Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2010/2547 E. 2010/4189 K. 30.06.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/2547
KARAR NO : 2010/4189
KARAR TARİHİ : 30.06.2010

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün ONANMASINA ilişkin olarak daireden verilen 11.12.2009 gün ve 2009/2931-5926 E.K. sayılı ilamın tashihi karar yoluyla incelenmesi davalı hazine tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Yargılamanın yenilenmesini isteyen davacı … 7.8.2006 tarihli dilekçesinde davalı olarak tarafı bulunduğu Terme Kadastro Mahkemesinin 16.3.2001 tarih 1999/48-2001/97 E.K. sayılı kesinleşmiş dava dosyasında mahkemenin hükmüne dayanak yaptığı kıyı kenar çizgisinin Samsun İdare Mahkemesinin 8.6.2000 tarih 1999/955-2000/440 sayılı ilamı ile iptal edildiğini ileri sürerek yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın reddine, dava konusu 113 ada 16 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi Nazım Yılmaz’ın 25.9.2007 tarihli haritalı raporunda (A) harfi ile gösterilen 43,39 m2’lik bölümünün tespit dışı bırakılmasına, (B) harfi ile gösterilen 335,64 m2 bölümünün kumluk vasfı ile hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, tarafların temyizi üzerine hüküm taşınmazın (B) harfi ile gösterilen bölüm üzerinde bulunan 3 katlı kargir evin davacı …’a ait olduğu tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle onanmıştır.
Davalı hazine kıyı kenar çizgisinin İdare Mahkemesince iptal edilmesinin yargılamanın yenilenmesi sebebi olamayacağını öne sürerek karar düzeltme yoluyla onama kararının kaldırılarak mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece HUMK’un 445/1. fıkrasının 10.bendi uyarınca davacı tarafın yargılamanın yenilenmesi talebi kabul edilerek taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümünün tespit dışı bırakılmasına, (B) harfi ile gösterilen dava konusu bölümün ise kumluk vasfı ile hazine adına tesciline karar verilmiş ise de; yapılan değerlendirme usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Dava HUMK’un 445/10 maddesi hükmüne dayanan yargılamanın yenilenmesi isteğine ilişkindir. Bilindiği gibi olağanüstü bir kanun yolu olan yargılamanın yenilenmesi nedenleri Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 445.maddesinde sınırlı bir biçimde açıklanmış bulunmaktadır. Sözü geçen maddenin bu dava ile ilgili 10. bendindeki düzenleme ile tarafları, sebebi ve konusu aynı olan bir dava hakkında verilen hükme aykırı yeni bir hüküm verilmesine sebep bulunmadığı halde, aynı veya başka bir mahkeme tarafından önceki hükme aykırı ikinci bir hüküm verilmiş ve her iki hükmün kesinleşmiş olması yargılamanın yenilenmesi sebebi sayılmıştır. Demek oluyor ki tarafları, sebebi ve konusu aynı olan bir dava hakkında birbirine aykırı kesinleşmiş iki hüküm bulunması halinde, yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilebilir. Bu açıklamaların ışığı altında somut olay incelendiğinde ilk önce hazine ile iade-i muhakeme isteyenler arasında kıyı kenar çizgisinin de tartışıldığı kadastro davasının görüldüğü ve anılan davada 1977 tarihinde onaylı kıyı kenar çizgisi esas alınmak suretiyle taşınmazın tespit dışı bırakılmasına karar verildiği görülmektedir. Kadastro davası, dava konusu taşınmazın tespit günü itibariyle mülkiyet durumunun tespitine ilişkindir. Taşınmazın tamamının tespit dışı bırakılmasına esas olan kıyı kenar çizgisi bilahere Samsun İdare Mahkemesi kararı ile iptal edilmiş ve iptal kararı üzerine idarece yeniden belirlenen kıyı kenar çizgisi 12.8.2004 tarihinde onaylanmıştır. Söz konusu bu kıyı kenar çizgisi esas alındığında, taşınmazın bir bölümü kıyı kenar çizgisi dışında kalmaktadır. Samsun İdare Mahkemesinin iptal kararı taşınmazın tesciline ilişkin olmayıp kadastro mahkemesi kararına esas alınan kıyı kenar çizgisinin iptaline ilişkindir. Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular karşısında olayda HUMK’un 445/10.maddesi koşullarının gerçekleştiğinden söz edilemez. Bu nedenle iade-i muhakeme davasının reddine karar verilmesi gerektiği gibi kabule göre de işin esasının incelenmesinde, kıyı kenar çizgisinin 28.11.1991 tarih 1996/5 esas 1997/3 karar sayılı içtihadı birleştirme kararına uygun olarak tespit edilmemiş olması dahi isabetsizdir.
Hal böyle olunca davalı hazinenin yerinde görülen karar düzeltme isteminin kabulü ile dairemizce yanılgıya müstenit olarak verilen 11.12.2009 tarih 2009/2931-5926 E.K. sayılı onama ilamının ORTADAN KALDIRILMASINA, yukarıda açıklanan gerekçelerle davacı …’ın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, davalı hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme hükmünün BOZULMASINA, peşin alınan 82,80 TL temyiz harcının mahsubu ile geriye kalan 8,25 TL harcın davacı …’dan alınmasına, 30.06.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.