Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2010/7083 E. 2011/4901 K. 13.07.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/7083
KARAR NO : 2011/4901
KARAR TARİHİ : 13.07.2011

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı … tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında dava konusu 145 ada 22 parsel sayılı 904,02 m2 yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı … adına tespit edilmiştir. Davacı …, adına tespit edilen dava dışı aynı ada 27 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün eksik yazıldığını öne sürerek dava konusu taşınmazın belirli bölümüne yönelik olarak dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın uzman bilirkişi tarafından düzenlenen 30.04.2010 tarihli haritalı raporda (A) harfi ile işaretli 22,06 m2 yüzölçümündeki bölümün 145 ada 27 parsele ilavesi suretiyle 337,18 m2 yüzölçümü ile davacı … adına, aynı ada 22 parsel sayılı taşınmazın ise 881,96 m2 yüzölçümü ile davalı … adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece dava ve temyize konu 145 ada 22 parsel sayılı taşınmaz bölümü üzerinde tespit gününde adına tescile karar verilen zilyedi davacı taraf yararına 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi hükmünde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş ise de mahkemece yapılan araştırma, soruşturma hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
Kadastro tespitine bir kayıt ve belge esas alınmamış, taraflar yargılama sırasında bir kayıt ve belgeye dayanmamışlardır. Dava ve temyize konu taşınmaz tutanağında belirtilen hukuksal nedenlere dayanılarak davalı taraf adına tesbit edilmiştir. Somut olayda kanıtlama yükümlülüğü davacı tarafa aittir.
Mahkemece iddia ve savunmanın kıymetlendirilmesi yönünden taşınmaz başında keşif yapılmış ve uzman bilirkişilerden rapor alınmış ise de; dinlenen mahalli bilirkişilerden … keşifte gösterdikleri sınır yerinin uzman bilirkişi tarafından düzenlenen raporda işaretli yerler olmadığını, hatalı rapor düzenlendiğini içeren dilekçe vermeleri nedeniyle keşfin sağlıklı yapıldığı konusunda şüphe doğduğu gibi tanık da dinlenilmemiş, varsa nedenleri hüküm yerinde gösterilmemiştir. Böylesine yetersiz araştırma ve soruşturma ile hüküm kurulamaz.
O halde davada sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için öncelikle taraflardan tanıklarını liste halinde dava dosyasına bildirmeleri istenilmeli, bundan sonra yöreyi iyi bilen el verdiğince yaşlı, yansız, yerel ve uzman bilirkişi, tarafların aynı yöntemle gösterecekleri tanıklar ve tespit tutanağı bilirkişilerinin tümü hazır olduğu halde taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, zilyetliğin başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi hakkında yerel bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı bilgi alınmalı, tutanak bilirkişileri de ayrı ayrı taşınmaz başında dinlenilmeli, yerel bilirkişilerin keşifteki beyanları ile temyiz dilekçesine ekli beyanları arasındaki aykırılık giderilmeli, dava konusu taşınmaza sınırda komşu tüm taşınmazların tespit tutanağı ve varsa dayanağı belgeler getirtilmeli, tespitlerine bir kayıt ve belge esas alınan komşu taşınmazlar varsa sözü edilen kayıt ve belgelerde nizalı parsel yönünün ne biçimde ve kimin yeri olarak sınır gösterildiği yönü üzerinde durulmalı, komşu taşınmazların tesbitlerine bir kayıt ve belge esas alınmamışsa tutanak içeriği dikkate alınarak yerel bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmeli, komşu taşınmazların tespitte saptanan türleri ve eylemli durumları incelenip irdelenmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir.
Mahkemece böylesine bir araştırma ve soruşturma yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, dava konusu olmayan 145 ada 27 parsel sayılı taşınmaza ait dosyadaki tutanak aslı ve dayanağı belgelerin tespit gibi tescil işlemi yapılmak üzere Kadastro Müdürlüğüne geri gönderilmesine karar verilmesi gerekirken taraflar arasında kesin hüküm oluşturucak şekilde tescil hükmü kurulması dahi isabetsiz, davalı …’in temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan 91,05 TL harcın istek halinde davalıya iadesine, 13.07.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.