Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2009/4277 E. 2010/3368 K. 02.06.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/4277
KARAR NO : 2010/3368
KARAR TARİHİ : 02.06.2010

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi davacı … tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, dosyadaki belgeler okundu. Tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi. Gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında dava ve temyiz konusu 140 ada 15 parsel sayılı 7540 m² yüzölçümündeki taşınmaz, kadimden beri ve halen mera olarak kullanıldığından söz edilerek mera niteliği ile sınırlandırılmak suretiyle tespit edilmiştir. Davacı …, taşınmazın bir bölümü için vergi kayıtlarına, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, 140 ada 15 sayılı parselden ifrazen, kendisine ait dava dışı 140 ada 8 sayılı parsele ilave olunarak adına tapuya tescili istemi ile dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine, 140 ada 8 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline, 140 ada 15 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağındaki tespit gibi özel siciline tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacının temyizi 140 ada 15 parsel sayılı taşınmazın harita mühendisi Ferudun Hekimoğlu tarafından düzenlenen 24.11.2008 tarihli rapor ekindeki haritada (A) harfi ile gösterilen 192,60 m² yüzölçümündeki bölüm hakkında kurulan hükme yöneliktir.
Davacının dayandığı ve dava dışı 140 ada 8 parsel sayılı taşınmaza yüzölçümlerinden fazlasıyla revizyon gören 1937 tarih 748 ve 749 tahrir nolu vergi kayıtları nizalı taşınmaz yönünü hali okumakta ise de dava konusu taşınmaz eylemli durumda meradır. Komşu 140 ada 2 parsel sayılı taşınmaza uygulanan Eylül 1294 tarih 53 nolu, 140 ada 3 parsel sayılı taşınmaza uygulanan Haziran 1321 gün 41 sayılı sicilden gelen Kasım 1938 gün 7 nolu tapu kaydı da dava konusu taşınmaz yönünü mera okumaktadır. Bu durumda davacının zilyetliğinde bulunan dava ve temyiz konusu taşınmaz bölümünün meraya el atılarak kazanıldığının kabulü gerekir. Öte yandan eylemli duruma aykırı düşen soyut nitelikteki mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına değer verilemez. Bu gibi yerler üzerinde sürdürülen zilyetlik hukukça bir değer taşınmaz. Bu nedenler ve hükümde gösterilen diğer gerekçelere göre davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ne var ki mahkemece dava konusu olmayan 140 ada 8 parsel sayılı taşınmaz hakkında hüküm oluşturulması ve tescile tabi olmayan mera hakkında sınırlandırılmakla yetinilmesi gerekirken tescil hükmü kurulması isabetsiz, davacının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde ise de yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirmediğinden hüküm fıkrasının 1 numaralı bendinin ikinci satırındaki “kadastro tutanağındaki tespit gibi tapuya tesciline” sözlerinin hüküm yerinden çıkarılmasına, yerine “kadastro işleminin olağan usullerle tamamlanması için tutanak ve eklerinin kütükler devredilmişse Tapu Sicil Müdürlüğüne, devredilmemişse Kadastro Müdürlüğüne iadesine” sözlerinin yazılmasına, hüküm fıkrasının 2 numaralı bendinin ikinci satırındaki “kadastro tutanağındaki TESPİT GİBİ ÖZEL SİCİLİNE TESCİLİNE” sözlerinin hüküm yerinden çıkarılmasına, yerine “mera niteliği ile sınırlandırılmasına, mera özel siciline yazılmasına” sözlerinin eklenmesine, hükmün düzeltilen bu şekli ile ONANMASINA, hüküm düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, peşin alınan 82,80 TL harcın istek halinde davacıya iadesine, 02.06.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.