Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2023/7443 E. 2023/4653 K. 10.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/7443
KARAR NO : 2023/4653
KARAR TARİHİ : 10.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇ : 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na muhalefet
HÜKÜM : Mahkûmiyet, kaçak eşyanın müsaderesi
İTİRAZNAME GÖRÜŞÜ : Bozma
İTİRAZA KONU KARAR : Bozma
İTİRAZ EDEN : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı

Yargıtay 7. Ceza Dairesinin, 18.01.2023 tarih ve 2019/9129 Esas, 2023/602 Karar sayılı kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 01.04.2023 tarihli ve 7-2015/414900 sayılı itirazı üzerine yapılan inceleme neticesinde;

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun’un) 308 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen kanunî süresinde yapılan aleyhe itiraz başvurusu üzerine dava dosyası, aynı Kanun’un 308 inci maddesinin ikinci fıkrası gereği Dairemize gönderilmekle, gereği düşünüldü:

I. İTİRAZ SEBEPLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz başvurusu, “Kaçak sigara satıldığı ihbarını 09.07.2014 tarihinde alan emniyet mensupları, ihbarda adı geçen iş yerine 12.07.2014 tarihinde kendiliğinden gitmişler polis tanıtma kartlarını göstererek iş yeri sahibine ihbarla ilgili bilgi vermişler, tutanağa göre

iş yeri sahibi iş yerinde bulunan sigaraların kendisine ait olduğunu söylemiş ve rızasıyla sigaraları teslim etmiştir.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 119 uncu maddesi; “Hâkim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının, Cumhuriyet savcısına ulaşılamadığı hallerde ise kolluk amirinin yazılı emri ile kolluk görevlileri arama yapabilirler. Ancak, konutta, işyerinde ve kamuya açık olmayan kapalı alanlarda arama, hâkim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının yazılı emri ile yapılabilir. Kolluk amirinin yazılı emri ile yapılan arama sonuçları Cumhuriyet Başsavcılığına derhal bildirilir.” şeklindedir. 5271 sayılı Kanun’un adli kolluk ve görevi başlıklı 164 üncü maddesinin ikinci fıkrası “Soruşturma işlemleri, Cumhuriyet savcısının emir ve talimatları doğrultusunda öncelikle adlî kolluğa yaptırılır. Adlî kolluk görevlileri, Cumhuriyet savcısının adlî görevlere ilişkin emirlerini yerine getirir.” şeklindedir. Somut olayda adli kolluk olarak görev yapan kolluk görevlileri 09.07.2014 tarihinde aldıkları ihbar nedeniyle, Cumhuriyet savcısına bilgi verip emir almadan 12.07.2014 tarihinde yetkilerinin dışına çıkarak sanığın iş yerinde arama yapmışlar ve elde ettikleri bu delillerle soruşturma işlemlerine başlamışlardır. Soruşturma işlemlerinin Cumhuriyet savcısının bilgisi ve talimatları doğrultusunda yapılması gerektiğine dair 5271 sayılı Kanun’un 164 üncü maddesinin ikinci fıkrasındaki düzenlemeye uymamışlardır. Yapılan ihbarın 5271 sayılı Kanun’un 116 ncı maddesi kapsamında makul şüphe olup olmadığını ilk değerlendirecek olan Cumhuriyet savcısı, karar istenildiğinde ise hâkimdir. İhbarın üzerinden üç günlük süre geçmiş olması nedeniyle suçüstü hali de söz konusu değildir.

Benzer bir olayda yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2021/213 Karar sayılı kararında şu şekilde gerçekleşen suç konusunun ele geçirilmesi işlemini usul ve yasalara aykırı görmüştür. “…02.10.2013 tarihli tutanağa göre, aynı gün saat 22.00 sıralarında jandarma ihbar hattına ”M. D.” adlı şahsın Çiniyeri Köyü’ndeki kahvehanesinde kaçak sigara satıldığına ilişkin gelen ihbar üzerine kolluk görevlilerinin 02.10.2013 tarihli Cumhuriyet savcısıyla görüşme tutanağından da anlaşılacağı üzere, 22.15’de nöbetçi Cumhuriyet savcısına ihbar içeriği hakkında bilgi verdikleri, Cumhuriyet savcısının adı geçen iş yeri çevresinde araştırma yapılması yönündeki talimatı üzerine kolluk görevlilerinin sanığın kahvehanesine gittikleri ve iş yerinde bulunan sanığa ihbar içeriğini anlattıktan sonra kahvehanede kaçak sigara bulunması hâlinde kendi rızası ile teslim edip etmeyeceğini sordukları, bunun üzerine sanığın iş yerinde bulunan masanın birinci ve ikinci çekmecesinden çıkarttığı 25 paket kaçak sigarayı kolluk görevlilerine teslim ettiği ve sonrasında nöbetçi Cumhuriyet savcısına ele geçen kaçak sigaralar hakkında bilgi verildiği olayda; Sanığın iş yerinde kaçak sigara sattığına ilişkin gelen ihbar üzerine mahkemece verilmiş usulüne uygun bir arama kararı olmadığı gibi, gecikmesinde sakınca olduğu gerekçesiyle Cumhuriyet savcısı tarafından da verilmiş bir yazılı arama izni ya da Cumhuriyet savcısına ulaşılamaması nedeniyle kolluk amirince verilmiş yazılı arama emri bulunmadığı, Cumhuriyet savcısınca iş yeri çevresinde araştırma yapılması yönündeki talimatın arama izni olarak değerlendirilemeyeceği, devletin kamu gücünü kullanan kolluk görevlilerinin karşısında direnme gücü bulunmayan sanığın bu aşamada gösterdiği rızanın hukuken geçerli olmadığının kabulünün gerektiği, bu nedenle ilk bakışta görülemeyecek şekilde sanığın iş yerinde bulunan masanın çekmecesinden ele geçen kaçak sigaraların yasak delil niteliğinde olduğu ve CMK’nın 217. maddesine aykırı olan bu delilin de hükme esas alınamayacağı kabul edilmelidir….”

Somut olayda suç işlendiği hususunda ihbar alınmış olması nedeniyle yargının yetkisinde ve değerlendirmesinde olan bir alana girilmiştir. Artık bu durumda kolluk görevlileri Cumhuriyet savcısına bilgi verip onun talimatları doğrultusunda hareket etmek zorundadırlar. 5271 sayılı Kanun’un 119 uncu maddesine uygun şekilde verilmiş bir arama kararı olmadan, sanığın iş yerinde yapılan arama 5271 sayılı Kanunu’na aykırılık teşkil ettiğinden usulsüz bir aramadır ve bu aramada elde edilen deliller hükme esas alınacak nitelikte değildir. Sanığın sigaraların kendisine ait olduğunu söyleyip suçunu ikrar etmiş olması ya da aramaya rıza göstermiş olması usule aykırı elde edilen delilleri usule uygun hale getirmeyecektir. Yerel Mahkeme hükmünün, aramanın usule uygun olmadığı ve sanığın beraatına karar verilmesi gerekçesiyle bozulmasına karar verilmesi gerekirken yalnızca sair nedenlerle bozulması ile yetinilmesi usul ve yasalara aykırı olduğundan bahisle ilâmının kaldırılmasına ve hükmün bozulmasına karar verilmesi talebine ilişkindir.

II. GEREKÇE
Dosya kapsamına göre 09.07.2014 tarihinde 155 polis imdat hattına yapılan kaçak sigara konulu elektronik posta ihbarında kaçak sigara satışı yapılan işyerinin bulunduğu belirtilmiş, konuyla ilgili yapılan çalışmada ihbara konu işyerinin “White Tütün Shop” isimli işyeri olduğu tespit edilerek 12.07.2014 Cumartesi günü saat 15.30 sıralarında Güzelyalı Mahallesi Selahaddin Eyyubi Caddesi üzerinde bulunan ihbara konu iş yerine gidilerek yapılan aramada 12 karton sigara ele geçirilmesi şeklinde gerçekleşen olayda, sigaraların ele geçirildiği işyerinin tütün ürünleri satılan bir işyeri olması, sanık kollukta sigaraları içmek amacıyla bulundurduğunu beyan etmiş ise de, esas mahkemesinde suça konu sigaraların kaçak olduğunu ve satışının yasak olduğunu bilmediğini söylemesi hususu değerlendirildiğinde sanığın işyeri hakkında kaçak sigara satışına yönelik ihbarın bulunması, sanığın tevil … ikrarı ile sigaraları satmak amacıyla bulundurduğunun anlaşılması karşısında suçüstü halinin bulunduğu cihetle, arama kararına gerek olmadığı gibi sanığın aşamalarda suçlamaları kabul ettiği, suça konu sigaraları alıp satmanın suç olduğunu bilmediği yönünde ikrar niteliğinde savunmada bulunduğu da gözetildiğinde, sanığın işyerinde ele geçen gümrük kaçağı sigaraları ticari amaçla bulundurduğu anlaşılmakla, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşıldığından sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulmasında hukuka aykırılık görülmediğinden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.

III. KARAR
1.Gerekçe bölümünde belirtilen nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı İTİRAZININ oy çokluğuyla REDDİNE,

2.5271 sayılı Kanun’un 308 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca Yargıtay 7. Ceza Dairesinin, 18.01.2023 tarihli ve 2019/9129 Esas, 2023/602 Karar sayılı sanığın mahkumiyetine yönelik sair nedenlerle bozulması kararı ile ilgili itirazı incelemek üzere dava dosyasının, Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

10.05.2023 tarihinde karar verildi.