Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2009/5326 E. 2009/6400 K. 25.12.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/5326
KARAR NO : 2009/6400
KARAR TARİHİ : 25.12.2009

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi davacı hazine tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, dosyadaki belgeler okundu. Tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi. Gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 263 ada 8 parsel sayılı 2286,32 m² yüzölçümündeki taşınmaz miras yoluyla gelen hakka, paylaşmaya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı … adına tespit edilmiştir. Davacı hazine, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu öne sürerek dava açmıştır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, dava konusu 263 ada 8 parsel sayılı taşınmazın uzman bilirkişi tarafından düzenlenen haritada (A) harfi ile işaretli 1428,04 m² yüzölçümündeki bölümünün davalı … adına, (B) harfi ile işaretli 858,28 m² yüzölçümündeki bölümünün ise davacı hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece toplanan ve doğru olarak değerlendirilen delillere, tespitte saptanan hukuksal olgulara, dosya içeriğine ve dava niteliğine göre davacı hazinenin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, temyiz konusu 263 ada 8 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti 26.7.1972 tarihinden sonra yapılmıştır. 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi hükmüne göre bir kimse aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden zilyetlikle sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüm yüzölçümünde taşınmaz malı iktisap edebilir. Her ne kadar mahkemece davanın dayanağını oluşturan 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi hükmü uyarınca araştırma ve soruşturma yapılmış ise de bu doğrultuda yapılan araştırma ve soruşturma da yöntemine uygun olmadığı gibi ayrıca yetersizdir.
O halde bu konuda sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için adına tescile karar verilen zilyet davalı …’a taşınmazı bağışlayan …ve bayii …’in onaylı nüfus kayıt örnekleri getirtilerek kimlikleri bu yolla sağlıklı biçimde belirlenmeli, bundan sonra aynı çalışma alanı içerisinde bayileri adına kayıtsız ve belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla başkaca taşınmaz mal tespit yada tescil edilip edilmediği Kadastro Müdürlüğü, Tapu Sicil Müdürlüğü ve Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüklerinden ayrı ayrı sorulup saptanmalı, tespit edilen taşınmazlar varsa sözü edilen taşınmazların tespit tutanakları ve varsa dayanakları kayıtlar, davalı iseler dava dosyaları getirtilmeli, paylı tespit edilen taşınmazlar varsa taşınmazın yüzölçümü payda kabul edilerek ilgiliye o taşınmazda payı karşılığında kaç m2 taşınmaz mal isabet edeceği duraksamasız belirlenmeli, davalı olan ve hükme bağlanmayan dava dışı taşınmazlar varsa etkili bir denetim ve kontrol için usulün 45 ve onu izleyen maddeleri hükmü ile 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi hükmündeki kısıtlamalar dikkate alınarak birleştirilip birleştirilmeyeceği düşünülmeli, hükme bağlanıp kesinleşen davalar var ise sonuçları göz önüne alınmalı, bu yolla sağlıklı biçimde bir kontrol ve denetim yapılmalı, bundan sonra sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece böylesine bir araştırma ve soruşturma yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi kabule göre de hükme esas alınan uzman ziraatçi bilirkişi … tarafından düzenlenen raporda (B) harfi ile işaretlenen bölümün tarıma elverişli kültür arazisi olduğu, (A) harfi ile işaretlenen bölümün ise ham toprak niteliğinde olduğunun belirtilmiş olmasına karşın hüküm yerinde raporun aksi kabul edilerek hüküm kurulması dahi isabetsiz, davacı hazinenin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 25.12.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.