Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2009/8219 E. 2010/6662 K. 24.11.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/8219
KARAR NO : 2010/6662
KARAR TARİHİ : 24.11.2010

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmiş ve isteğin kanuni süresinde olduğu anlaşılmış ise de hüküm tarihinde taşınmazın değeri kanunda mürafaa için öngörülen 14,200 TL geçmediği anlaşıldığından duruşma isteminin reddine, dosyanın evrak üzerinde incelenmesine karar verildi. Gereği görüşüldü;
Kadastro sırasında dava konusu 129 ada 68 parsel sayılı 65045,65 m2 yüzölçümündeki taşınmaz Kadastro Komisyonunca kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı … adına tespit edilmiştir. Davacı … Dursun mahkeme ilamına dayanarak ve taşınmazın mera niteliğinde olduğunu ileri sürerek … ve …’nı hasım göstermek suretiyle dava açmıştır. Mahkemece … aleyhindeki davanın reddine, … aleyhine açılan davanın kabulüne, 129 ada 68 parsel sayılı taşınmazın uzman bilirkişi tarafından düzenlenen 01.09.2009 havale tarihli rapor ve haritada (F) harfi ile işaretli 40576,73 m2 yüzölçümündeki taşınmaz bölümünün mera olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına, geriye kalan ve (E) harfi ile işaretli 24468,92 m2 yüzölçümündeki taşınmaz bölümünün ise tespit gibi davalı … adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı …’in temyizi uzman bilirkişi tarafından düzenlenen 01.09.2009 tarihli rapor ve haritasında (F) harfi ile işaretli taşınmaz bölümüne yöneliktir. Dava ve temyize konu taşınmaz bölümünün kamu malı niteliğinde mera olduğu, mahkemece yapılan keşif, uygulama, toplanıp değerlendirilen delillerle belirlenmiştir. Kural olarak bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresine olursa olsun hukukça değer taşımaz. Öte yandan taşınmazın sınırında bulunan 129 ada 149 parsel sayılı taşınmazın tespiti de mera olarak kesinleşmiş olup, dava ve temyize konu taşınmaz ile mera sınırı arasında ayırıcı unsur olarak doğal ya da yapay bir sınır yeri bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, çekişmeli taşınmazın temyize konu bölümünün sınırını oluşturan meraya el atılarak kazanıldığının kabulü gerekir.
Mahkemece bu olgular dikkate alınarak yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından davalı …’in temyiz itirazları yerinde olmadığı gibi, ayrıca davalı … hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği halde yalnızca “davanın reddine” şeklinde hüküm kurulmuş olması da temyiz edenin sıfatı dikkate alındığında bozma nedeni sayılmadığından hükmün ONANMASINA, peşin ödenen harcın mahsubu ile geriye kalan 8,25 TL temyiz harcının hükmü temyiz eden davalıdan alınmasına, 24.11.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.