olduğu kabul edilen Şevval 1274 tarihli Arazi Kanunnamesinin 20 ve 78. madde hükümleri dikkate alındığında, davalı tarafın taşınmaz üzerinde sürdürdüğü zilyetliğin Arazi Kanunnamesinin 20. maddesi hükmünde öngörülen süreye ulaştığı, davalı taraf yararına 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-c maddesi hükmünde öngörülen mülk edinme koşullarının da gerçekleştiği mahkemece yapılan keşif ve uygulama, toplanıp değerlendirilen deliller ile Kadastro Mahkemesinin 1996/11 esas sayılı dava dosyası içeriği ile belirlenmiştir. Ayrıca davacı taraf öne sürdüğü iddiaları ve davalı tarafın savunmasının aksini de kanıtlayamamıştır.
Mahkemece bu olgular dikkate alınarak verilen hükümde bir isabetsizlik bulunmadığından davacılardan …’nun yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, peşin alınan harcın mahsubu ile geriye kalan 6,85 TL harcın ilgilisinden alınmasına, 06.07.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.